BTS ÜYELERİNDEN AYRILIYORSUN ;
MAKNAELINE :
JIMIN ;
Jimin'in sinirlenebileceğini biliyordun, onu sadece bir kez öfkeli gördün ve o kadar da kötü değildi. Ama şimdi, gerçek öfke potansiyelini deneyimliyordun - ve bu seni korkutuyordu.
Dürüst olmak gerekirse, bunların nasıl ortaya çıktığını bilmiyorsun. Sen ve çocuklar geri dönüşlerini kutlamak için bara gittiniz ve dürüst olmak gerekirse birkaç içki içtin. Ama çevrende neler olup bittiğini bilmediğin bir duruma dönüşmüştü.
Ve evet, Namjoon ile flört ettin, ama hepsi eğlenceydi.
Sana geri dönüşle çok meşgul olduğu için genellikle yaptığı ilgi ve sevgiyi vermiyordu. Bunun bencilce olduğunu söyleyebilirdin, ama erkek arkadaşını özledin ve onun dikkatini çekmek istiyordun. Geriye dönüp baktığında, şimdi pişman oluyorsun.
Çünkü şu anda bulunduğunuz konum:
"Yani kardeşim dediğim adamla flört ettin çünkü sana 'dikkat' vermiyordum?" Jimin sordu, yüzü kırmızıydı, çenesini sıkıyordu.
"Evet..." cevap verdin, pişmanlık ve üzüntü sesine bağlandı. "Ama son zamanlarda meşgulsün ve anlıyorum, seni özledim ve senden bir tepki almak için yapıyordum."
Jimin buna güldü, kahkahaları her zamankinden tamamen farklıydı. Bu, soğuk ve alaycıydı, seni daha da gerginleştiriyordu.
"Elbette bir tepki istedin, çünkü sen bir fahişesin ve dikkatini çekebilmek için kendini adamlara atmayı seviyorsun. İşte sana dikkat : fahişesin." Jimin'in sözleri keskin ve soğuktu, duygu yoktu.
En çok neyin acıttığını bilmiyordun. Tek bildiğin, midende ki batma hissi ve nihayet yerleşen utançtı.
Hiçbir şey söylemeden telefonunu ve cüzdanını hızlı bir şekilde aldın ve evden çıktın. Neyse ki caddeden aşağı süren bir taksi denk gelmişti ve hızlıca kendini arabaya attın. Gözyaşlarının dökülmesine izin verdin.
fahişe.
Üniversiteye doğru yürürken bu iki kelime kafanda yankılanıyordu.
fahişe.
Gerçekten ben miyim ? Kendin düşündün.
Sen ve Jimin her zaman kıskançtınız. Kıskanç bir ilişkiniz vardı ama ikinizde mutluydunuz.
Peki onu isimlerini çağıran ve sana kızan noktaya iten neydi?
Başını sallayarak, iznin olmadan düşen başı boş gözyaşlarını sildin.
Siktir et , diye düşündün.
Sana gereksiz isimler söyledi.ği için siktir et. Kendini boktan hissettirdiğin için onu siktir et. Siktir et onu, siktir et onu.
Okuldan sonra eve giderken birisinin ismini bağırdığını duydun.
"(adın!)" tüm tanıdık ses mahallede yankılanırken avuç içlerinin terlediğini hissettin. ''Bebeğim lütfen dur!''
Etrafında dönerken, başı kesilmiş tavuk gibi koşan nefes nefese bir Jimin ile karşılaştın.
Sahneye gülmek istedin ama önceki gece olan öfke ve utanç aklına geldi.
Jimin nefesini düzene soktuğunda, sana pişman bir yüzle baktı. "Hey." göz temasından kaçınarak konuştu.
"Ne?" ona sert bir şekilde cevap vermen, ikinizi de şaşırttı.
