¥
Psikolog arabasında inerken gözüklerini burnunun ucuna kadar indirdi. Esen rüzgar saç tellerini yüzüne yapıştırkek büyük yapı ile bakışıyordu. Gerçekleri öğrenme vaktiydi, oyun da ise hile yapmanın. Topuklarının sesi bahçe de yayılırken oynayan bir kaç çocuk ona doğru baktı. Jennie onlara kısa bir bakış attı ardından ise yürümeye devam etti.
Çocuklardan hoşlanmıyordu, onun gibi olanlar hariç. Psikoloğun çocukluğu bir çocuğun yaptıklarından her zaman daha fazlasıydı. Diğer çocuklar onu genellikle sevmezdi, her zaman dışlardı oyunlarına davet etmezlerdi. Jennie gülümseyen bir çocuk değildi, bu onu üzmüyordu. Ki onlara ihtiyacı da yoktu, saçma oyunlarına girmek gibi bir niyeti yoktu. Psikoloğun annesi çok zeki bir kadındı, psikologtu aynı zamanda ise otopsi de çalışıyordu. Her konu da kendini geliştirmişti, tonlarca tez yazısı vardı. Sağlam bir ismi de vardı, sözleri ve hareketleriyle dikkat çeken bir kadındı.
Babası ise disiplinli bir adamdı, Jennie ailenin tek çocuğuydu. Babası aynı zamanda farklı zevkleri olan bir adamdı, gizliden gizliye işler yapardı her zaman. Ceza vermeyi severdi, acı çektirmeyi de. Ona yalvarılması, ona ihtiyaç duyulması her zaman onu tahrik ederdi. Annesi ise her zaman eşinin yaptıklarının arkasını toplardı.
Bay Kim bir katildi.
Bayan Kim ise sadece onunla ilgilenen sosyopat bir psikolog.
Jennie ise ikisine hayranlık duyan bir çocuktu.
Tuhaf bir aileye sahip olduğunu asla kabul etmezdi, onun için normal olan buydu. İnsanlar onlara yaklaşmaktan çekinirdi bu ise onları her zaman tatmin ederdi.
Korkulan kişi olmak.
Jennie merdivenlerden çıkarken herkesin gözü onun üstündeydi, bu onun alıştığı bir durumdu. Ki bundan gizliden gizliye olsa da hoşlanıyordu. Koridorda yürürken etrafını inceledi, eski bir yapıyı güzel bir şekikde restore etmişlerdi. Duvarlar eski öğrencilerin resimleri bulunuyordu, Jennie'nin kaşları yavaşça çatılırken etrafına bakındı. Kimse bulunmuyordu koridorda, yavaşça resimlere yaklaştı, yıllara göre çocukların resimleri ve de yaptıkları çizimler duruyordu. Psikoloğun gözleri doğum yıllarında gezindi, 93 senesini arıyordu. Kyung Soo'nun burada bir yerde bir şeyleri olmalıydı diye düşünmek istiyordu. 93 senesini bulduğunda gözleri adete parlardı.
Jennie resimde bulunan tarihi ve de üstte el yazısı ile yazılan yazıyı gördüğünde kaşlarını çattı. Yeniden etrafına bakındı, bu resme sahip olmak istiyordu. Müdürün ya da görevlilerinin izin vermeyeceğini tahmin edebiliyordu ki zaten onların iznine ihtiyacı yoktu. Jennie camı yana doğru yavaşça çekerken etrafını kontrol etmeyi unutmuyordu. Resmi bulunduğu yerden hızla aldı ve camı kapattı. Eskimiş kağıt parçasını kol çantasının içine atarken yeniden koridora bakındı. Ardından sanki hiçbir şey olmamışçasına müdürün odasına yürüdü. Buradan çok fazla bilgi koparacağını düşünmüyordu, bazı yasal olmayan yöntemlere bulaşmadan tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the man who whispered to death▪︎yoonnie
Fanfiction"Duydukların seni yanıltabilir ama gözlerin asla" 'sosyopat bir psikolog ile ünlü bir katilin şeytanlarının savaştığı bu oyunda kazanan taraf hükmeden olurken kaybeden ise köle olacaktı. ▪︎zevke değil belki ama bana açsın▪︎ | jennie & yoon gi |