Dernièr, Jenmin

Son

Gülüşünün dünyayı değiştirmesine izin ver fakat dünyanın gülüşünü değiştirmesine izin verme.

....

Genç kız küçük banyosunda, soğuk suyun kapladığı küvette, usulca ölümünü beklerken, oturma odasında bıraktığı telefonuna ardı ardına gelen aramalar kulağına ilişti.

Fakat kıpırdayacak tâkati bile yoktu. Kendini rahatsız eden sesi kapatmak istedi ancak sesini kullanmaktan bile acizken o sesi duymaya katlanmak zorundaydı, kendi ölümünü kendi elleriyle, isteyerek gerçekleştirmişti. Elinden bir şey gelemeyeceğini bilip acı içinde kıvranarak ölümünü bekledi.

Bu saatten sonra geri dönüşü olamazdı, kararlıydı, bu gece ruhu bedeninden ayrılacak, zihnini kemiren düşüncelerden tamamen kurtulacaktı.

Bileklerinde ki kesiklerin verdiği acı gözlerinden anlaşılıyordu, bu acıdan kurtulmak için bileğinde daha fazla iz bırakmak istiyordu, fakat şuan ki durumu hiçbir şeye izin vermediği gibi daha çabuk ölmesine dahi izin vermiyordu.

Ağlamak istiyordu, pişman değildi fakat onu son kez görmek istedi. Ölmeden önce son kez kalbini ele geçiren kişiyi, aşık olduğu gülüşünü son defa görmek istedi.

Deli gibi ağlamak istedi fakat gücü yoktu, ağlayacak gücü bile kalmamıştı genç kızın.

İçi kan ağlıyordu fakat elinden tek gelen sessizce ölümünü beklemekti. Öylece kimsenin haberi olmadan ölmeyi beklemek.

Zaten kimsesi de yoktu. Ne bir ailesi ne bir arkadaşı ne de sevgilisi, hep kimsesiz ve yanlız büyümüştü kim Jennie.

On sekiz yaşına kadar kimsesizdi ancak bir gün şans eseri iki adamla tanışmış ve hayatını onlara adamıştı, onlar için ölmeyi bile göze alacak derecde çok sevmişti.

Ruhsuz Jennie nin yüzüne gelen neşe sadece o iki adamdan kaynaklıydı.

Onları ailesi gibi görmeye başlamış, tüm kalbini onlara vermişti.

Jennie için Jungkook ve Jimin tek yaşama sebebi olmuşlardı.

Fakat bir gün işler bozulmuş ve abi kardeş sevgisi tamamen başka bir boyut almıştı.

Jeon Jungkook, genç kıza bambaşka duygular beslemişti, gülüşü onun kalbini tekletirken duygularına engel olmaya çalışmıştı fakat nafile, her geçen gün duyguları daha da yoğunlaşıyor ve kendini sadece Kim Jennie yi düşünürken buluyor du.

Bir gün dayanamamış ve duygularını en yakın arkadaşı, sırdaşı olan Park Jimin'e anlatıp rahatlama kararı almıştı.

Ona olan dugularını tüm gerçekleriyle, biraz utanç ve birazda hevesle Jimine anlatmıştı.

Fakat Kim Jennie yi ona anlatırken bile kendini o kadar kaptırmıştı ki, Park Jiminin şokunu ve fözlerinde ki hüznü bile görememişti.

İki adamda genç kızın güzelliğine dayanamamışken Park Jimin duygularını kendi iç dünyasında, sessizce ve utançla yaşamıştı.

Çünkü en yakın dostunu kaybetmek onun şu dünyada ki en büyük korksuyken, bunu yapamazdı, deli gibi sevdiği kızıda, kardeşi bildiği adamıda kaybedemezdi.

Sustu ve her gün içinde büyüttüğü aşkı, acıyla gizlemeye çalıştı.

O ikisinin bir olmalarını sessizlikle izledi. Sevgili oldukarı nı duyduğunda her gece içerken bile onlara belli ettirmemek için gülümsedi, fakat o ikisi kördü. Park Jiminin gözünde ki acıyı bile görememiş, sahte gülümsemesine aldanmışlardı.