üç

5.5K 593 337
                                    

🎆🎆🎆

"Sizi her zaman burada görmek zorunda mıyım ben! Atayım mı okuldan, bunu mu istiyorsunuz!"

Müdür bize bağırırken kafamı eğmiş dinliyordum. Tabi bir de teyzeme haber vermesin diye içimden dualar ediyordum.

"Hocam özür dileriz."

"Özür dilermiş. Lan revirdeki bütün malzemeleri siz bitiriyorsunuz lan!"

"Hocam bu sefer gitmem revire cidden."

Yavru köpek bakışlarımı müdüre atarken sinirle iç çekti.

"Defolun sınıfınıza. Bir daha kavga ettiğinizi görmeyeyim."

Jun Pyo şerefsizi ile eğilip selam verdikten sonra odadan çıktık.

"Dua et anneme haber vermediler. Yoksa sen ölmüştün."

Gözlerimi devirip "Dayak yiyen benim farkındaysan." dedim. Sadece omzunu silkti.

Kapıyı tıkıldatıp sınıfa girdiğimizde hoca bize kınayan bakışlar atıyordu. Sanki benim suçumdu. Bunu okula vahşi bir hayvan almadan önce düşüneceklerdi.

Sırama oturup kafamı Jungkooka çevirdiğimde hala dersi dinliyordu. Bu kadını nasıl dinleyebiliyordu cidden?

Hocayı takmayıp çantamdan küçük aynamı çıkardım ve hafif patlayan kaşıma, Winnie the poohlu yara bandımı yapıştırdım. İki günde yüzüm mahvolmuştu yine.

Çalan zilin melodisiyle yerimde dans ederken hoca çıktıktan sonra resmen Jungkookun yanına ışınlandım.

"Hadi süt içmeye gidelim."

İlk yarım saniye yüzüme boş boş baktıktan sonra konuştu.

"Şimdi mi?"

"Sence?"

Kafasını hafif kaşıdıktan sonra "Tamam." dedi ve ayağa kalktı.

Yan yana yürümemize içim giderken suratımdaki aptal gülümsemeyi silemiyordum. Sonunda kantine geldiğimizde daha kalabalıklaşmamış sıraya girdik.

"Abi bize bir çilekli, bir çikolatalı süt."

Sütlerimizi alıp Jungkooku bahçeye doğru çekiştirdim. Boş bir banka da oturduktan sonra çilekli sütü ona uzattım.

"Teşekkürler."

"Bir sütün lafı mı olur canım."

Pipeti süte batırıp sessiz sakin içmeye başladık. Süt dudağımdaki yaraya gelince acıyla inledim.

"Neden revire gitmedin?"

"Revirin malzemelerini ben bitiriyor muşum. Sanki gelin beni dövün diyorum yaa."

İçimdeki isyanla kafamı salladıktan sonra sütüme geri döndüm. Sonuna geldiğimde garip sesler çıkmasını umursamadan köküne kadar içtim.

"Oh be doydum."

Jungkooka döndüğümde hala milim milim sütünü içiyordu. Yüzünü fazla izlemiş olacağım ki bana dönüp "Ne oldu?" dedi.

"Ne olmadı ki." diyip kıkırdamaya başladım.

Ne olmadı ki Jungkookum. Sana daha çok aşık oldum. Bir insanın süt içişine aşık olunur mu?

"Abi manzaraya bak. Bunlar ikisi takılmaya başlamış."

Sınıftan üç kişilik kız grubu bize bakıp kahkaha atarken elimdeki süt kutusunu, hemen yanlarındaki çöp kovasına fırlattım. Ama beceriksiz olduğum için ya da becerikli olduğum için kızlardan birinin ayakkabısına geldi.

you found me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin