Sports & Arts High School | jikook

-12-

öncelikle YKS'ye girenlere söyleyeceklerim var, umarım sınavınız iyi geçmiştir. Ben de bu zamanları yaşadım ve cidden çok strestli bir durum ama artık önünüze bakmak zorundasınız, siz elinizden geleni yaptınız bütün bir sene boyunca. Hayırlısı demekten başka bir şey yok.

ikinci olarak da sizi bölüm için beklettim, özür dilerim. Ama benim de finallerim yeni bitti ve şu iki gün boyunca sınava giren arkadaşlarımı rahatlatmaya çalıştım o yüzden bölümü tamamlamam uzun sürdü.

umarım beğenirsiniz, iyi okumalar 🌸💜

Oy vermeyi ve yorum yapmarı unutmayın 🙏🏼🐿

Park Jimin

Minhyuk'un çağırması ile tekrardan geldiğim okulun önünde ceketime sarılmış bir şekilde telefonuma bakarak beklerken gözüm az önce Han'ın attığı mesaja kaymıştı.

sincap çocuk :

GÖT HERİF
BENİ BEKLETİYOR
keşke bununla iddiaya girmeseydim de seninle takılabilseydim Jiminnie~
:((

Jiminie :

KDŞKSSŞNSLSNSŞ
sakin ol eninde sonunda gelmek zorunda
Eğer seni ekerse bana hemen söyle gidip onu döveyim
:*

"Beklettiğim için üzgünüm Jimin, ama annem beş saat sorular sordu bana. Cidden, evden kaçmak için yer aramaya başladım." Minhyuk'un koşarak yanıma gelip söylediği cümleler ile gülümsedim ve telefonumu cebime koyup kollarımı göğsümde birleştirip ona baktım.

"Önemli değil, asıl önemli soru : neden beni okula çağırdın ?, olacaktı." dedim kaşlarım kalkık bir şekilde ona bakarken. Yüzüme mahcupça gülümseyip önüne getirdiği parmakları ile oynarken "Şey, bugün basketbol bölümünün antrenmanı var da, sen de onları tanıyorsun. Belki birlikte izlemeye gideriz diye düşünmüştüm ?" dedi soru soran gözler ile. Dediklerine gözlerimi devirip elim ile hafifçe omzuna vurarak "Sen bana 'Changkyun'u izlemeye gidelim.' ,desen daha mantıklı olurdu, inan bana." dedim gülümseyerek.

Dudaklarını birbirine bastırıp yere baktığında gözüm kızaran kulaklarına takılınca derin bir nefes verdim ve kolunu omzuna attım. "Hadi, gidelim bakalım şu antrenmana !" dedim enerji verici bir ses ile. O da derin bir nefes alıp parmağı ile okulu işaret ederken "GİDELİM !" diye bağırdı.

İkimizde gülümseyerek okulda ilerlerken gözüm hala dersi olan veya okulda pratik yapmak için kalan insanlara takılıyordu. Birbirimize çocukluk anılarımızı anlata anlata ilerlerken yürüdüğümüz koridorun sağ tarafına giden, ki bizim geçmemiz gereken yol sağ taraf, yoldan gelen ses ile ikimizin de sesi kesildi.

"Sana kaç kere söyleyeceğim, BEN BİR ŞEY YAPMADIM ! KIT BEYİNLİ MİSİN !" diye bağıran bir ses kulaklarıma ulaştı. Bir süre sonra görüntü de karşımıza geldiğinde iki tane çocuğun koridorda karşı karşıya durmuş bir şekilde birbirlerine bağırdığını gördük. Birinin ensesine kadar gelen uzun, kırmızı saçları vardı. Diğerinin ise mavi saçları vardı. Gözüm bu iki çocuk arasında giderken ikisinin de bu okula göre fazla göz alıcı olduğunu fark etmiştim.

"Cidden sana inanmamı bekliyor musun ? Burada bana garezi olabilecek tek kişi sensin, bunu senden başka yapabilecek biri yok !" Mavi saçlı genç konuştuğunda kırmızı saçlı olan bir şeyler mırıldanarak kafasını havaya kaldırdı, sakinleşmeye çalışıyor gibi gözüküyordu.

"Ya lütfen bana söyle, senin siktiriboktan kıyafetinin üzerine neden bir şey dökeyim ?! Kıyafetinin nerede olduğunu bile bilmiyordum ben ! Aşağıda arkadaşlarım ile oturuyordum !" dedi kırmızı saçlı sinirli bir şekilde. İkisi de bir süre birbirine sinirli sinirli bakarken sağ kulağıma eğilen Minhyuk fısıldayarak "Harika ! Biz şimdi nasıl geçeceğiz buradan ?" dedi. Omuzlarımı havaya kaldırıp kafamı salladığımda derin bir nefes vererek benden uzaklaştı. Cidden şu anda bu ikisinin arasından geçmek, ölüme atlamak gibi bir şeydi. Her an kavgaya tutuşabilecek gibi bakıyorlardı birbirlerine.