BTS ÜYELERİ MUTLULUKTAN GÖZYAŞI DÖKÜYOR ;
SEOKJIN ;
"Mutlu yıllar Seokjin.'' gülümsedin, FaceTime çağrısının diğer ucunda erkek arkadaşına el sallayarak. "İyi bir gün geçirdin mi?"
"Fena değil, sensiz aynı değil, bunun doğum günümü özleyeceğim ilk yıl olduğuna inanamıyorum." sempatik olarak gülümsedin ama onun gözlerindeki acıyı gördün. Doğum gününü iş ile planlamaya çalışmıştın ama gidip onu görmek için hiçbir şey mümkün görünmüyordu. "Neyse nereye gidiyorsun?" sordu.
Kıkırdadın, gözlerin kapının üzerindeki sayıları kontrol etmek için her iki tarafını da dolaştı. "Bir toplantıdan yeni çıktım." diye yalan söyledin. "evet, bu da çok sıkıcıydı." Hafifçe sırıttı, doğum günü için orada olman için yalvardı, çünkü iş zaten çok sıkıcıydı.
"Afedersin, hemen geliyorum.'' Jin tıklatılan kapıya bakmak için hafifçe doğruldu ve kapıya yöneldi. Kapıyı açtı, önünde gülümserken telefonu yere düştü. "N-ne?"
"Doğum gününde gerçekten ayrı kalacağımızı düşünmedin, değil mi?" Jin elini tuttu, seni otel odasına çekti, seni kaldırıp etrafta döndürdü.
"Düşündüm ki... işten ne haber?" kıkırdadın, onun dudaklarına bir öpücükle kapatarak. Çilekli dudak nemlendiricinin tanıdık tadı dudaklarına sürdü, orada kollarına sarıldığını fark etti. Bir anlığına onun gözlerinin yaşla dolduğunu fark ettin. Hızlıca geri çekilip onun gözyaşlarını elinle sildin.
"Ağlaman gerekmiyor; mutlu olmalısın. "
"Mutluyum." dedi. "Dürüst olmak gerekirse, şimdiye kadar dilediğim en iyi doğum günü hediyesi." Elini göğsünden aşağıya attın, gömleğinin eteklerinde durdun, kaslarını ortaya çıkarmak için hafifçe kaldırdın.
"Biliyor musun, doğum günün henüz bitmedi, bir hediye daha vaktin varsa?"
YOONGI ;
İkiniz yatağa yattınız, bir gece önce yatağın altına gizlediğin hediyeyi Yoongi'ye uzattın. "Mutlu yıl dönümleri." diye fısıldadın, yanağına yumuşak bir öpücük kondurarak. "Hediye sevmediğini biliyorum, ama sadece güzel bir şeyler yapmak istedim."
Yoongi sana gülümsedi, yüzünü ellerinle saklarken güldü. Çok fazla bir şey değildi ama birlikte uzun yıllar geçirdikten sonra kutlamak için güzel bir şeyler yapacağını düşündün. Gümüş ambalaj kağıdını yırtıp, son birkaç hafta boyunca bir araya getirdiğin not defterini ortaya çıkardı.
"Vay canına." diye fısıldadı, eli ön kapağın üzerinde gezdirerek. "Bütün bunları gerçekten yaptın mı?" başını salladın, ilk sayfayı çevirirken seni bir süre izledi.
Kitap, ikinizin paylaştığı anılarla doluydu. Yoongi'nin ilk tatilinizden biniş kartı, plajda üçüncü randevunuzda topladığın deniz kabukları ve ilk kartpostal gibi düşünemeyeceği anılarla doluydu. Bunun yanı sıra kitapta, onu ne kadar sevdiğini ve ona önem verdiğini anlatan küçük mesajlar yazarak, ikinizin birlikte basılmış birkaç fotoğrafınız vardı.
Kitabı kapatan Yoongi'ye baktın. Gözleri gözyaşlarıyla doluydu, elini hafifçe gözyaşlarını tutmaya çalışarak salladı. "Yoongi, özür dilerim, bunun seni ağlatacağını sanmıyordum." özür diledin ve düşen birkaç göz yaşını sildin.
"Hayır bebeğim, bunlar mutlu gözyaşları. Bu kitaptan ne kadar etkilediğimi bilmiyorsun, bu sana hayatımda sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumun mükemmel bir hatırlatıcısı."
