Tanıtım

3.3K 234 37
                                    

İçinde bulunduğumuz an, geleceğimizi kemiren geçmişti.
.......

Dernière | Son

Evinin bahçesinde öylece bekliyordum, etraf fazlasıyla karanlık dı ve soğuktan kızaran burnum beni gittikçe rahatsız etmeye başlamışdı.

Sanırım saatlerce burada bekleyebilirdim.

Ona hislerimi söyleyip söylememek arasında karasız kalmışdım ancak ona ihtiyacım olduğunu da biliyordum. Kalbimin ve aklımın ayrı yollara düşüp beni ortada çaresizce bırakması, en başından beri acıların kızı olduğumun bir göstergesiydi.

Cesaretimi en sonunda toplamıştım. Geride bırakacağım ne varsa hepsi artık geride kalacaktı. Onu seviyordum, en önemlisi buydu ve artık tek önceliğim kalbim olacaktı.

Ellerimle yüzümü sıvazlayıp derin bir nefes alarak heyecanımı gidermeye çalışmıştım.

Arkamda hissettiğim beden ile düşüncelerimden arınıp dikkatimi o yöne verdim.

" Bu sen misin, Jen?"

Duyduğum sesle aniden vücudum titremişken ,kendimi sesin geldiği yöne çevirdim.

O burdaydı...

Kapkaranlık bahçede sadece ayın vurduğu ışıkla, kalbimi ritmine değiştirecek olan pahabiçilemez yüzü tamamen bir bütün olmuş, ortaya mükemmel bir görüntü oluşturmuştu. Yeni boyattığı sarı tutamları sağ gözünü kapatıyordu. Harikaydı. Yüzüme uzunca bakmış ve durgun bakışlarını bu sefer dudaklarıma hizalamıştı. Her zaman yaptığı gibi dudaklarını yalayıp,
Saçlarıma nazik bir öpücük kondurmuştu. Ardından saçlarımda ki dudakları yavaşça boynumu buldu, nefesi tenime işlerken, elleri ile omuzlarımı tutup aniden kollarıyla bedenimi sarmıştı.

Yüzü omzuma gömülüydü. Tanrım.

"Buradasın"

Nefesini içine çekti.

"bu yaptığın çok yanlış, bir sevgilin varken beni kendine daha fazla bağlayamazsın Jen. kalbim dayanamaz sana olan bu karmaşık duygulara-"

Bedenini benden ayırarak gözlerini yüzüme odakladı, gülümsüyordu.

"Ve Jungkook o benim arkadaşım, anlıyormusun beni güzelim ?"

Ellerimin titremesine engel olamadım. Onu özlediğimi fark ettim, ona tekrar ihtiyacım olduğunu fark ettim. Her ne kadar üzüleceğimi bilsem de, üzeceğimi bilsem de, onun adının geçtiği her an terleyen avuç içlerim ve ritmi bozulan kalbim, ona olan tutkuma farkındalık katıyordu ve benim bu durumda kalbime söz geçirmem imkansızdı. Onu seviyordum. kendime bile söyleyemeyecek ve yakıştırmayacaktım, fakat ona olan aşkım gözler önündeydi. Ben çoktan Jungkooka ihanet etmiştim.

Ellerini yüzüme çıkarıp sağ eliyle yanağımı okşamaya başladı.

"Dokunduğum yerlerin ya sadece bana ait olacak yada biz diye bir şey hiç olmayacak güzelim, eğer o yasaklı meyveyi tadarsam herşeyimi kaybederim, benim önümde iki yol var, biri çocukluğum diyeri sonsuzluğum ve ben ilkini seçiyorum, anılarım olmazsa geleceğim olamaz, Jungkook benim kardeşim, onu kaybedemem. "

hiçbir şey söylememe izin vermeden tekrar sarmalamıştı bedenimi sıkıca.

Gözümden akan yaşa engel olamadım ve öylece sustum.

Biz diye birşey hiç olmayacaktı.
Kalbim in benden izinsiz yaptığı bu yanlışı ne düzeltmeye gücüm vardı nede ikinci bir şansım.

Bu sefer kaybettin Jennie Kim.
Git ve köşende otur ağla, çünkü sen asla olmayacak hayallerin peşinden koştun.

Çünkü sen onu sevdin.

Park Jimin'i...

Dernièr, JenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin