6 ;

1.5K 181 86
                                    


Jeongguk'un evi
22:37
iki hafta sonra (cuma)

Jeongguk gülmekten neredeyse ağlar halde, başını arkaya attı. Jimin, Taehyung'un resmi olarak, onların grubuna katıldığını kutlamak amacıyla, bir hafta önceden, yedi kişi birlikte bir parti yapmayı planlamıştı ve Jeongguk ailesi haftasonu şehir dışında olacağından, partiyi kendi evinde yapmaya karar vermişti.

Bunun üzerine, hepsi Jeongguk'un salonunda toplanmış, cips paketlerini ve etrafa saçılmış bira kutularını açmışlardı. Kimse eve dönmek zorunda olmadığından herkes biraz sarhoştu. Maknaenin çatısında hepsinin uyumasına yetecek kadar yer vardı.

Jeongguk koltuktaydı, Jin ona bir baba şakası daha yaparken kahkahalara boğulmuştu. Taehyung da gülüyordu, başını Jeongguk'un kucağına koyarak uzanmıştı. Esmer olan, onlarla geçirdiği süre boyunca dillerini daha fazla kapmasına rağmen fransızın şakayı anladığından şüpheliydi.

"Pekâla, kim bir bira daha ister?" Yoongi haykırıp, kucağından kalkması için Jimin'in baldırlarını pat patladı. Gri saçlı çocuk kalkıp tembelce gerindi.

"Moi (ben)!" Taehyung yalnızca bira isteyen birine göre aşırı mutlu bir şekilde çığırdı. Jeongguk ona şefkatle bakıp, yavaşça arkadaşının saçını okşadı. Taehyung'a olan sevgisi daha da derinleşiyordu. Hatta Jeongguk artık bunu saklamaya çalışmıyordu bile.

"Bir tane de bana getir, Yoon." dedi Jeongguk tembelce, hâlâ Taehyung'a bakmakla meşguldü. Diğeri ona gülümseyip, esmerin saçında olmayan elini tuttu ve parmaklarını iç içe geçirdi.

Jeongguk'un kalbi teklemişti. Sakinleş. Taehyung yalnızca sevecen bir arkadaş. Esmer olan iç geçirdi ancak arkadaşının elini daha da sıkı kavramıştı.

Jimin odanın diğer tarafından onu izlerken, ayağını tutmuş halde yerde uzanan Hoseok'u dürtükledi.

"Ew, Jimin, git başımdan!" Hoseok elini tembelce havada sallarken tersledi. Muhtemelen aralarında en sarhoşu oydu.

"Hey, Guk ve Taehyung'a bak." diye fısıldadı Jimin. Hoseok bir anlığına afalladı ancak ardından kafasını çevirip güldü. İki oğlan sadece gülümseyerek, birbirine bakıyordu ve elleri kenetliydi, ve Jeongguk, Taehyung'a tatlı laflar fısıldıyor gibi görünüyordu.

"Onlar çok güzel!" Hoseok civildeyip, iki elini de kalbinin üzerinde birleştirdi. "Bundan hoşlanmadım." Jimin mırıldandı.

"Neden ki?" Büyük olan haykırıp, dirseklerinin üzerine yaslandı. "Taehyung'un bir erkek arkadaşı var. O sevgilisini aldatacak bir tip değil ve... Jeongguk Taehyung'un erkek arkadaşı olduğunu bilmesine rağmen daha da aşık oluyor ve Tae'ye sahip olamayacağını anladığında kırılacak.."

"Taehyung'un erkek arkadaşı Fransa'da." Başından beri dinleyen, Jin, yorumladı.

"Evet, ama belli ki ona çok bağlı." dedi Jimin. "Ondan çok bahsediyor."

"Jeongguk hakkında da çok konuşuyor." Hoseok yorumladı. "Yalnızca söylüyorum."

Tam o anda Yoongi biralarla geldi ve herkes önceki muhabbeti unutmuşa benziyordu.

***

03:13

Jeongguk esnedi, bir bardak su içerken mutfak tezgâhına oturdu. Herkes saat iki gibi uyuyakalmıştı ama Jeongguk uyuyamamıştı. Bunun sebebi tüm bu zaman boyunca ona sarılmış olan yarı-sarhoş Taehyung olabilirdi. Fransız olan sızlanmış ve Jeongguk'a onunla aynı yatakta yatmasına izin vermediği için dudak bükmüştü. "Seninle uyumak istiyorum, Gukkie! S'il te plait (lütfen)!" ve, pekâlâ. Jeongguk uzun zamandır kavga etmemişti.

Esmer olan iç çekip başını mutfağın duvarına yasladı. Taehyung'tan hoşlanmak onu yormuştu. Bazenleri Fransız, onun ilgisine karşılık veriyormuş gibi oluyor, elini tutuyor ve zorla yanaklarından öpüyordu, ama görünürde çok sevdiği bir erkek arkadaşı vardı. Yani Jeongguk arada kaybolmuştu.

"Jeonggukie?" diye seslendi bir ses, ve diğeri paramparça oldu. Taehyung'un ismini telaffuz edişini seviyordu. "Taetae?" diye cevapladı.

Söz konusu Taetae mutfağa girdi, saçları dağınık ve gözleri yarı kapalıydı. Hâlâ tezgâhta oturan Jeongguk'un yanına gitti ve kollarını ona sarıp, başını genç olanın omzunda dinlendirdi.

"Neden uyandın Tae?" Jeongguk sessizce fısıldadı, elleri Taehyung'un ensesine yönelmişti.

"J'arrivais pas à... à dormir sans toi. (Sensiz... uyuyamadım.)" Esmer olan iç çekti. Taehyung yorgun olduğunda, etrafında ki kimsenin onun ilk dilini bilmediğini unuturdu. Jeongguk bunu sevimli buluyordu, ancak şu an ki konumuz bu değildi. "Ne?"

"Jeongguk yok olduğunda... uyuyamadım." Fransız, yüzünü Jeongguk'un boynuna daha da gömdü, konuşurken dudakları boynuna çarpıyordu. "Oh, ama neden?" dedi genç olan, Taehyung'un dudaklarının hissiyle hafifçe titredi.

"Jeongguk ateşli ve confortable* (rahat)." diye mırıldandı Taehyung, ve Jeongguk kızardı. Arkadaşının, birinden bahsederken "sıcak" ve "ateşli" kelimesinin farkını bilmediğinin farkındaydı, ama yine de. Taehyung'un onu ateşli bulduğunu düşünmeyi sevmişti.

"Sadece hum... Boire de l'eau (su içiyordum), evet? Birazdan dönerim. Va dormir (yatağa git), Taetae."

"Benimle gel." dedi Taehyung. Jeongguk cevaplamadan arkadaşının ensesini ovalamaya devam etti. Taa ki, boynuna kondurulan öpücükleri hissedene dek.

Hayal görmüyordu. Taehyung resmen dudaklarını sürtüyordu, Jeongguk, Taehyung'un dudaklarını şah damarına bastırdığını capcanlı bir şekilde hissetmişti. Esmer gözlerini kapattı, Taehyung'un evvelden hâlâ biraz sarhoş olduğunu bilse de bir anlığına hissin tadını çıkardı, ve durumun çok, çok yanlış olduğunun farkındaydı. Yüzünü Fransızın yumuşak, sarı saçlarına gömdü ve yavaşça soludu.

Taehyung boynunu daha sert öpmeye başladı, Jeongguk'un adem elmasından keskin köprücük kemiklerine dek indikten sonra yukarı, yukarı, daha da yukarı çıkarak esmerin çenesine ve sol yanağına ulaştı. Büyük olan hafifçe arkadaşının yanağını öptü, bir defa, iki defa ve ardından dudağının kenarına indi. Jeongguk hissettiklerine karşı gözlerini açtı ve aklı başına geldi.

"Tae- Ne- Ne yapıyorsun? Arrête (dur)!" diye çığırıp, sarışın olanı hafifçe itti. Taehyung ona baktı, eli yavaşça Jeongguk'un yanağını okşadı, ve ardından arkasına dönüp tek kelime etmeden merdivenlerden çıktı.

Jeongguk eski yerine oturdu, yanakları kızarmıştı ve kalbi bir maraton koşmuşcasına hızlı atıyordu.

Bu da ne sikimdi böyle?

-

confortable* ; fransızca'da da ingilizcesi ile aynı şekilde telaffuz ediliyor ancak taehyung'un fransızca halini kullandığını hayal edin.

©brattytae.

frenchie. [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin