Bu kitap wifey'nin doğum gününe özel yayıma girmiştir.
¥
Seul'da gecenin geç saatleri idi, hava sisliydi ve şehrin gürültüsü ara sokaklarda olan olayları gizliyordu sanki. Mesaiye kalmış olan işçiler veya kaldırımda yatan baygın insanlar sokakların yalnız kalmasını engelliyordu.
Otobüs durakları doluydu, otobüsler sürekli kaçıyordu ama ne demiş bir müzisyen otobüsler kaçar yoksa duraklar yalnız kalır. Esen soğuk hava delinmiş ruhların içinden geçiyordu, uykusuz kalan insanlar ise sadece soğuktan üşümüyordu. Çocuklar rüyaların pembeliği ile boğuşurken gecenin bir yarısında onlar için para yetirmeye çalışan aileler sistemin siyahlığı ile boğuşuyordu.
Balkonda sigara içen genç kadar düşünceliydi tuvaline iç dünyasını yansıtan o ressam. Az öte de olan binadan bir kadının kocasın dan yediği dayak yüzünden çığlıkları yükselirken onun yanında ki binadan ise bir kadının kocasının verdiği zevk yüzünden çığlıkları yükseliyordu. Sokaklarda terk edilmenin verdiği acı ile dolaşan 17'sinde genç sonunda evine gelebilmişti. Babasının azarını işitemeyecek kadar içmiş olan genç kadar içliydi asker yolu bekleyen komşuları.
Arka sokaklardan birinde yürüyen fahişe üstünde ki kıyafetleri tutarak yürüyordu. Az önce onun peşinde olan erkeklerin tacizine uğramış olmasına rağmen o güçlü bir kadındı. Boş sokakta onun topuklu ayakkabılarının tıkırtıları yankılanıyordu. Rimeli göz kapaklarında şehrin üstüne akan karanlığı gibiydi. İnce dudaklarında olan kırmızı ruj kafasında ki dağınık düşünceler gibi dağılmıştı. Yerde yatan sızmış insanların iğrenç lafları kulağına doluyordu.
Birinin karşısına çıkıp ona yardım etmesi için bütün günahları ile Tanrı'ya yalvarıyordu. Ayağının burkulması ile yere düşerken hıçkırığı da serbest kaldı. Günahkar insanların dualarının kabul olmadığını bir kere daha anladı. Kendini kaldırmaya çalışsa da bileğinde ki keskin acı buna engel oluyordu. Elleri ile gözlerini silerken önünde gördüğü ayakkabılar ile kaşlarını çattı. Yavaşça bakışlarını kaldırırken karşısında genç bir adam gördü. Genç adam tek dizinin üstünde eğilirken bir elini ona doğru uzattı. Yüzünde ki gülümseme fahişeye güven verirken ona uzatılan eli tuttu.
Genç adamın kibarlığı hoşuna gitmişti ama kibarlık göreceli bir kavramdı belki de onu öldürürken kibar olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the man who whispered to death▪︎yoonnie
Fanfiction"Duydukların seni yanıltabilir ama gözlerin asla" 'sosyopat bir psikolog ile ünlü bir katilin şeytanlarının savaştığı bu oyunda kazanan taraf hükmeden olurken kaybeden ise köle olacaktı. ▪︎zevke değil belki ama bana açsın▪︎ | jennie & yoon gi |