Calina
Dizimdeki yaralarla dışarı çıkmak istemiyordum. Havada bozmuştu zaten. Pencerenin camına
Yağmur damlaları iri iri düşmeye başladı.
-Jack
-Hı?
-Ya bak dizlerim yara içinde ve acıyor. Dışarı çıkmak istiyorsun. Bende istiyorum ama bu halde bir yere gidemem. Okula...
-Ne saçmalıyorsun sen?
-Bak biliyorum ama bir yerde bu dizlerle yemek yiyemem ve..
-Okula falan gitmiyoruz benim dağ evime gidiyoruz.
Evet bu biraz garipti. Ilk defa biriyle bir evde yalnız kalacaktım.
-Peki o zaman çabuk gitsek iyi olur çünkü dizlerim çok yanıyor.
Ellerimi sıkıca tuttu. Bir eliylede araba sürüyordu.
-Benim Calina m bu acılara dayanır. Sık dişini güzelim.
Yüzümde bir gülümseme oluştu. Eliyle vites değiştikten sonra yokuş bir yere çıkmaya başladık. Sonunda klasik tek katlı tahta bir eve geldik.
-Burası sanki çok. .
-Küçük dimi. Ama çok şirin. Buralara ajanken gelirdim.
O okula başladığımda buraya gelmemeye başladım.
Elimden tutu ve eve girdik. Ev çok güzel düzenlenmişti. Bir salon, bir oda ve banyo vardı. Tek kişilik bir ev olmasına rağmen odada çift kişilik yatak vardı. Salon da bulunan şömine ve tam şömineyi izleyen koltuk hoşuma gitmişti.
-Geç otur ben ilk yardım çantasını alayım.
Şöminenin karşısında üstü polarla kaplı olan koltuğa oturdum. Dizim o kadar yanıyordu ki eğilip yaraya bakınca daha kötü oldum ve arkama yaslanarak gözümü tavana diktim. Bir kaç dk sonra Jack geldi ve pansumanı yaptı. Canım acısada onun yapması acıyı az da olsa dindiriyordu.
-Gel. Sana benimkilerden bi eşofman verim. Böyle üşürsün.
Odaya gittik ve dolaptan bana eşofman ve bana içine benden 2 tane girecek bir tişört verdi.
-Bu akşam buradayız. Ben şömineyi yakayim. Sen giyin.
-Tamam.
Üstümü giyindim ve içeri geçtim. Jack koltukda oturmuş derin düşüncelere dalmıştı. Yaslanıp onu izledim. Beni fark edince güldü ve yanını işaret etti.
-Orada dikilecek misin yoksa burada benim yanımda ısınacak mısın?
Yanına gittim ve oturdum dizlerimi kendime çektim aramızda yastık kadar boşluk vardı.
-Geceyi mahvettiğim için özür dilerim. Çocukken yaşadığım olaylar yüzünden bir halim diğerini tutmuyor. Bu gecenin özel olmasını çok istemiştim. Ama şimdi bir dağ evinde oturmuş sohbet ediyoruz.
-Ben burayı dışarıya tercih ederdim. Burası daha hoş hem sıcakta.
1-2 dk sessizlik oldu.
-Jack?
-Efendim.
-Küçükken yaşadığın olay neydi de sen bu hale geldin?
-Anlatıp seni üzmek istemem.
-Ama seni ancak dinleyerek anlayabilirim biliyorsun.
-Sen kaşındın ufaklık. Ama ağlamayacağına söz ver.
-Belki
-8 yaşındaydım. Babam hademeydi. Annem ise ev hanımı. Fakir olmamıza rağmen gayet mutlu bir aileydik. Bir akşam babam süpriz yapıp eve erken geldi ama yüzünde sanki bir hüzün vardı ve sürekli anneme 'Bana bir şey olursa' lı cümleler kuruyordu. Ama ben bir şey anlamıyor o anın tadını çıkarmaya çalışıyordum. O anların babam ve annemle geçirdiğim son dakikalar olduğunu bilmiyordum.
Jack'in gözünden gelen yaş göğsüme bir hançer gibi saplandı. O ağlamamalıydı. Ona daha da yaklaşıp omzuna başımı yasladım ve bana sarılmasına izin verdim.
-Hepimiz uyumuştuk. Evimizde tek oda olduğu için üçümüzde aynı odada kalıyorduk. Gece saat 2 gibi kapının kırılma sesiyle uyandım. Babamla annem yoktu. Salona gittim. Ikiside yerde kanlar içinde. .
Ve olan oldu ağlamaya başladı. Ilk defa bir erkeğin ağladığını görüyordum. Normalde görsem gülerdim.
Ama şimdi ise bende kendimi zor tutuyordum. Başını avuçlarımın arasına alarak dudağına küçük bir öpücük kondurdum.
-Ağlama ben yanındayım. Lütfen beni de aglatacaksın.
Gözlerim şimdiden dolmaya başlamıştı. Ve tekrar eski pozisyona döndük daha ağlamıyordu. Gözünde öfkeden başka bir şey yoktu. Ve devam etti.
-Annemle babam yerde yatarken dışarı çıktım ve bir adamın bana baktığını ve elinin tıpkı şöminedeki odun gibi yandığını gördüm. Tam elini kaldırıp bana vuracakken bir silah sesi duydum. Adam yere yığıldı ve onu gördüm.
-Kimi?
-Tony. Benim gibi olan ilk ve tek dostumu. Orda bana onunla gidip annem ve babamın intikamını almam için gelmemi söyledi. Ben ise tereddüt etmeden kabul ettim. Ve beni BETA'ya götürdu. BETA'ya gittiğimde oranın sahibini ilk ve son kez görüştüm. Oda bizdendi bunu biliyordum ve bana annemi öldürenlerin bizim soyumuzdan olduğunu, onları da bir çeşit okulda eğitim gördüğünü, BETA'nın ise onları yakaladığını söyledi. Küçüklük aklı işte hemen inandım. Beni bir silah gibi yetiştirdiler. Kısa sürede BETA'nın en iyi ajanı haline geldim. Bilmiyordum ki Tony beni kıskanıyormuş.
-Tony.. O da bizim gibi mi? Mistik? Bizim gibiyse özellikleri ney?
-Evet o da bizim gibi. Ilk özelliği birini kılığına girebiliyor diğeri ise kisilere korktuklarını gösteriyor.
-Gerçekten korkutucuymuş.
-Sözümü kesiyorsun ama
-Çooook Özür dilerimmm
Uzun bir iç gecirdikten sonra devam etti.
-Tony'e senden bahsetmiştim. Rüyalarımdan.. Tony bir gün beni kenara çekip beni senle tehdit etti. Ama ben dinlemedim. Annemin katillerini bulup öldürmek istiyordum. Ama Tony benim sırrımı BETA'ya söyledi. BETA'nın da kehanetten haberi olcak ki aklıma girip seni bulmaya çalıştı. Gerisini biliyorsun. Ama Tony bana büyük bir yemin etti.
-Ne yemini?
-Hayatı boyunca benim sevdiklerime zarar verecek. Tıpkı anne babama yaptığı gibi.
-Aileni Tony mi öldürdü?
-Evet. BETA beni almak için Tony'e ailemi öldürtmüş. Calina... Tony benim ilk dostum ve düşmanım. Sana zarar vermesinden korkuyorum. O korkulcak bir mistik. Lütfen tanımadığın kişilerle konuşma.
-Tamam anne
Güldü ve bana daha sıkı sarıldı. Hiç konusmadan duruyorduk. Gözlerim kapanmaya başlamıştı. En sonunda göz kapaklarıma yenik düştüm. Bir ara kendime geldiğimde Jack beni yatağa taşıyordu. Yatağın içi buz gibiydi. Çenem titremişti.
-Jack.. Üşüyorum.
Üstüne bir tişört geçirip yanıma uzandı.
-Uyu güzelim.. Uyumaya ihtiyacın var.
![](https://img.wattpad.com/cover/26720023-288-k623017.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSTİK
Novela JuvenilTeyzesinin yazdığı bir mektup yüzünden kendini keşfetmeye çalışan bir kız. Yaşadığı onca acı yüzünden kimseye güvenemeyen bir çocuk. Aralarında geçen inanılmaz bir hikaye.