"ilk kartın atılması"

857 92 26
                                    

¥

Psikolog sandalyesinde dönüyordu, cehennem gibi geçen iki günün ardından ofise dönmek istememişti. Bacağı hâlâ sızlıyordu, Sehun'un soruları ile boğuşmuştu. Güzel bilgiler almasının karşılığında güzel bir ceza da almıştı. Fiziksel olarak bu kadar zayıf olmasından nefret ediyordu. Kalemi parmaklarının arasında dolandırırken tıklatılan kapısı ile kaşlarını çattı.

Gözlerini sabır dilercesine kapattı ve ardından açıp konuştu. "Gir" Açılan kapıdan içeriye Ye Rim girerken yüzünde bir gülümseme vardı. Jennie'nin şuan görmek istediği son kişiydi. Ye Rim önünde ki koltuğa yerleşirken çantasını ise masanın üstüne koydu. Jennie'nin tek kaşı kalkarken kendine hakim olmaya çalıştı.

"Randevu aldığınızı hatırlamıyordum Bayan Ye Rim?"

Ye Rim bacak bacak üstüne atarken Jennie dilini ısırdı, sinir olduğu hareketleri bilerek yapıyordu sanki. Ki bilerek yaptığını çok iyi biliyordu.

"Bir şeyi iletmek istedim size" Jennie yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirirken gözleri sürekli masasının üstünde çantasına kayıyordu. "Ne iletmek istedin?" Ye Rim saçlarını geriye doğru atarken kışkırtıcı bakışları ile psikoloğa baktı. "Şefiniz sizi çağırıyor Bayan Jennie, abim yani Kyung Soo'ya görüşmeniz sırasında uyguladığınız şiddetten haberi olmuş"

Jennie'nin kaşları çatıldı, nasıl haberi olmuştu diye düşünmemiş değildi. Kameraları kapattırdığını hatırlıyordu nasıl kayıt alınmış olabilirdi ki? Jennie yerinde kıpırdanırken Ye Rim boğazını temizleyerek elini masanın üstüne koydu. Jennie sinirle ayağını yere vururken bacağında hissettiği sızı ile acıyla inledi. Ye Rim'in yüz ifadesi yumuşarken yüzünde acıyan bir ifade oluştu. "Bacağınız mı acıyor? Kendinize dikkat etmelisiniz psikolog" Jennie hırçın bakışları ile ona dönerken bir elini yaralı olan bölgesinden yavaşça gezdiriyordu.

"Bacağımda bir sorun olduğunu nereden anladın?" Ye Rim gözlerini kırpıştırırken şaşkınlık ile geri çekildi. Jennie'nin ise sinirleri gittikçe daha fazla geriliyordu. Masanın üstünde duran çanta ise ilk nedendi. Üstünlüğü kendi ofisinde sadece kendi sağlayabilirdi, herhangi birine asla bu hakkın geçmesine izin vermezdi.

"Ayağınızı yere vurunca öne doğru eğilerek acıyla inlediniz, tahmin yürüterek bunu söyledim Bayan Kim...yanlış mıyım?" Jennie tek kaşını kaldırırken ayağa kalktı ve iki elini masasının üstüne koyarken Ye Rim'e doğru eğildi. Gözlerinde ki korkutucu ifade Ye Rim'in oturduğu yere sinmesini sağladı istemsizce. Gözleri öyle bir ateş saçıyordu ki kendini kontrol edemediğini düşmanına koz olarak veriyordu. Ve psikolog kontrolü kaybetmekten nefret ederdi. Gözlerinde ki ateş sönerken yerini keskinliğe bıraktı. Hırsın ve korkusuzluğin keskinliği.

"Bana masumu oynama Ye Rim ne halt olduğunu tahmin edebiliyorum, aptal olan ben değilim...benimle konuşmak için geldiğinde Oscar'lık bir oyunculuk sergilemen gerekiyordu ki senden şüphe duymamalıydım, ne yapmaya çalışıyorsun anlamıyorum ama Night Stalker ile bir bağlantın varsa seni un ufak ederim" Ye Rim yutkundu, psikolog tahmin ettiginden daha korkutucuydu. Ayağa kalktı ve yüzüne alaylı bir ifade yerleştirirken yüzlerini yakınlaştırdı. Psikolog âdeta burnundan soluyordu. Zorlanmak isterdi ama işlerin uzamasıni asla istemezdi.

"Night Stalker ile çalıştığımı nasıl kanıtlayabilirsin ki?" Jennie'nin keyfi yerine gelirken dudaklarında bir sırıtma oluştu. Kıkırdayarak geri çekilirken koltuğuna yerleşti. Ye Rim'in içini bir telaş kaplarken bunu yüzüne yansıtmamaya çalıştı. "Neden güldün?" Jennie omuz silkerken Ye Rim iki elini masaya vurarken üstüne doğru eğildi. "Sana bir soru sordum!" Jennie endişeli bakışları ile ona bakarken çekmecesinden küçük kağıtlarını çıkartarak eş zamanlı olarak konuştu.

the man who whispered to death▪︎yoonnieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin