Bölüm On Bir: "Aynı Gece, Farklı Gözyaşları"

656 50 39
                                    

Simon bu kadar heyecanladığı ve eli ayağı birbirine dolandığı çok az anısı vardı.

Onlardan bir tanesi, saraya ilk gelişiydi.

Bir tanesi Raphael'i ilk görüşü ile alakalıydı.

Ve başka bir tanesi aşk-ı ilan yaptıktan sonra, Raphael'in Simon'ı şaşırtacak şekilde aniden öpmesiydi.

Hepsi iyi duygular içerisinde olmuşken, şu an da yaşadığı tarif edilemez bir heyecan ve korkuydu.

Prens Jace onu öpüyordu.

Bedeninin kontrolünü kaybederek kaskatı kesildi Simon. Sanki vücuduna binlerce diken batıyordu. Nefes alamıyormuş gibi hissetti.

Bir şeyler yapmalıydı. Raphael... tek düşündüğü şey Raphael'di...

"Efendim..." dedi Simon. Kendisini itmeye çalıştı ama ona dokunamazdı... bir prensi itmek... bu şey canıyla sonuçlanırdı. Prens Jace her saniye onu daha fazla ve daha sert öpmeye başladı.

Raphael...

Raphael...

Raph-

Prens Jace dudaklarından kısa bir yol izleyerek Simon'ı itti ve duvarla kendi arasına sıkıştırdı. Çarpmanın etkisiyle Simon'ın tüyleri ürperdi. Jace boynunu öpmeye başladığında daha fazla dayanamayacaktı.

"Durun!" dedi Simon, kendisinde olan tüm gücü kullanarak prensi itmeyi başardı.

Jace ne olduğunu anlamadı. Saçları, kıyafeti, hepsi mahvolmuştu. Gözlerinde anlamsız bir bakış vardı.

Simon'a bir kez daha baktı. Zayıf bedeni tir tir titriyor, teni ölü gibi her saniye soluyordu. Gözlerindeki yaşları saymıyorum bile...

Jace yaptığı şeyin korkunçluğuyla ellerini saçlarının arasından geçirdi. "Yüce Melek..." dedi Jace.

Aklı karışıktı... perişan ve öfkeliydi... ama hizmetçisinin gözlerindeki o bakış kendisini her saniye daha da kötü etkiliyordu.

"Simon... ben özür dilerim." dedi Jace. Dizleri onu daha fazla tutamadı. Yere kapaklandığında elleriyle yüzünü kapadı. "Çok üzgünüm, çok çok üzgünüm." Diye mırıldanmaya başladı.

Simon Prens Jace'i ilk defa ağlarken görüyordu. Hatta bir soyluyu ilk kez ağlarken görüyordu. Ne... ne yapması gerekiyordu?

Simon bir hizmetçiden başka bir şey değildi. Daha önce de onun gibi kalfalarla birlikte olan soylular hakkında olaylar duymuştu. Ama alt tabakadan olduğunda, kim sana rızanın olup olmadığını sorardı ki? Ya da onu ittikten sonra infaz ettirmeyeceğini?

Simon'ın yaptığı bu hareketten sonra kraliyet ailesine saygısızlıktan Prens Jace'in bir sözüyle kellesi gitmeliydi. Ama önce zindanda türlü işkenceler ve acıya marız kalıp, emre itaatsizlikten ibret olsun diye saray bahçesinde idam edilirdi.

Ama Prens Jace'i yıllardır tanıyordu. Hiçbir zaman kötü birisi olmamıştı. Belki eskiden çapkındı, ama hizmetçilerine kötü davranan bir soylu hiçbir zaman olmamıştı. Eğer Prenses Clarrisa... eğer onunla aralarındaki şeyi devam ettirebilselerdi Prens Jace bu halde olmazdı.

Ama bu da, prensin yaptığı şeye hakkı olduğunu göstermezdi.

Simon şimdi kaçıp giderse, kapıdaki muhafızların dikkat çekeceğini biliyordu. Zaten kaçmak gibi bir derdi de yoktu. Prens Jace bu haldeyken kimseyle görüşmezdi ve Simon onu burada yalnız bırakacak biri de değildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Glorious MalecHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin