Pes Etmeyeceğim

1.6K 75 26
                                    

Günler geçmişti Neco hala sabaha karşı eve geliyor, öğlene kadar uyuyor, yanyana geldikleri anda Fatoş'a buz gibi davranıyordu. Bozla da hiç konuşmamıştı bu süreçte Fatoş. Tam bir boşluğun içindeydi. Ama Neco'nun üzerine gelmesinden, kafasını karıştırmasındansa ondan uzak durmasını kendi lehine görüyordu. Kafası rahattı en azından.

Kahvaltı için bir şeyler hazırladığı sırada mutfağa giren Neco'ya dönerek "sen bu saatte uyanır mıydın, gece erken bitti heralde" dedi iğneleyerek. "Bugün çok güzel bir hanımefendiyle buluşacağım, o yüzden erken kalktım merak ediyorsan" dedi yalandan bir gülümseme atarak. Fatoş şaşkın bakışlarını gizlemeye çalıştı. "Ne güzel" diyerek arkasını döndü Neco'ya. Kıskanmamıştı, hayır, içinden niye kıskanayım ben onu, gitsin kimle olursa olsun beni rahat bıraksın diye geçirse de durum o kadar basit değildi. Neco Fatoş'un haline gülerek "evde çok sıkıldıysan sen de gel" dedi. "Dalga mı geçiyorsun sen benle" diye bağırdı Fatoş birden. "Ooo tamam ya tamam bir şey demedim, iyilik yaramıyor valla gelmezsen gelme" diyip ağzına attığı bir iki lokmadan sonra hazırlanıp çıktı evden.

Fatoş'un içi içini yiyordu. Noluyor kızım sana kendine gel, sanane kimle buluşmaya gittiyse gitti ne bu halin diye kendi kendine konuşmaya başlamıştı odanın içinde.

Bir haftadır, Fatoş'tan uzak durmaya çalışıyordu Neco. Eve geç gelip, uyanır uyanmaz çıkıp gidiyordu. Fatoşla yan yanayken ondan uzak durmak hiç kolay değildi onun için.   Ama bu uzaklık onu bitiriyordu içten içe. Günlerdir kendini kaybetmiş gibi içiyor, önüne gelene sataşıyordu. Ama o gece eve gelip mışıl mışıl uyuyan Fatoş'u izlerken aklına Fatoş'un annesi Seboş'la yaptığı konuşma gelmişti. "Ne zaman yitip gideceğini bilmediğiniz sevdaya küsmeyin" Küstüm oynamıyorum modundan çıkmaya karar verdi, Fatoş'un aklını başına getirecek, onu kazanmadan durmayacaktı, tabi onun da biraz burnunu sürtecekti sonrasında ama bunu yapmanın şimdi sırası değil diye düşündü. Göz göre göre uzaklaşmalarına izin vermeyecekti, pes etmeyeceğim diye geçirdi içinden. Yatağına geçerek uykuya dalan Neco, sabah erkenden uyanıp mutfakta kahvaltı hazırlayan Fatoş'a "güzel bir hanımefendiyle buluşmaya gideceğini" söyleyerek onun sinirlerine dokunmayı başarmıştı. Zafer gülüşünü atarak odaya çıkıp hazırlandı. Özlemişti bu hallerini. Evden çıkıp pompacıların mahallesinin yolunu tuttu.

Neco'nun arabasının geldiğini gören Afet "aaa Fatoş geldi" diye seslendi evdekilere. Neco arabadan inerek "Fatoş evde, ben Sebahat Hanım'a sözümü tutmaya geldim. Dışarı çıkaracağım demiştim de" dedi gülümseyerek. Seboş'un yüzünde güller açmıştı. "Ben hemen hazırlanıp geleyim oğlum sen burada otur. Ama bir daha hanım dersen seninle hiçbir yere gelmem ona göre, dedim ya senin de ananım ben ister anne de ister Seboş" dedi. "Anlaştık Seboş" dedi Neco, bahçede oturarak Seboş'u beklemeye başladı. Hazırlanıp aşağı inen Seboş ve Neco birlikte arabaya binerek mahalleden çıktılar. Bunu gören Boz telefonuna sarılarak Fatoş'u aradı.

B: Ne o, artık sen gelmeyecek anneni mi aldıracaksın?
F: O ne demek? Kim aldı annemi? Anlamıyorum hiçbir şey.
B: Neco denen it geldi, anneni de aldı çıktı. Sana getirmek için almadı mı?
F: Yoo, benim haberim yok. Ben evdeyim bilmiyorum bir şey söylemedi.
B: Ha kaynana damat gezmeye gittiler yani, ne diyim Fatoş allah hepinizin muhabbetini arttırsın
F: Yine saçmalamaya başladın Boz, kapatıyorum ben

Sinirle telefonu kapatan Fatoş bir anda gülümsemeye başladı. Neco'nun bahsettiği güzel hanımefendi annesiydi. Ah Neco ah diye iç geçirdi kendi kendine.

Neco, Seboş'u daha önce canı sıkkınken Fatoş'u getirdiği kafeye getirmişti. Birlikte kahve içiyor, keyifle sohbet ediyorlardı. Seboş "oğlum, Fatoş neden gelmedi, keşke o da gelseydi" dedi. Neco "valla ben ona güzel bir hanımefendiyle buluşacağım istersen sende gel dedim o gelmek istemedi" dediğinde Seboş şen bir kahkaha attı. "Kıskandırmaya mı çalışıyorsun sen benim kızımı" dedi "kıskanacağına hiç ihtimal vermiyorum ama biraz bozuldu bence" dedi Neco muzipçe. "Arayalım mı gelsin ister misin" dedi. "Olur, çok özledim Fatoşumu gelsin de göreyim bi yüzünü" dedi Seboş. Neco telefonunu çıkarıp Fatoş'u aradı.

F: Efendim
N: Alo Fatoş, ya şey diyeceğim şimdi ben sana güzel bir hanımefendiyle buluşucam demiştim ya
F: Ee (gülümsedi)
N: Ben şimdi onu da seni getirdiğim kafeye getirdim, seni merak etmiş, sen de sıkıldın evde hadi çık gel
F: E iyi geleyim
N: Ne, ciddi misin?
F: Evet, öpüyorum yanındaki güzel hanımefendiyi. Birazdan gelirim.

Telefonu kapatan Fatoş, Neco'nun suratının halini hayal ederek bir kahkaha patlattı. Beni kıskandıracaksın öyle mi sen daha çoook beklersin diye geçirdi içinden. Hazırlanarak kapıdaki arabalardan birine binip yola çıktı.
Fatoş'un tepkisi karşısında şoka girip baya da bozulmuştu. Seboş merakla bakarak "ne oldu, gelmiyor mu, keşke söyleseydin benimle olduğunu" dedi. "Hiçbir şey demedi, yanındaki güzel hanımefendiyi öp, birazdan geliyorum dedi. Hiç kıskanmamış ki" dedi surat asarak. Seboş "kim kocası böyle bir şey dediğinde kıskanmaz, anlamıştır o şaka yaptığını" dedi.

Birkaç dakika sonra yanlarına gelen Fatoş, ikisine uzaktan baktıktan sonra hızla annesinin yanına gitti. Annesine sarılıp öptükten sonra Neco'ya dönerek "bence de çok güzelmiş buluştuğun hanımefendi, şanslı adamsın Neco Yıldırım" dedi gülümseyerek. İlk kez böyle içten gülüyordu Neco'ya. Neco da aynı şekilde gülümsedi onun bu sıcak haline. "Sen biliyor muydun?" dedi. "Benim mahallemden, benim evimden, benim annemi alacaksın ve ben bilmiycem öyle mi?" dedi Fatoş. "Onu düşünemedim" dedi Neco. "Ee neden buluştunuz neler yaptınız anlatın bakalım" dedi annesine dönerek. "Neco bana söz vermişti, unutmadı. Bugün de canım çok sıkılıyordu evde bir de baktım ne göreyim sanki hissetmişte gelmiş. Biraz dolaştık, sonra ben yorulunca da buraya geldik birer kahve içtik yakışıklı damadımla" dedi Neco'nun elini tutarak. "Sen ne zaman sıkılırsan bir alo de, hep gelirim Seboşum" dedi Neco gülümseyerek. Fatoş şaşırmıştı "Seboşum mu? Siz ne ara ilerlettiniz muhabbeti o kadar ya? Ne kaçırdım ben öyle?" dedi şaşkın ama gülümseyen ifadesiyle. "Ee napayım kızından hayır göremeyince, annesine koştum. Sen hiç annene çekmemişsin yalnız" dedi Fatoşu iğneleyerek. "Allah allah" dedi Fatoş gülümsedi ve "siz bir olup beni mi dışlıyosunuz, geldik şuraya bir şey bile ısmarlamadınız" dedi boynunu bükerek. "Eh geldin madem, ısmarlayalım napalım" dedi Neco.

Biraz daha hep beraber oturup sohbet ettikten sonra kalkmaya karar verdiler. Mahalleye gidip Seboş'u bıraktıkları sırada Seboş "yine gelin olur mu böyle, çok mutlu ettiniz beni bugün" dedi ikisine bakarak. Necoyla Fatoş birden birbirlerine döndüler, birbirlerine bakıp gülümsedikten sonra Neco Seboş'a dönüp "Eğer kızın güzel bir yemek yapmayı becerirse, seni bir akşam alayım bize götüreyim. Hep beraber akşam yemeği yiyelim olur mu?" dedi gülümseyerek. "Ben zaten güzel yemek yapıyorum" dedi Fatoş bozularak. "Bilmem, hiç yemek nasip olmadı ki" dedi. Sonra ikisi de Seboş'un hala orada olduğunu hatırlayıp ona döndüler. Seboş ikisinin bu hallerine gülmüştü. "Çok sevinirim, bekliyorum o zaman" dedi ve ikisine de sarılarak eve girdi.

Seboşun eve girmesinin ardından tekrar arabalarına binerek evin yolunu tutan Neco ve Fatoş bir süredir aralarında olan soğukluğun kırılmasıyla oldukça huzurlulardı.

NecFat - Gecmisini Unut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin