yoongi'nin evi
cumartesi
12:34Jeongguk -20 dakika önce- bir baş ağrısı ve boğazında bir yumru ile, etrafı soğuk çarşaflar ve biranın terle karışmış iğrenç kokusu ile kuşatılmış bir halde uyanmıştı.
Doğrulması on dakikasını almıştı, ve aspirinle suyu bulması da, ardından sessizce koltukta yayılan Yoongi, Hoseok, Jimin, Jin ve Namjoon'u bulmak üzere aşağı inmişti. Jeongguk, Taehyung'un nereye gittiğini merak ederken kaşlarını çattı.
"Oh, hey Jeongguk." diye mırıldandı Hoseok, gözleri yarı açıktı. Diğer dörtlü ise onu selamlamaya kalkışmamıştı bile. Jeongguk kahve masasında ki sıcak demlikten kendine bir bardak kahve koydu ve oturup, sızlanarak gözlerini ovuşturdu. Grubun en genci bir süreliğine gözlerini kapatarak, akşamdan kalma haliyle hayatta kalmayı denedi.
"Tae nerede?" diye mırıldandı bir süre sonra.
"Bilmiyorum," Jimin, Yoongi'nin kucağındaki yerinden cevapladı. "Galiba erkenden gitti."
"Evet, sabah 8 gibi işemeye gittiğimde görmüştüm onu," dedi Namjoon. "Annesinin eve erken gelmesini söylediğinden falan bahsetti. İyi görünmüyordu, hatırladığım kadarıyla."
Jeongguk endişeyle yutkundu. İçinde kötü bir his vardı. Dün gece yanlış bir şeyler olduğunu hissediyordu- ve bunun bir parçası olmadığını umuyordu.
Esmer olan gözlerini açıp ona tuhaf bakışlar atan Seokjin ile karşılaştı.
"Ne var Jin?" diye sordu Jeongguk.
"Ben- Siz çocuklar dün gece olanları hatırlamıyor musunuz?" Grubun en büyüğü sorup, herkesin kafasını ona çevirmesini sağladı. "Ben- Jeongguk, um, sanırsam, gece 2 civarında, seni ve Taehyung'u, bahçedeki şezlongta yiyişirken görmüştüm. Ondan sonra nereye gittiğinizi bilmiyorum, ama gecenin geri kalanında sizi hiç görmedim."
Herkes ölüm sessizliğine büründü.
"Pardon?" Jeongguk afallamış bir halde bağırdı.
"Tanrım, muhtemelen Tae bu yüzden erkenden gitti. Eminim erkek arkadaşı konusunda berbat hissediyordur-" Hoseok en genç olanın yüzüne bakınca kendi kendini yarıda kesti. Jeongguk tamamen şoka girmiş gibi görünüyordu.
"Oh, sikeyim. Sikeyim hatırladım." Esmer olan bir süre sonra inledi. "Siktir. Tanrım."
*** (ufak bir flashback)
yoongi'nin evi
önceki gece
03:13"Jeongguk," Taehyung, Jeongguk'un kucağında ki yerinde inledi, diğeri sesli bir şekilde onun boynunu emiyor ve öpüyordu. Fransız olan, Jeongguk'un boynundaki tutuşunu sıkılaştırıp, onu taparcasına seven aşığına daha fazla yer vermek adına başını geriye attı.
"Ah- ah, putain (siktir). Ah, Jeongguk, ..." Sarışın, Fransızca küfürler gevelemeye devam edip, Jeongguk'u güzel bir şekilde tatmin etmişti.
İkı arkadaş on beş dakika önce şezlongun çok rahatsız olduğuna karar vermiş ve Minler'in misafir odasına gelmişlerdi. Onlara göre burası daha kullanışlıydı.
Jeongguk yerlerini değiştirdi, böylece Taehyung artık onun kucağında değildi, şimdi genç olan onun üzerindeydi.
Esmer olan vakit kaybetmeden tekrar Taehyung'un boynuna saldırdı, öteki ise saçlarına sıkıca asılmış halde, yavaşça soluklanıyordu. Göğüsleri birlikte çalkalanırken Jeongguk'un sağ eli Fransızın belini sıkıca kavradı, sol eli ise yatak başlığında ki kafasında gezindi.
"Bunu- Bunu uzun zamandır bekliyordum." Jeongguk, Taehyung'un boynuna doğru mırıldandı, arkadaşının büyük ihtimalle anlamadığının farkındaydı. "Tüm bu zaman boyunca çok tatlıydın, kahretsin o kadar tatlıydın ki, daima olağanüstü görünüyordun- Ah!" Taehyung kalçasını kaldırıp kasıklarının çarpışmasına sebep olurken Jeongguk inleyerek lafına son verdi.
Genç olan Fransızın boynunu öpmeyi bırakıp, ona baktı. Taehyung ona körüklenmiş gözlerle bakıyordu, dudakları hafifçe açıktı, ve Jeongguk kendini tutamayıp onu sertçe öptü, ufak ve sesli iniltilerini yutuyordu, şimdi de kasıkları birbirine sertçe, dairesel hareketlerle çarpıyordu.
"Jeongguk, Jeongguk, ah! Merde, merde je vais pas (Kahretsin, kahretsin dayanamıyorum)- ah-" Taehyung inleyip gözlerini sıkıca kapattı, ancak dudakları hala aşığının çenesinde, çene hattında ve boynunda geziniyordu. Jeongguk inildedi, yakındı, ve emindi ki Taehyung da yakın olduğu hakkında bir şeyler söylemişti.
Fransız oğlanın kolları, Jeongguk'un sırtına sıkıca kenetlenmişti, öteki ise Taehyung'un boynunda soluklanıyordu, çok geçmeden ikisi de zevk yüzünden gelirken, hafifçe birbirlerinin isimleriyle inlediler ve birkaç saat sonra yaptıkları şeyden pişman olacaklarını düşünmemeye çalıştılar.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
frenchie. [tr]
Fanfiction※【taekook】 jeongguk'un kalbi yeni çocuğun fransız aksanına karşı eriyordu. ©brattytae. [turkish translation]