iki hafta sonra
jimin'in odası
21:43Dürüst olmak gerekirse Jeongguk yaptığı 'açıklamadan' sonra Taehyung ile her şeyin normale döneceğini düşünmüştü- ve bu diğerinin onu düşüncesizce ezmesiyle sonuçlanmıştı- ancak normale dönmemişti işte. Hatta her şey daha da kötüleşmişti, çünkü hiçbir şey Taehyung'un Jeongguk'un varlığını görmezden gelmesi kadar kötü olamazdı ki bu hâlâ garip ve kesinlikle acı vericiydi Jeongguk için.
Tüm grup öğlenleri toplanıp dışarı çıktıklarında ikili yine birlikte takılıyorlardı ve sabahları günaydınlaşıyorlardı elbette ama hepsi bu kadardı- ve bu Jeongguk'u öldürüyordu. Taehyung'a duyduğu hoşlantı sinir bozucu bir şekilde gün geçtikçe daha da büyümüş, daha da güçlenmiş ve esmeri her gün daha kötü hale sokmuştu.
Jeongguk Jimin'in yatağında bulunduğu yerde iç geçirdi. İkisi de eskisi kadar zaman geçirmediklerini düşündüğünden, o gece iki arkadaş birlikte takılma kararı almıştı. Kızıl saçlının yatağında oturuyorlardı, ellerinde ps4 konsolları ve aralarında da tuzlu/biberli bir cips kasesi vardı.
"Kıçını paraladığım için iç çekmene gerek yok, Gguk." Jimin oyundaki karakteri Jeongguk'un karakterinin kafatasını parçalarken dalga geçti.
"O yüzden iç geçirmiyorum aptal." Esmer olan gürledi, konsolundaki tuşları yapabildiği kadar hızlı kullanıyordu.
"Öyleyse sorun ne?"
Jeongguk tekrar iç çekti. "Tahmin et." Jimin oyunu durdurup yavaşça gözlerini kaşıdı. "Onun hakkında fazla düşünme, Gukkie. Biliyorsun-" Jimin'in iPhone'u aniden çalıp sözünü kesti. "Hah, iyi insan lafını üstüne!"
Ufak kalıplı çocuk telefonu açtı ve Jeongguk da duyabilsin diye hoparlöre aldı. "Selam, Tae?"
Fransız hemen cevap vermedi ve hattan yükselen küçük hıçkırıklar haricinde bir şey duyamadılar. Jeongguk kalbi ikiye ayrılıyormuş gibi hissetmişti. Taehyung ağlıyordu ve bunun düşüncesi bile onu kötü hissettirmişti. Ancak Jimin öyle görünmüyordu.
"TaeTae, yine Bastien ile kavga mı ettiniz?" Jimin hafif bir sesle soluklandı.
'Yine mi? ' diye düşündü Jeongguk. Demek ki ilişkileri göründüğü kadar mükemmel değildi?
Bir kez daha Jimin'in sorusu yalnızca minik hıçkırıklarla cevaplandı, ardından fransız ufak bir 'evet' fısıldadı.
"Bu defa ne oldu TaeTae?"
"B-Bilmiyorum." Taehyung solukları kesilmesine rağmen açıklamaya çalıştı. "Y-Yine k-kıskançlık yapıyor."
Jeongguk'un kalbi göğsünde sıkışmıştı. Taehyung'un sesini bu kadar kısık, bu kadar kırgın ve onun tatlığını hak etmeyen bir çocuk yüzünden böyle duymaktan nefret etmişti.
"B-Bu öğlen b-bana konuşmadı v-ve neden diye s-sorduğumda J-Jeongguk i-ile olduğumuzu s-söyledi."
Söylenenler Ggukkie'nin kalbinde bir ritmin kaçmasına sebep oldu. Taehyung ve Bastien onun yüzünden mi kavga ediyorlardı? Jimin bir kez daha gözlerini ovuşturup arkadaşına özür dileyen bakışlar gönderdi.
"Hâlâ Jeongguk'u mu kıskanıyor?"
"E-Evet. Ve ç-çok kötü h-hissetmiş oldum çünkü k-kıskanmakta haklı." Taehyung yine hıçkırdı, artık ağlamıyor belli ki sakinleşmeye çalışıyordu.
Jimin kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun?"
"B-Ben ve başkası birlikte d-diye düşünüyor v-ve bu d-doğru!"
Esmer olan soluğunun sıkıştığını hissetti, gözleri sulanıyordu. Taehyung'un Bastien'i kendisiyle aldatıp pişman olduğunu çok iyi biliyordu fakat Taehyung'un bu denli hıçkırmasının sebebinin bu olduğunu bilememişti.
"TaeTae, ne diyeceğimi cidden bilemiyorum... Sana böyle davranmamalı ama öte yandan da sen ona yanlış yaptın.."
"B-Biliyorum, merde gibi h-hissediyorum." dedi Taehyung, fransızca 'bok' diyerek. "B-Bana güvensin istiyorum a-ama güvenmiyor ve h-haklı."
"Uzun mesafe ilişkileri güven ve sevgi üzerine kuruludur, Tae. Onun sana güvenmediğini biliyorsan ilişkine devam etmemen daha iyi. Bu ikiniz için de kötü olur."
Taehyung bir anlığına sessizleşti. Muhtemelen Jimin'in ona söylediklerini anlamaya çalışıyordu çünkü dilde kendini ne kadar geliştirse de uzun cümlelerde hâlâ sorunları vardı. Fransız olan kısaca, "Gidiyor olmam gerek. Görüşürüz ve merci (teşekkürler), Jiminie." diye mırıldandı ve telefonu kapattı.
Jeongguk derin bir nefes alıp verdi, yatağa kendini bıraktı ve elleriyle yüzünü gizledi. "Neden her şey bu kadar karmaşık olmak zorunda?"
"Bilmiyorum, Gguk." dedi Jimin tatlı tatlı onun saçlarını okşarken. "Gerçekten bilmiyorum."
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
frenchie. [tr]
Fanfiction※【taekook】 jeongguk'un kalbi yeni çocuğun fransız aksanına karşı eriyordu. ©brattytae. [turkish translation]