Bölüm On: "Hizmetçilerin İlişkisi Olamaz"

979 67 36
                                    

Catarina ile oturmuş öğle yemeğinin ayağıma gelmesini bekliyorduk.

Çok geçmeden yemeklerimiz geldiğinde haremin minderlerinin üzerine şöyle bir uzandım. Şaraplar çok kısa bir zaman sonra geldi. Catarina hemen yanımda uzanıyordu.

İnsanların kıskanç bakışları üzerinden hiç düşmüyordu ve bu oldukça beni sevindiriyordu.

Zevkle şarabın içindeki zeytini yiyince Catarina suratımda oluşan ifadeye güldü. "Boğulacaksın Magnus." Dedi gülüşlerinin arasından.

Saraydaki yiyecekler gerçekten çok lezzetliydi. "Bu beni durdurur mu dersin?" Dedim ona göz kırpıp.

Heidi ve Raphael aniden hareme girdiklerinde herkes ayağa kalkmıştı.

Aynısını yaptım. Bu saygı gösterme işi bir bana göre fazlasıyla zordu. Ama yapılması gerekiyordu işte. Soyluydum ama bunu söyleyemiyordum.

İnatçi ve kalın kafalı Raphael Santiago bize şöyle bir baktı ve gözleri benimkileri buldu. "Magnus Bane," dedi ve bekledi. Ardından arkasını döndü.

İki muhafızın zorla taşıdığı bir sandık geldi. Oldukça büyük bir sandıktı.

"Bunlar kralın sana hediyeleri." Dedi Heidi.

Öne çıkıp sandığı meraklı ve kıskanç gözlerle açtım. Merak uyandırma işi uzun sürsün diye biraz da oyalandım.

İçinde sayısız altın, mücevher ve ipekten kumaşlar vardı.

Gülümsedim. Altınları avucuma aldım ve tek elimle oynayarak sandığa geri döktüm.

"Ayrıca," dedi Santiago. "Gözdeler bölümüne taşınacaksın." Dedi.

"Yani üst kata mı?" Dedim yalandan bir şaşkınlıkla sesimi yükselterek.

Raphael ve Heidi ne yapmaya çalıştığımı anlayacak kadar zeki olan tek kişilerdi. İkisinin de gözlerini devirmemek için kendilerini zor tuttuklarını biliyordum.

"Evet Magnus, ve kendine bir yardımcı tutabilirsin." Dedi Heidi. "O da seninle birlikte yukarıda kalacak." Dedi.

Elbette Catarina'yı seçecektim. Ona döndüğümde şaşkınlıkla tebessüm etti.

Yanıma çekip koluma girmesini sağladım. "O halde ne bekliyoruz?"

-

Odam Doğu çephesine bakan ve ışıl ışıl bir yerdi. Büyük pencereleri vardı. Bana eski yatağımı hatırlatan bir yatağı, ve...

Bir giyinme odası vardı!

Odaya girer girmez yaptığım ilk şey yatağa atlamak oldu. Çılgınca gülerken Cat'te gülüyordu.

Onu yanına çektim ve beraber dans etmeye başladık.

"Bu kadar yeterli Magnus." Dedi Raphael.

"Hadi hadi, biliyorum sen de dama etmez istiyorsun." Dedim gülerek. "Yeme beni." Dedim.

Donuk bir surat ifadesiyle bana baktığında "belki de istemiyorsundur." Dedim ve odanın içindeki diğer iki odalara bakmaya gittim.

Biri giyinme odasıydı. Diğeri ise banyo.

İkiside bana evimi hissettirecek kadar duygusal anıları gün yüzüne çıkarmıştı.

Yine de kendimi tuttum. Heidi ve Raphael'in önünde, doğrusu kimsenin önünde duygusal tarafımı çıkaramazdım.

"Kralı mutlu etmenin mükafatları." Dedi Heidi. "Böyle devam edersen çok daha iyisi bile olabilirsin."

Koridorlarda yürürken fazla gözde görmemiştim. Bu iyiye işaretti. Az rakip, az mücadele demekti.

Glorious MalecHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin