iki

5.9K 631 656
                                    

🎆🎆🎆

Yavaş adımlarımla geldiğim eve, kapıdan girer girermez koşar adımlarım eklenmişti. Teyzem görmeden banyoya gidip beyaz gömleğimi yıkamam gerekiyordu.

Okul gömleğini beyaz yapan sisteme de buradan hayal gücümüzü zorlayacak küfürlerimi gönderiyorum. Okul gömleği beyaz mı olur hiç abi?

"Anne! Taehyung koşarak banyoya girdi."

Eve ne zaman geldiğini bilmediğim Heejin beni ispiyonlarken çoktan banyoya girip kendimi kilitledim.

Üstümdeki gömleği çıkarıp ılık suyla çitilerken üstündeki kanlar suya karışıp gidiyordu. Kenarda duran sabunla da köpükledikten sonra gömlek öncesine göre daha iyiydi. Yine de izler belli oluyordu. Yani teyzem her türlü ağzıma sıçacaktı.

Pes edip gömleğin son kez suyunu sıktıktan sonra silkeledim. Kaçışım yoktu bu hapishaneden ve vicdansız gardiyandan. Yüzümdeki yaraları da suyla yıkadım ve kuruladım. Banyonun kapısını açtığımda teyzem karşımdan dikiliyordu.

"Gömleğini göster."

"Vişne suyu içerken sen gel vişne suyu üstüme dökül."

Suratıma ilk tokatını attığında bir şey demedim.

"Bir de dalga mı geçiyorsun? Kaç yaşına geldin hala üstünü kirletiyorsun."

"Beyni bir süre sonra gelişmeyi durdurmuş anne."

"Seninki gibi hiç çalışmaya başlamamasından iyidir."

Bir tokat daha yediğimde sinirle kafamı kaldırdım. Yumruklarımı sıkarken teyzemin alayla dudağı kıvrıldı.

"Ne oldu, beni mi döveceksin?"

"Senin gibi birine bile elimi kaldıramayacak kadar annemden terbiye aldım."

"Salak ablamın anca senin gibi salak bir çocuğu olurdu zaten."

"Annem hakkında düzgün konuş!"

"Yarın sabaha kadar odadan dışarı çıkmıyorsun. Akşam yemeği de yok, cezalısın."

"Odamdan dışarı çıkmamak benim için bir ödül."

Önce teyzemin sonra da Heejinin omzuna çarptıktan sonra odaya girdim. İki adımlık odada gömleği çamaşırlığa astıktan sonra sinirle pantolonumu da çıkarıp bir yerlere attım.

Aklıma çantamdaki su şişesi gelince sinirlerim uçup giderken hızla çantamdan çıkardım ve sırıtarak izlemeye başladım.

"Ah be Jungkookum. Keşke şişeden, önce sen içseydin. Ne güzel dolaylı yoldan öpüşmüş olurduk."

İç çekip şişeyi yere koyarken ben de yer yatağıma uzanıp şişeyi izlemeye başladım. Açmaya kıyamıyordum. Parmaklarımla şişeyi sevmeye başladım.

"Saçlarını da bir gün böyle okşayacağım Jungkook. Yüzünü de böyle içim gide gide izleyeceğim."

Yüzümdeki ve karnımdaki sızılarla yavaş yavaş gözlerim kapanırken sabaha kadar uyanmamayı umuyordum. Yarın sabah da o iki salağa kahvaltı hazırlamadan erkenden gidecektim.





***


Alarmımdan çok önce uyanırken yavaşça yerimde gerindim. Uyuşuk hareketlerle kalkarken dün bir yerlere attığım pantolonumu bulup altıma geçirdim. Sonra da hala biraz nemli olan gömleğimi giydim.

Yerdeki şişeyi elime alıp bir öpücük kondurduktan sonra çantama koydum. Saçlarımı iyice dağıtıp odadan çıktım. Banyoya da girip işlerimi hallettikten sonra artık gitmeye hazırdım.

you found me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin