jeongguk'un evi
07:47
pazartesiJeongguk yatağından, her zamanki gibi geç çıkarken sızlandı. Bir çift siyah dar kot, koyu yeşil bir kapüşonlu ve temiz bir iç çamaşırı kapıp, olabildiğince hızlı bir şekilde banyoya koştu.
Esmer oğlan yüzüne soğuk suyu çarpıp, biraz deodorant sıktı ve aynanın önünde gülümseyerek kendini kontrol etmeden önce dişlerini fırçaladı. Fena değil. Giyinip sırt çantasını almak ve saç olarak isimlendirdiği dağınık kıvırcıklarını gizlemesi için bir bere takmak üzere odasına döndü."Günaydın anne! Beni okula bırakabilir misin? Çok çok çok geç kaldım ve Bay Jong, dersine bir kez daha geç kalırsam beni öldürecek, lütfeeen!" Jeongguk bisküvi almak için mutfağa girerken yalvardı ve bisküvileri çantasına gelişi güzel tıkıştırdı.
"Sana da günaydın, balım. Olur, seni bırakırım, ama sadece şu an çok çaresiz olduğun için," Bayan Jeon sade kahvesini yudumlarken yanıtladı, yüzünde geniş bir sırıtma vardı. Jeongguk gülümseyerek gözlerini devirdi ve annesinin alnını öptü.
"Sağol anne. Sen en iyisisin." Jeongguk tatlı olmasını umduğu bir ses tonuyla söylerek, annesinin sahte bir şekilde öğürmesine sebep oldu.
***
SOPA lisesi
08:04Jeongguk ikinci zil çalar çalmaz sınıfa fırladı. Rahatlayarak iç çekti ve ona kafasını sallayarak bakan öğretmenine hafif bir tebessüm sundu. Çantasını ikinci sıraya bıraktı.
"Naber dostum," en yakın arkadaşı, Jimin, yumuşak yanaklı, ateşli kızıl gay, onu selamladı. "Yine mi geç kalktın?"
"Evet. Ama annem bıraktı, yani sorun yok."
"Zavallı Haeun, onu bu şekilde köle ediyorsun." Jimin kıs kıs gülerek, yavaşca Jeongguk'un omzuna vurdu. "Ay, çeneni kapa!"
"Sınıf, sessizlik lütfen!" Bay Jong elini yavaşça çırpıp, masasına yaslandı. "Müdür şu andan itibaren sınıfınıza katılan yeni öğrenciyi tanıtmak için her an burada olabilir."
Sınıf boyu yüksek bir sohbet dolandı, herkes yılın bu zamanında sınıfa neden bir öğrenci geldiğini konuşuyordu.
"Ay, herkes çenesini kapatsın!" Bay Jong bağırdı. "Adı Kim Taehyung ve Fransa'dan geliyor. O..." Öğretmen kapıdan yükselen gürültülü tıkırtı ile bölündü. "Gel!"
Kapı açıldı ve müdür, onu takip eden sarışın, bol kıyafetli, kafasında kestane rengi bir bere olan çocukla birlikte içeri girdi.
Jeongguk'un kalbi yavaşça tekledi. Müdür sınıfa girdiğinde, ağzını hafifçe aralayıp gözlerini kocaman açarak oturan Jeongguk hariç, herkes ayaklanmıştı. Jimin yavaşça onun omzunu yumruklayıp, arkadaşını sersemliğinden uyandırdı ve ansızın ayağa kalkarak, bacağını önünde ki sıraya vurmasına sebep oldu. Ona memnun bir ifadeyle bakan yeni çocuk da dahil herkes kıkırdamaya başladı. Jeongguk domates gibi kızarmıştı.
"Herkese günaydın. Size yeni sınıf arkadaşınız, Kim Taehyung'u tanıtmaya geldim. Kendini tanıtmak ister misin, Taehyung?"
"Evet! Hum... Merhaba. Adım Taehyung Kim... Kim Taehyung. Dilinizi anlayabiliyorum ama konuşmayı... uh beceremiyorum? Bu yüzden lütfen bana anlayış gösterin." Taehyung yavaşça başını eğerek, tatlıca söyledi.
Oh siktir, diye düşündü Jeongguk, kalbinin göğüsüne battığını hissederken. Oh siktir, bu aksan. Kahretsin.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
frenchie. [tr]
Fanfiction※【taekook】 jeongguk'un kalbi yeni çocuğun fransız aksanına karşı eriyordu. ©brattytae. [turkish translation]