¥
"Sen küçük tatlı bir kızsın Jennie ve de bir o kadarda başarılı"
Jennie yumruklarını sıkarken gözlerini müdüre çevirdi. Ondan rahatsız oluyordu. Müdürün bakışları ve öğrencileri ile aşırı ilgili olması onu tedirgin ediyordu. Yerinde kıpırdanırken sessiz kalmayı tercih etti. Müdür yerinden kalkarken pantolonunu düzeltti. Jennie gözlerini yere çevirirken midesi bulanmıştı. "Biri konuşurken onun gözlerine bakmalıyız değil mi Jennie?"
Müdür elini onun yanağına yerleştireceği sırada Jennie elinin tersi ile onu engelledi. "Yaklaşma"
Müdür geri çekilirken sırıtarak onu baştan aşağı yeniden süzdü. Jennie ayağa kalktı, burada durması için daha fazla sebebi yoktu. "Beni biraz erken bırak mıyor musun biriciğim?"
Jennie kaşlarını çatarken müdür onu belinden yakalayıp masası ile arasına sıkıştırdı. Jennie sınırlarına gelmişti, bu adama daha fazla katlanamazdı. Masanın üstünde ki makası alırken onun boynuna dayadı. Müdürün gözleri büyürken korku ve sinirle konuştu.
"Psikopat sürtük! Ne yapıyorsun?"
"Benden uzak dur seni pislik pedofoli!"
Müdür onun bileğini kavrarken kendine çekerek ardından yere attı. Jennie acı ile inleyerek ayağa kalkmaya çalışırken müdür bedenini onun üstüne yerleştirdi. Jennie küfrederek onu üstünden atmaya çalışırken bir yandan ise bağırıyordu.
"Yardım edin! Bayan Lee yardım e-"
Jennie boyunda hissettiği dil ile donarken gözleri büyüdü. İçinde büyüyen bir his vardı, gözü seğiriyordu. Bedeninde dolaşan yabancı eli kesmek istiyordu. Kalbinin atışı sanki yavaşlamaya başlamış gibiydi, o isteğe karşı gelemiyordu.
"İşte böyle, uysal ol küçük kız...berabe-"
Müdür sırtında hissettiği keskin acı ile buz kesilirken Jennie makası çekerken onu üstünden attı ve dizlerinin üstünde doğruldu. Boş bakışları müdürün korku dolu bakışları ile birleşirken makası havaya kaldırdı.
"Sen...Sen manyaksın!"
Jennie'nin dudağında küçük bir sırıtma oluşurken makası onun penisinin üstüne doğru tüm gücüyle indirdi. Müdürün acı çığlıkları odayı kaplarken Jennie kıkırdadı.
"Öyleyim...yani belki de"
Psikolog derin nefesler alırken katil gülümsedi. "Hadi bana gerçek rengini göster Jennie, herkesten sakladığın o yüzünü göster"
Psikolog gözlerini kapatırken arkasını döndü, yavaşça tezgaha doğru ilerledi. Her şeyi hesaba katmalıydı, fazla gürültü olursa komşularının çağıracağı polis bütün her şeyi mahfedebilirdi. Kendini riske atamazdı ama yine o gün ki gibi içinde büyüyen o isteğe engel olamıyordu. Tezgahın üstünde olan bıçak ile gözleri birleşti, parlayan metal gözlerine canlılık getirmişti.
"Baban seni korumaya çalışırken öldü değil mi? Baban zevk aldığı için öldüren biriydi ama biricik kızı da en büyük zayıflığıydı...ne trajik"
Jennie bıçağı sıkıca kavrarken dişlerinin arasından cevapladı. "Babam hakkında konuşmaya layık değilsin"
Yoon Gi gülerken ona doğru yaklaşmaya başladı. "Değil miyim? Sen mi layıksın psikolog? Sen yeraltında ki adamlar ile kendince dedektifçilik oynamaya çalıştığın için başını belaya sokmadın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the man who whispered to death▪︎yoonnie
Fanfic"Duydukların seni yanıltabilir ama gözlerin asla" 'sosyopat bir psikolog ile ünlü bir katilin şeytanlarının savaştığı bu oyunda kazanan taraf hükmeden olurken kaybeden ise köle olacaktı. ▪︎zevke değil belki ama bana açsın▪︎ | jennie & yoon gi |