En Ufak Zerrene Muhtaçken

1.5K 62 9
                                    

Akşam olmuştu, Fatoş ailesine "ben gideyim artık" diyerek kalktı masadan. "E kalsaydın Fatoş'um yemek yiyeceğiz şimdi" dedi Hasan abisi. "Yok abi, gideyim artık. Yorgunum biraz zaten, söz gelirim yine. Yeriz hep birlikte yemek" dedi abisine sarılarak. Boz yine sinir olmuştu. Neydi bu acelesi, o eve niye gitmek istiyordu bir an önce.. Aklındaki düşünceleri bastırmaya çalışıyordu ama hiç kolay değildi. Herkese sarılan vedalaşan Fatoş Boz'a sarıldığında "neden açmadın telefonumu, seni aradım. neden böyle yapıyosun" diye sordu sitemkarca. "Kendimde değilim Fatoş, iyi değilim görmüyor musun?" dedi Boz. "Sen hep kendini düşün zaten" dedi ve arkasını dönerek arabaya doğru yürümeye başladı Fatoş. Arabaya binip evin yolunu tuttuğunda Boz'a hala sinirliydi. Hep kendini düşünüyordu, Fatoş onu gerçekten ihtiyacı olduğu için iyi hissetmediği için aramıştı ama o her zamanki gibi kendini düşünüyordu. Kendi derdindeydi. Sinirini bastırmaya çalışarak en azından ailesini görmüş olmanın onlarla birkaç saatte olsa vakit geçirmiş olmanın verdiği mutluluğa sığındı.

Kaya ailesi akşam yemeği için sofraya oturduğunda hepsi biraz buruktu. Keşke Fatoşumda kalsaydı yemeğe dedi Hasan iç geçirerek. Sahi niye o kadar acele etti eve gitmek için dedi amcalarının oğlu Şahin. "E kocası hasta yatıyormuş evde napsın kızcağız gelir yine hadi yemeğinizi yiyin" dedi Neriman. Sonradan Bozun orada olduğunu ve pot kırmış olduğunu anlasa da artık çok geçti. Boz sinirle masadan kalkarak odasına çıktı.

Fatoş eve geldiğinde Neco yoktu. Hasta haliyle nereye gitti diye düşündü. Neslihan ve Süleyman da ortalıkta yoktu. Bir şey mi oldu acaba diye endişelendi. Hemen hizmetçiye sordu herkes nerede diye. Evin hizmetçisi "Süleyman bey ve Neslihan hanım bir aile dostlarına yemeğe gittiler, Necati bey onlardan önce çıktı birkaç saat oluyor nereye gittiğini söylemedi" diye yanıtladı. Fatoş odaya çıkıp üzerini değiştirdi biraz dinlendi. Saat geç olmuştu ama Neco'dan hala ses seda yoktu. Aramamak için dirense de sonunda tutamadı kendini ve aradı.

N: Karıcığım
F: Neredesin sen Neco? Eve geldim yoksun kaç saat önce çıkmışsın.
N: Arkadaşlarla oturuyorduk. Sen beni merak mı ettin bakıyım?
F: Üff saçmalama Neco. Hastasın bir şey mi oldu diye aradım. Ne halin varsa gör.

Sinirle kapadı telefonu Fatoş. Bir duş alıp tekrar odaya döndüğünde telefonundaki cevapsız aramaları gördü. Boz'dandı. Özür dileyeceğini düşünerek gülümsedi. Hemen geri aradı Boz'u.

F: Efendim Boz, aramışsın duymadım
B: Aa öyle mi Fatoş hanım, duymazsınız tabii. Meşgulsünüzdür.
F: Ne saçmalıyorsun Boz, ne diyosun Allah aşkına
B: Neden saçmalayayım canım, kocan hastaymış ya. Onunla ilgilenmekten Boz'un telefonunu açmaya vakit bulamamışsındır dimi
F: Boz saçma sapan konuşup beni dellendirme. Kim söyledi sana bunu?
B: Neriman yenge ağzından kaçırdı yemekte. Yalan mı? Kocan hasta diye koşa koşa gitmedin mi eve?
F: Sana inanamıyorum artık. Ben sizi görmek için neler yapıyorum, sence benim bu eve koşa koşa gelmem mümkün mü? Beni tanımıyormuş gibi konuşuyorsun Boz yapma
B: Tanımıyormuşum zaten Fatoş. Tanıyamamışım.

Boz telefonu yüzüne kapattı Fatoş'un. Bugün bugündür canına yetmişti bencilliği, anlayışsızlığı. Yine sinirlendirmeyi başarmıştı Fatoş'u. Sinirle telefonu yatağa fırlattı Fatoş. Kafasını dağıtmaya çalışarak bir film açtı. Filmin sonlarına doğru Neco gelmişti. Fatoş filmi kapatıp yataktan kalktı. Neco iyi görünüyordu, keyfi yerindeydi. Ama Fatoş'un keyifsizliğini fark etmesi uzun sürmemişti. "İyi misin sen?" dedi meraklı ses tonuyla. "İyiyim" dedi Fatoş sadece. Neco gülümsedi "aaa dışarı çıktım diye trip mi yapıyorsun yoksa sen bana. Ama ne yapayım uyandığımda biricik karım evde yoktu, divane gibi attım kendimi sokaklara bende" dedi muzipçe. Fatoş hala sakinliğini koruyordu, zaten canı sıkkındı bir de Necoyla uğraşacak gücü bulamamıştı kendinde. "Saçmalama Neco ne tribi atıcam sana? Abimleri görmeye gittim" dedi. Neco tekrar meraklandı. "E ne güzel abinleri, anneni, çok sevgili Bozunu görüp gelmişsin kocan hastayken. Beni nasıl vurduğunu anlatmaya mı gittin yoksa? Eğlenmiş olmanız lazım ne bu suratının hali?" dedi, bu kez ciddiydi. "Saçmalamaya devam ediyosun bakıyorum da, seni vurduğumu söylesem nedenini de söylemem gerekirdi dimi? Peki söylesem beni buraya geri yollarlar mıydı sence?" dedi Fatoş. "Anladıım o zaman Boz ayısı bozmuş karımın sinirlerini, ne oldu kavga mı ettiniz yoksa?" Dedi sırıtarak. "Seni ilgilendirmez" dedi Fatoş sadece.

Neco Fatoşun üzerine üzerine yürüyordu. Fatoş duvara yaslanmış, kaçacak yeri kalmamıştı. Neco kollarını Fatoşun kafasının iki yanına koyarak onu resmen sıkıştırmıştı. "Seni böyle görmek istemiyorum, senin o adam yüzünden üzgün olduğun düşüncesine katlanamıyorum. Ne olduğunu anlatacak mısın bana artık, anlatana kadar bırakmayacağım çünkü seni" dedi Neco. Fatoş bu yakınlıktan rahatsız olmuştu. Nefes alırken bile güçlük çekiyordu. Yüzleri arasında en fazla birkaç santim vardı. En ufak bir hamlede öpebilecek gibiydi. "Söylersem bırakacak mısın" dedi usulca. "Söz" dedi Neco. "Tartıştık biraz" dedi, nedenini sormamasını umut ederek. "Orasını anladık, neden? Seni bu kadar üzecek ne nedeni vardı?" dedi Neco. "Senin hasta olduğunu ağzından kaçırmış yengem, o da duyunca o yüzden mi koşa koşa eve gittin diye abuk subuk konuştu işte" dedi. "Sen eve koşa koşa mı geldin?" dedi Neco, gülümsüyordu artık. Hoşuna gitmişti. "Koşa koşa falan gelmedim, geç olmadan döneyim dedim sadece hem ne sırıtıyosun sen, söyledim işte çekil artık" diyip ittirdi Neco'yu. Neco gülerek geriye çekildi. Ufak bir sessizlikten sonra ceketini çıkarırken bir kahkaha patlattı. "Deli misin ne gülüyosun kendi kendine? Çok mu hoşuna gitti Bozla tartışmam?" dedi Fatoş kızarak. Neco gülmeye devam ederek "İlk defa vurulduğum için kıskanılıyorum. Bak istersen sen şöyle yap, git Bozu da vur. Ama böyle omzundan falan değil. Kalbi falan olabilir. Kıskanmasın yani, senin için söylüyorum" dedi. "Komik misin sen?" diyip öfkeli bir bakış attı Fatoş. "Bence baya komik. Ha bu arada bugün bir istisnaydı, artık o eve o mahalleye bensiz gitmeyeceksin" diye ekledi ve gayet ciddi görünüyordu Neco. "Nedenmiş o, bekçilerinizi yolladı deden zaten" dedi Fatoş. "Baksana yalnız gittiğinde ayılar üşüşüyor başına, bir daha olmayacak dedim. Uzatma. Ya benimle gidersin yada hiç gitmezsin" seçim senin dedi ve üzerini değiştirmek için odadan çıktı Neco.

Bu durum Fatoş'un canını sıksa da bir şekilde halledebileceğini umuyordu. Koltuğuna geçip uyumaya çalıştı.
Neco odaya geldiğinde koltukta uyuyan Fatoş'un üzerini örterek usulca konuşmaya başladı. "Ben senin en ufak zerrene bile muhtaçken, sen kimlere heba ediyorsun kalbini" dedi kırgınca. Yatağına geçti uyumak için. Fatoş gözlerini usulca açtı, uyumamıştı. Neco'nun sözleri çınlıyordu kulaklarında. Sesleri susturmaya çalışarak kapadı gözlerini sıkıca.

NecFat - Gecmisini Unut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin