13 / Dünya

997 113 114
                                    

Derimin altında binlerce karınca varmış ve o karıncalar yuvalarına dönmek için müthiş bir çaba içerisindeymişim gibi kıpırdanıyorum yerimde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derimin altında binlerce karınca varmış ve o karıncalar yuvalarına dönmek için müthiş bir çaba içerisindeymişim gibi kıpırdanıyorum yerimde. Elimde olsa tırnaklarımı geçirip tenimde açtığım bir yırtıkla hepsinden kurtulacağım. Ellerimi kendime saklamam gerektiğini hatırlatır gibi kucağımda birleştirip sakinleşmeye çalışıyorum.

Gülseren tam karşımda bu halimden haberi olduğunu açık eden bakışlarla gözlerimin içine bakıyor. Ona asla söylemediğimiz sırrımızın ortağı olmayı mecburen kabullenirken bana gözlerinde uyarı ışıkları yakıyor. Huysuzlanarak gözlerimi dadımdan çekip yanımda oturan adama çeviriyorum.

Mirza ailemle kahvaltı yapmayı kabul ettiğinde, yani kabul etmek zorunda kaldığında, ikimiz de neyin içine adım attığımızı bilmiyorduk. O gelmeyi hiç istemiyordu, ben gelmemesini kaldırabilecek gibi değildim. Hem bu daveti reddetmesi bir bakıma piyano derslerimizin de sonlanması anlamına geliyordu. Bu konuda ailemin müthiş bir plan yaptığını inkâr edemeyeceğim, kusursuz bir cinayetin ilk adımlarını kimseye sezdirmeden atmışlardı.

Bahçeye müthiş bir masa kurulmuştu. Çok fazla yemek yemeyen bir adamı değil, bir orduyu ağırlıyor gibiyiz. Mutfağımızda kaç çeşit yiyecek olduğunu göstermezsek annemin düşüp bayılacağından korkuyorum. Mirza ise bunların hiçbirinden etkilenmiş gözükmüyor. Ailemle kibarca selamlaştıktan sonra masadaki yerine kuruluyor.

Yanımda kemiklerinin dizilişiyle bile insana iç çektirecek bir zarafetle oturuyor. Bütün gün oturup onu seyretmek istiyorum. Onu bir müzeye kaldırıp camekanın ardında hak ettiği özeni göstermek istiyorum. Sonra bu düşünceden hoşlanmayarak, burnumu kırıştırıyorum. Mirza bunu fark ederek yeşillerini bana değdiriyor. Görünmez soru işaretleri aramızda can bulurken uzanıp göğsümdeki ağrıyı harlayan bu hasrete son vermek için karşı konulamaz bir istek duyuyorum.

Mavi gömleği gözlerinin rengine gölge düşürüyor. Birinin buna ona söylemesi gerek diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Kucağımda ellerim benden bağımsız hareket edebiliyormuş gibi huzursuzlanıyor. Onların bu söz dinlemezliğinden bıktığımı hissediyorum. Mirza'ya uzanmak isteği kalbimin her atışında damarlarıma pompalanırken sadece santimler uzağında oturuyor olmak bile eziyet gibi geliyor.

Her an ona dokunmalıyım, ona varmalıyım, onun varlığıyla yeniden doğmalıyım. Böylelikle vücudumun her zerresine yayılan bu huzursuzluktan kurtulabilirim. Sadece o bana dokunduğunda, baktığında; beni varlığıyla sarmaladığında rahatlayan uzuvlarımın eziyetinden kurtulabilirim.

Gömleğinin yakasından görünen ince zinciri fark etmek kalbimin sıkışmasına sebep oluyor. Kolyesini taktığını görmek beni yerimden kaldırıp dünyanın etrafında beş tur attıracak sanıyorum. Kalbim genişleyerek ciğerlerimi sıkıştırıyor, nefes almamı imkânsız hale getirişi karşısında çaresiz kalıyorum. Mirza gibi bir adamın bu kolyeyle ettiği sessiz bağlılık yemini tarafından ipek bir kozanın içine hapsediliyorum. Bin bir türlü güzelliğe gebe olmanın verdiği heyecanla yerimde duramaz hale geliyorum. Beni ondan bir santim bile uzağa savuran her şeye sövesim, saldırasım var. Bir saniye bile uzağına düşsem güçsüz kalıyorum.

Son MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin