-6-

710 74 26
                                    


❗ ÖNEMLİ NOT ! LÜTFEN OKUYUN ❗ 

 lütfen  oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın, cidden ! Kitabın bir bölümünü 50-60 kişi okuyor ama gelen oy sayısı 15'i bile geçmiyor, yorum sayısını söylemiyorum bile çünkü direkt yok. :(

Bu kitabı yazmayı cidden çok seviyorum, bir sürü karakter olması ve Jimin ile Jungkook'un değişik ilişkisi çok hoşuma gidiyor ama bu yorum  ve oy sayılarını görmek beni üzmüyor da değil. Elimden geldiğince takmamaya çalışıyorum ama bölüm hakkında insanların yorumlarını çok merak ettiğim için hep aklımın bir köşesinde oluyor.


Neyse yine de iyi okumalar, yazım hatam var ise özür dilerim~

ayrıca tatlı bir bölüm oldu bence xb


"Ee, at suratlı beyfendi, ne zaman bana anlatmayı düşünüyorsun ?" Hoseok ile klasik pijama partilerimizden birini, evimde yaptığımız zamanlardan birinde, ağzıma attığım patlamış mısırı bitirdikten sonra konuştum. Hoseok ilk yüzüme sorarcasına baktığında kaşlarımı kaldırıp ona baktım.

"Sen ne demek istediğimi çok güzel bir şekilde anladın."

 Ona ciddi bir şekilde baktığımda gözlerini kaçırıp büzdüğü dudaklarından nefes verdi. Yüzü az önceki mutlu ifadesinden sıyrılmış ve dertli, hafif üzgün bir ifadeye bürünmüştü. Dudaklarımı ısırıp ona baktım.

"Çok da önemli bir şey değil, boş ver." Yüzünü buruşturup elini havada sallamış ve önümüzde duran bira şişelerinden birini almış, büyük bir yudum içmişti. Kollarımı dizlerime sarmış, yanağımı dizime yaslamış bir şekilde otururken "Hiç de önemsiz bir olaya benzemiyor at suratlı. Şu üzgün ifadeni silip bana hemen cevap ver, yoksa gidip o vampir çocuğu döverim." dedim.

Benim dediklerime gülen Hoseok, kaşlarını çatıp dudaklarını araladı ve " ' Vampir çocuk', ne alaka ?" dedi. Gülümsedim ve omuzlarımı silktim. "Çok beyaz bir teni var, yemin ederim köpek dişleri hafif sivri olsaydı insanları vampir olduğuna inandırabilirdi." Hoseok dediğim şeylere kafasını sallayıp gülümsedi.

"O vampir çocuk dediğin kişinin ismi Min Yoongi, basketbol bölümünde." Hoseok kafası eğik bir şekilde cümlelerini sıraladığında gözlerim şokla açıldı.

"O küçük velet mi basketbol takımında !?" Hoseok dediğim şeylere gülümseyip kafasını salladı ve "Yalnız senin ona küçük velet dediğini duyarsa bir yerden, ağzına sıçar haberin olsun. Ayrıca basketbol oynamak için illa uzun boylu olmaya gerek yok, yetenek önemli. Mesela dün gördüğün çocuk, Park Chanyeol. O da basketbol bölümünde, iyi de oynuyor ama Yoongi'nin onda iyi oynadığına bahse girerim." dedi. Gözlerimi devirip kafamı sağa çevirdim.

"Hee canım, ondan." Hoseok benim sallamadığımı ve inanmadığımı görüp gülümsemiş ve elindeki bira şişesini yudumlamaya devam etmişti. Peh ! Yoongi daha iyi oynuyormuş da, şuymuş da, direk demiyor ki 'ben bu çocuğa aşığım, hayranım, köpeği bile olurum.' , salak !

"Umarım çocuğu övmeyi bırakıp bana olanları anlatacaksın ?" Soru sorarcasına söylediğim şeyler ile Hoseok ile göz göze gelmeye çalıştım. Dudaklarını birbirine bastırıp derin bir nefes alıp verdi. "Tamam, ama önce çok tepki vermeyeceğine söz ver, veya beni dövmeyeceğine." Hoseok'un gözlerime onay almaya çalışırcasına bakmasına tüm donuk suratlılığım ile cevap veriyordum.

"Hoseok siktirme belanı şimdi, söyle artık şunu." Kaşlarımı çatıp konuştuğumda karşılığında Hoseok'tan bir tekme yedim. Kızgın bir şekilde bana baktığında kafam ile devam etmesini işaret ettim.

Sports & Arts High School | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin