sekiz

4.8K 531 299
                                    

🎆🎆🎆

Sessiz geçen otobüs yolculuğundan sonra Jungkookla yanyana yürüyorduk. Konuşacak bir konu bulmaya çalışıyordum ama Jungkookun hangi konuları seveceği hakkında pek bir fikrim yoktu. Bu yüzden sessiz kalmayı tercih ettim.

"Evinde kalabileceğin, hiç arkadaşın yok mu?"

Sessizliği bozan Jungkook ile hafifçe irkilsem de bozuntuya vermedim. Sakince boğazımı temizledikten sonra cevap verdim.

"Hayır, pek yok. Bir tek Yoongi hyung var, onun da evi yok."

"Nasıl yani, evsiz mi?"

Şaşkınca sorduğu soru kıkırdamama sebep olurken kafamı iki yana salladım.

"Dövme dükkanı var, orada kalıyor. Evi de orası. Yani pek kalınabilecek bir yer olduğunu söyleyemem. Sürekli erkek atıyor."

Jungkook daha çok şaşırırken dudaklarımı büzdüm.

"Yani benim hyungum da erkeklere kaldırıyor anlayacağın."

Kahkaha atmaya başladığımda dediğim şeyi idrak etmem çok da uzun sürmedi. Hemen susup alt dudağımı dişlerimin arasına alırken Jungkooka kaçamak bir bakış attım. Çok iyi olmayan iletişimimizi böyle hiç etmek istemezdim açıkçası.

"Anladım."

"Ben biraz patavatsızım böyle şak diye söyledim. Kusura bakma."

"Önemli değil. Sonuçta doğru bir şey söyledin."

Jungkook gülümsediğinde gelen rahatlama hissi ile ben de tekrardan gülmeye başladım.

"Aslında seninle barda karşılaşmamızı sağlayan da Yoongi hyungtu. Bana verdiği iş orada olmasaydı gerçek seni hiç göremeyecektim."

Gülümsemeyi bırakıp yüzü tekrar ifadesizleşirken telaşlandım.

"Bununla ilgili bir problemim yok gerçekten. O gün çok tepki verdiğimi biliyorum. Ama kabul et, sen de o gün çok tepki verdin."

"Sadece çok şaşırmıştım. Yani ne bileyim, seni orada görünce."

"Aynı şekilde ben de. Bir de seni o şekilde sahnede görünce ne kadar şok olduğumu tahmin bile edemezsin."

"Peki neymiş seni bara getiren o iş?"

Uzun süre Jungkook ile birbirimize baktığımız için gözlerimi kaçırıp parmaklarımla oynamaya başladım. Yaptığım iş, doğru bir iş değildi ve ona söylersem Jungkook benden nefret eder miydi?

"Önemsiz bir iş. Daha çok yolumuz var mı ya? Ben yoruldum."

"Az kaldı."

Sorusunu geçiştirmemin üzerinde durmadığı için rahatlamıştım. Jungkook ile en uzun konuşmalarımızdan birini gerçekleştirmiştik ve kalbimin içimde pır pır etmesine engel olamıyordum.

Güzel bir apartman dairesinin önüne geldiğimizde içeri girdik. Asansöre bindiğimizde Jungkook yedinci kata basarken asansörün altın renkli kaplamalarını inceliyordum. Evin güzel olduğu apartmanından bile anlaşılıyordu. Bizim müstakil evin harabeliği yoktu ve oldukça lükstü.

"Taehyung, sana sesleniyorum."

"Hı?"

"Geldik."

Jungkooka boş boş baktığım birkaç saniyenin ardından asansörden indik. Kapıya geldiğimizde Jungkook zile bastı. Çok geçmeden de kapı açıldı. Kapının arkasındaki çocuğu görmemle dibim düşerken sadece açılan ağzımı kapatabilmiştim.

you found me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin