69🌙

7.2K 141 113
                                    

BTS ÜYELERİNDEN AYRILIYORSUN ; 

HYUNGLINE :

SEOKJIN ;

"Evet, benden ne yapmamı beklediğini bilmiyorum." Jin iç çekti, gözlerini yere dikti.

Sevdiğin adama bakarken nefesinin aksaklığını boğazında hissettin.

Aşk.

Düşündüğün kelime onun için önemliydi. Boş tutan kelime, hayatının geri kalanını geçireceğini düşündüğün adamdan vaat ediyordu.

 "Benim için savaşmanı bekliyorum! Bizim için! Bana zaman ayırmanı ve burada benimle olmanı bekliyorum! Her gün değil ama arada bir bunu istiyorum! Seni görmek ve seninle randevuya çıkmak, parka gitmek, mağazaya gitmek ve gece  saat 3'te yiyecek almak istiyorum! Arada bir veya üç haftada bir görüşmek üzere!"

Jin başını kaldırıp baktı, gözlerinde öfke vardı. "Bu daireye, giydiğin kıyafetlere, her şey için para ödüyorum ve bencil oluyorsun! Lanet olsun ki, Tanrı'nın her günü kalmak yerine hayatında bir şeyler yaptığım için minnettar ol." 

Şok içinde ona baktın. Ağzından çıkan kelimelere inanamıyorsun.

Başını sallamadan önce onun ne demek istediğini idrak etmen biraz süre aldı.

"Eğer düşündüğün buysa, o zaman iyi. Artık varlığımla sana yük olmayacağım.''

Ve bununla, en sevdiğin kişiyi geride bırakarak daireden çıktın.

Jin'i en son gördüğünden bir hafta geçti. Bir hafta çok uzun bir süre gibi görünmeyebilir ama sanki yıllardır ağlamış ve yalnız kalmış gibi hissettirmişti.

Seninle iletişim kurmayı denedi, sesli mesajların yanı sıra seninle iletişim kurabileceği başka sesli mesajlar bıraktı. Ve hepsini görmezden geldin, onunla yüzleşmek ve vereceği bahaneleri duymak istemiyordun.

Nasıl yapabilirdin ki? Seni bok gibi hissettirdi, değersiz ve bencil.

İşte bu yüzden iş aramaya başladın. Her şey bitecekti, böylece hiçbir şey yapmadan bütün gün dairende oturman gerekmeyecekti.

Şu anda, yerel kahve dükkanında,elinde diz üstü bilgisayarın ve yeni söylediğin dumanı üstünde tüten kahven ile birlikte oturuyordun. Online iş ilanlarına göz atıyordun.

Jin'in sana doğru yürüdüğünü fark etmemek için yerel gazeteyi okumaya odaklandın. Ne yaptığına bir göz attı ve neye baktığına göz gezdirdi.  Boğazını temizleyerek duyabileceğin kadar yüksek sesle kendini fark ettirdi.

Kalp atışının hızlandığını, avuç içlerinin terlediğini ve ağlamak istediğini hissettin. İkiniz de birbirinize  birkaç dakika baktınız.

İkiniz de diğerinin iyi uyumadığını ve cildinin ne kadar solgun olduğunu ve yemek yemediğini rahatça anlayabildiniz.

İlk bakan kişi olarak, konuşmadan önce boğazını temizledin. "Ne istiyorsun? Bana daha çok bağırıp tekrar bok gibi hissettirmek felan mı? Çünkü eğer öyleysen, bunun için zamanım yok." 

Jin bunu söylediğin için seni suçlamadı, onu açılmış kollarla tekrar karşılamayacağını biliyordu. "Konuşabilir miyiz? Lütfen?" diye sordu. Sesi daha sarsıntılı ve sessizdi.

İç çekerek, soruyu dakikalarca düşündükten sonra başını salladın. Oturmadan önce Jin'den rahat bir nefes geldi ve kalbinin seninle konuşmak için ne kadar istekli olduğunu anlamasına neden oldu.

//BTS TEPKİLER // 🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin