Saturnalia ||ChanBaek

Sanctioned By Korea Government

Bölüm şarkısı: devil's den
********

Baekhyun ve Minhyuk yorgun bir şekilde bir marketin arka tarafına gittiler. Sokağın dört bir yanından çığlık sesleri yükseliyordu.

"Kaç saattir dışarıdayız?"

"Bilmiyorum. Arınma başlayalı birkaç saat oldu sanırım. Birazdan hava aydınlanır."

"Bir şeyler yemeliyiz..." Baekhyun etrafı kolaçan etti. "Sence marketin içinde kimse var mı?"

"Sanmam." Minhyuk belindeki silahı sıkıca tuttu. "Baek, eğer tehlikede olursak ateş edeceğine söz ver."

"Hayır. Mümkün olduğunca konuşarak-"

"Öyle olmuyor işte! Madem ateş etmeyeceksin ne diye o kadar silahı yanına aldın?"

"Sen ateş et diye."

Minhyuk gözlerini devirdi. "Zorunda olursak ateş etmeliyiz."

"Peşinde olduğumuz davayı unuttun mu Minhyuk? Yaşamak insanın en temel hakkı."

"Dostum, bu hakkınla ilgili konuşmak için önce yaşaman gerekiyor."
Minhyuk omzuyla kapıyı itti ve marketin içine girdi. "Kimse var mı?"

Bir süre hiçbir yerden ses gelmedi. Minhyuk rahatlamış bir şekilde silahını indirdi ve Baekhyun'a döndü. "Temiz."

Baekhyun karanlıkta etrafını görmeye çalışırken tam Minhyuk'un arkasında bir gölge görür gibi oldu.
"Eğil!" arkadaşını tutup yere çekmesiyle silah seslerini duyması bir oldu.

Mermiler kulaklarını sıyırıp marketin kasasına çarpıyordu.
"Hemen nereye saklandınız?" bir kadın kahkahası duyuldu.

Baekhyun elindeki silahı sıkıca kavradı. "Onunla konuşacağım."

Minhyuk gözlerini devirdi. "Sesini çıkarıp yerimizi belli etmeyi aklından bile geçirme."

Minhyuk kadının ayak seslerini dinledi ve birden ayağa kalkıp iki el ateş etti. Kadının yere düşme sesi duyulunca Baekhyun da ayağa kalktı. "Minhyuk..."

"Öldü mü?" Minhyuk emin olmak için bileğindeki çipe baktı. Öldürdüğü kişi sayısı ikiye çıkmıştı. "Ölmüş."

"Onunla konuşabilirdik!"

"Bizi öldürürdü."

"Yıllardır uğruna savaştığımız her şeyi unutmuş gibisin Minhyuk!" Baekhyun sinirle yerdeki kadını gösterdi. "O tek kişiydi ve biz iki kişiydik! Bizi dinleyecekti!"

"Senin şu an bana bağırmaktan başka hiçbir işlevin yok Baekhyun!"

Birbirlerine bağırdıktan sonra bir süre ikisi de sustu. Baekhyun gülerek ondan biraz uzaklaştı. "Demek öyle? Demin seni aşağı çekmesem kafan paramparçaydı Minhyuk."

"Ah, hadi ama-"

"Arınma'dan keyif alıyor gibi görünüyorsun ve bu da midemi bulandırıyor."

"Baekhyun..."

"Tek başıma da hayatta kalabilirim, teşekkürler." Baekhyun ondan uzaklaşıp çantasına birkaç tane atıştırmalık koydu ve çıkışa yöneldi. Dışarı adımını attığında ayağı sıvı bir şeye battı. O gün hiç yağmur yağmadığını bildiği için elini sıvı şeye batırdı ve burnuna götürerek kokladı.

"Benzin?" etrafa bakındığında Mickey Mouse maskesi takan bir kızın ona el salladığını gördü. Elinde bir çakmak tutuyordu. "Ah, Tanrım."

Hızla içeri girdi. "Minhyuk! Gitmemiz gerek!"

"Geri mi döndün? Sanıyordum ki-"

"Kapa çeneni ve koş!" Baekhyun onu tutup diğer taraftaki çıkışa giderken kız çakmağı yakıp sıvının içine attı.