XXIV

22 5 13
                                    

Sabah alarmımla uyandım. Daha saat sekizdi ama Mert'e kahvaltı hazırlamalıydım. Misafirimi iyi ağırlamalıydım sonuçta. Hemen elimi yüzümü yıkamış ve aşağı inmiştim. Yarım saat sonra güzelce kahvaltıyı hazırlamıştım. Çay da demlenince tam Mert'i uyandırmaya gidecekken Mert paytak paytak gözlerini ovuştura ovuştura geliyordu. Göz göze geldiğimizde gülümsedi. 'Oooo Ülkü bu kadar yetenekli olduğunu bilmiyordum.'
'Sen daha hiçbir şey görmedin bu ne ki'
Biraz abartmıştım aslında pek yemek yapamazdım.
O anlık öyle olmuştu ama.

...

Yemekler bitmiş Mert sofrayı toplamama yardım ediyordu.

'Mert'
'Efendim'
'Sana teşekkür etmek istiyorum. Hayatımı kurtardın sus sen olmasan yapamazdım, kaçamazdım oradan.'
'Ülkü sen de olmasan o cesareti bulamazdım kendimde. Beni de kaçırmışlar, zorla tutuyorlardı orada.'
'Seni niye kaçırmışlardı ki?'
'Ben söylemesi ayıp ünlü bir bilgisayar mühendisiyim.Ve buluşlar yapıyorum. O yüzden sanırsam. Kötü işlerine alet edeceklerdi.'
'Ooo bilgisayar mühendisi ha... Çok havalıı'
'Sen ne iş yapıyorsun?'
'Diş hekimiyim'
'Yaaa ne güzell. Japonya'da mı?'
'Hayır olay biraz farklı'
'İstersen anlatabilirsin'
Sonra Ilgaz'ı Ateş'i anlatmıştım. Flashback yaparken aklıma bir anda o çocuk gelmişti.
Hayalet, portakal kokusu...
Unutmuştum onu. Çok merak ediyordum kim olduğunu. Aslında tanıdık geliyordu ama bilmiyordum.
Mert anlattıklatıma üzlmüş olduğunu görünce konuyu değiştirmiştim.
'Mert sana bir şey danışacağım'
'Buyur'
'Şimdi benim instagramım yok ama telefonumda benim adıma instagram hesabı açılmış ki ben telefonumu kimseye vermedim. Nasıl oldu bu?'
'Ülkü ya biri telefonunu hacklemiş ya da biri telefonunu alıp hesap açmış. Bir bakabilir miyim?'
'Tabi'
'Hmm Ülkü bu telefonunu hacklemiş.'
'Nası yani?'
'Yani telefonunu direkt kontrol ediyor.'
'Bunu kim yapabilir?'
'Çok iyi yazılım, bilişim mühendisleri sanırsam'
'Sen en iyisi mi telefon değiştir.'
'Ya diğerine de aynısını yaparlarsa?'
'Sana bir program yüklicem onunla hiçbir şey yapamazlar'
'Bu telefona indirsen?'
'Çoktan hacklenmiş bu. Ama aslında bir deneyebilirim. İlk önce bakabilir miyim hesaba?'
'Tabi'
'Biraz uzun.. laptop var mı evde? Bir de şarj kablonu getirir misin?'
Koşarak Mert'in istediklerini getirmiştim. Mert gerindikten sonra bilgisayarda bir şeyler yapmaya başlamıştı. Hızla bir şeyler yazıyor bilgisayardan başka bir yere bakmıyordu. Odaklanmak bu olsa gerekti. On dakika sonra enter tuşuna basmıştı.
k
'Bitti'
'Nası bu kadar hızlı yaptın?'
Hafif bir tebessüm oluşmuştu simasında.
'Pro olmak bunu gerektirir diyosunn. Wow! İyi ki de Ünlü Bir Bilgisayar Mühendisi arkadaşım var, çok şanslıyım.'
'Ee tabi yani çok şanslısın. Neyse şimdi bir program yazdım. Bu program baya güçlü umarım işe yarar.'
'Program mı yazdın?!'
Teknolojiyle pek aram olmasa bile program yazmak kolay değildir herhalde. Şok olmuştum. Ama boşuna pro değil yani.
Tekrar gülmüştü.
'Teşekkür ederim Mert. Sana borcumu asla ödeyemem. Hayatımı kurtardın, şimdi de telefonumun hayatını kurtarıyorsun.'
'Sen de benim hayatımı kurtardın Ülkü. Sen olmasan kaçacak cesaretim olmazdı. Telefona gelince... Türkiye'ye dönünce sen de bir gün benim dişimin hayatını kurtarırsın.'
İkimizde gülmüştük.
'Tabii ki de kurtarırım. Memnuniyetle'
'Bu arada sen ne zaman Türkiye'ye döneceksin?'
'Bilmiyorum.'
'Ben bugün dönmeyi düşünüyorum. Şimdi bilet alıcam. Gelmek istersen sana da alayım ha?'
Aslında Türkiye'yi, evimi, ailemi, Ateş'i çok özlemiştim ama burada kim olduğunu çözmem gereken biri vardı. Onu çözmeden gidemezdim.
'Sen git. Ben biraz daha burdayım.'
'Sen bilirsin'

4 saat sonra

Havaalanına gelmiştik.
Mert'i yolcu edecektim.
'Tekrar her şey için teşekkür ederim Ülkü. Beni ağırladın. Umarım tekrar karşılaşırız.'
'Ne teşekkürü? Sen benim hayatımı kurtardın Mert! Bir gün ağırlamışım fazla mı? Duymamış olayım. Hem ben de teşekkür ederim tekrardan. Sen olmasan belki de ölmüştüm. Evet umarım tekrar karşılaşırız.'
Ve sarılmıştık.
'Biliyorsun numaram sen de var istediğin zaman arayabilirsin. Dertleşmek için falan ne istersen tamam?'
'Tamam. Sen de arayabilrisin. Kendine iyi bak bir de bundan sonra yanında korumayla gez. Sonuçta Ünlü Bir Bilgisayar Mühendisisin. Tekrar kaçırılma' gülmüştüm.
O da gülerek
' Tamamdır. Sen de kendine iyi bak.'

...

O gün Mert'i Türkiye'ye yolladıktan sonra uçuruma gitmeyi düşünüyordum. Lâkin aklıma bir şey takılmıştı. Daha doğrusu gelmişti. Dün gece bulduğum mektup..

Onu alıp orada okuyacaktım.

Sonunda...
Yine gelmiştim buraya, uçuruma. Çünkü burası beni rahatlatıyordu. Tabi tek sebebi bu değildi. Onu da görmek istiyordum.

Yani..

Hayalet'i

Ben bunları düşünürken uçurumun en ucuna gidip derin bir nefes almıştım. Okyanus kokusu dolarken ciğerlerime bir yandan da güneşin son ışıkları aydınlatıyordu içimi, eski umutlar batarken, yeni umutlar doğuyordu âdeta. Rüzgar dans ediyordu saçlarımla, savuruyordu onları...

En sonunda oturdum uçurumun kenarına.

Aklımda o
Elimdeyse o mektup...




Hayalet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin