Sports & Arts High School | jikook

-5-

🐿 oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın  *-*

Derin bir nefes alıp kendimi evden dışarı attım. Ağzıma sıkıştırdığım yemek ile birlikte okula doğru ilerlerken Hoseok ile buluşacağımız alana doğru ilerledim.

Tam okula beraber gitmek için buluşmamız gereken yere varmıştım ki telefonuma gelen mesaj sesi ile durdum ve telefonumu çıkardım.

at suratlı'm :

Mochi'm, beni bir arkadaşım gelip aldı sabah, seninle birlikte gidemeyeceğim :((

Okula görüşürüz çöreğim~

Okuduğum mesaj ile dudaklarımı büzüp cebimden kulaklığımı çıkardım ve müzik dinleyerek okula doğru yürüdüm. Hoseok son zamanlarda benden bir şey saklıyordu, bunu biliyordum yani fark edebiliyordum ama neden böyle bir şey yaptığını çözemiyordum bir türlü. Biz birbirinizden asla bir şey saklamazdık, ona bu konuda biraz kırılmıyor değildim ama bu konuyu hep daha sonraya atıyordum aklımda, şimdi yaptığım gibi.

...

İlk iki dersim bittikten sonra kendimi bulunduğum binadan dışarı attım. Diğer dersimin başlamasına yaklaşık bir saat gibi bir zaman olduğu için etrafta boş boş geziyordum.

Telefonumdan Hoseok ve Jisung'a mesaj atmış, işleri olup olmadığını sormuştum, ikisi de derslerinin olduğunu söyledikleri için şimdi yalnız takılmak zorundaydım. Bu sırada evet Jisung'un telefonu da var bende, aslında tam olarak şöyle ben Jisung'a telefonumu vermedim, o benim numaramı Hoseok'un telefonundan çalmış ve bana mesaj atmış. İşte o da böyle değişik bir çocuk, kabul etmek lazım

"Bakıyorum da, sonunda yalnız kalabilmişsin." Tanıdık olan ses kulaklarımı doldurduğunda gözlerimi devirip kafamı salladım. Sapık herif gene bir yerlerden çıkmıştı.

"Biliyorsun benim arkadaşım ile senin arkadaşının küçük bir ilişki gibi bir şeyleri var, bu durumda sen ve ben iyi anlaşmalıyız." Sapık herifin dediği şey ile yürümeyi bırakıp ona döndüm, o da bana. İlişki mi ?

"Nasıl yani ? Ne ilişkisi ?" Güneş vuran yüzüne konuştuğumda gülümseyip kafasını hafifçe yana yatırıp bana gülerek baktı. "Ahh..arkadaşın sana anlatmamış sanırım. Tuhaf, ben de çok yakın arkadaşsınız sanıyordum." Şu anda bu piç bir şekilde sırıtan çocuğun yüzüne öyle bir yumruk geçirmek istiyordum ki, size anlatamam. Aslında geçirebilirdim, karşımdaki tavşan suratlı sapık, benden 10 santimetre daha uzun olmasaydı.

"Cidden eğer tek bir laf ettiğini daha duyarsam, yumruğu geçireceğim sana." Sinirle söylenip boş bulduğum banklardan birine oturduğumda o da benimle birlikte oturdu, vücudunu bana doğru çevirdi.

"Hımm, cidden mi ? O küçük yumrukların canımı ne kadar acıtabilir merak ediyorum cidden." Derin bir nefes alıp kafamı arkaya, oturduğum bankın sırt kısmına yasladım ve gözlerimi kapattım. Gerizekalı, sapık herifin biri yüzünden moralimi bozmama gerek yoktu.

"Tahrik olmam için mi boynunu daha fazla açtın ? Yani eğer öyle bir amacın varsa, başardığını söylemek isterim." Gözlerimi açıp doğrulduğumda sinirle ona baktım ve "Ya, senin derdin ne ? Rahat bıraksana beni. Sapık herif !" dedim, gülümseyip kaşlarını kaldırdı ve kendini göstererek "Ben mi sapık oluyorum ? Geçen gün okul kapısının önünde benimle flörtleşen sen iken üstelik." dediğinde gözlerimi gözlerinden ayırıp dudaklarımı büzdüm. Bir kere ben onu kandırmak amaçlı yapmıştım ama şimdi birden böyle söyleyince kendimi tuhaf hissetmiştim.

Bulunduğum ortam birden ısınmaya başlamıştı sanki. Cevap olarak omuz silkip tam kendimi savunmak için konuşacaktım ki ikimizin sesinden daha kalın bir ses yanımıza gelmiş, konuşmaya başlamıştı. "Jungkook, arkadaşın ile beni de tanıştırmak ister misin ?"