-Lila-
Uyandığımda yanımda Çağan ağlıyordu. Havada her zamanki hastane kokusu vardı. Sırtınım açık olduğunu soğuk çarşaf bana değince anladım. Burnumda bir makine parçası olduğu için ağzımdan solumaya başladım. Çağan nefes alışımı duydiğu için kafasını kaldırıp bana baktı. Dudakları çatlamış, yüzü mosmordu. Gülümsedi ama sonra gözleri elime gitti. Elimdeki dikişi fark etti. Sonra elimi tuttu ve okşadı: ''Özür dilerim.'' .
''Ne için? Sana vurduğum için mi?'' onun birşey demesini bekledim. Derin bur nefes aldı. Nefesi hala nane kokuyordu. Fazla çekici.
''Hayır. Çekip gittiğim için. Oysa ki ben sa-'' sözünü kapının açılma sesi bozdu. İçeriye 6 kişi geldi. Hepsi Çağan'ın yanına gelip ''Kanka!'' diye bağırdılar. Bunlar da kim?
-Çağan-
İçeriye Kaan, Murat, Özcan, Emre, Duygu ve Damla vardı. Çocukluğum onlarla geçti. Onlarla her telefonla konuştuğumda Lila aramış oluyor. Bu yüzden bir gün bana hesap sorar diye korkuyorum.
Emre mavi gözlerini bana dikti. Daha sonra da Lila'ya baktı. Arkadaşım olabilir fakat Lila' ya böyle Lila'a uzun süre bakması hoşuna gitmedi ve bu yüzden herkese hoşgeldin sarılması yaptıktan sonra Emre'yi bileğinden sıkıca tutup kapıdan dışarı çıkardım: ''Neden Lila'ya öyle bakıyorsun?'' dedim bileğini bırakarak. Aşırı derecede sinirlendim. ''Lila mı? Ha şu yataktaki kız. Kanka ben sade-'' dedi fakat ben lafını kestim. ''Beni daha fazla merak etmeden girelim.'' dedim. İçeri girdiğimizde Lila bana: ''Çocuğu öldüseydin bari.'' bakışı attı. Ben de gözlerimi ondan kaçırdım. Kaan suskunluğu kapatmak amacıyla bir konu açtı. ''Eee, evlenmeyi planlıyor musunuz?'' dedi. Pis pis Lila'ya bakıp sırıttım. O da bana bakıp: ''Beyefendi ne zaman teklif ederse!'' dedi. Lila' ya dönüp: ''Onlarla tanıştın mı?'' dedim Cümlemin ortalarına doğru yanımdaki topluluğu gösterdim. Duygu hemen atlayıp: ''Evet.'' dedi. Lila da gamzelerini ortaya çıkatacak şekilde gülümseyip: ''Konuyu değiştirme ayı!'' dedi ve kıkırdadı. Özcan: ''Ooo abi cevabın ne olacak?'' dedi. Ben de Özcan'dan sonra: ''Ayıcık'' diye düzelttim ve Lila'yı yanağından öptüm.
-Lila-
Duygu ve Damla ile tanıştım. Çok iyi kızlardı fakat Damla biraz fesat olsa da yine de iyiydi işte. Herkes çıktıktan sonra odada sadece ben, Çağan ve giysilerim vardı. Çağan yanakları kızararak: ''Kıyafetini değiştireyim mi?'' diye sordu. Dudağımı ısırarak: ''Evet.'' dedim. Üstümü çıkardım ve o da beni giydirdi. Ama içimde iç çamaşırım vardı bu yüzden pek birşey değildi. Elbisem pembe renkliydi ve altın renginde bir kemeri vardı. Ayakkabım ise kemerimle uyumluydu. Ellerimi Çağan'ın boynuna koydum ve hafifçe sallanmaya başladım. Gülümsedi. Sonra hastane kapısından çıktık ve ben bir çift gözün izlediğini gördüm. Sonra umursamayıp Çağan'ın koluna girdim. Ben onu arabaya doğru sürükleyecektim ki Çağan beni lunaparka götürdü. Dönmedolap, 7D sinema derken elime bir pamuk şeker tıkıştırdı. Arada sırada benim gözlerimin içine bakarak gülümsüyor ve pamuk şekerimden kaçamaklar yapıyordu. Hız treninin önüne geldiğimizde (yüksekten korktuğum için) Çağan pamuk şekerimden bir parça daha alacakken şekeri çektim ve onun şekeri yemek icin getirdiği dudaklarını öptüm ve yola devam ettik.
Şimdi bir şans oyununun önündeydik. Jetonu verdik ve adam sordu: ''Bir hayvan?'' dedi ve Çağan bana diğru bakarak gülümsedi ve: ''Ayıcık.''
Adam şaşkınlık içerisinde: "Doğru.'' dedi ve bize masanın altından bir ayıcık verdi. Ayıcığı benden çekti ve: ''Senin ayıcığın benim.'' dedi. Kıkırdadım: ''Senin meleğin de kitaptaki prenses değil.'' dedim. Gözlerini açıp bana baktı ve: ''Seni meraklı.'' dedi ve burnumu burnuna sürttü. Daha sonra ise beni hız trenine götürdü. Aşırı hız fobim vardı. Bindik. Bağırıp gözlerimi kapattım. Ellerimi gözlerimden çekti ve bana sarıldı. ''Beni bırakma.'' dedim. ''Asla'' dedi ve alnımı öptü.
Korkumu yenmedim fakat onu teselli etmek için ellerimi kaldırıp sevgi dolu çığlıklar attım. ''O kadar da değil.'' deyip güldüğünde ben de kıkırdadım. O sırada çoktan geldiğimizi farkettim ve ona bir kez daha aşık oldum.
-Emre-
O kızı unutamıyorum. Kendime aşık edeceğimden eminim. Çünkü biz birbirimize göreyiz. Hastanedeki o mor dudaklarını pembe gibi hayal edip onlara ulaşmayı umuyorum. Ama ulaşamam çünkü karşımda Çağan var. O istediğini alır. Hep böyleydi. Evet, onun kardeşiyim. Fakat bana yaptıklarından dolayı bu farkedilmiyor. Yatağıma uzandım ve bir bardak süt almak ičin mutfğa gittim. Mutfak penceresinden onu gördüm. Sütü fondip yapıp üstüme montumu giydim ve dışarı çıktım. Omzunu tuttuğumda irkildi. Sonra: ''Aaa, Emre!'' dedi. Neden burada olduğunu sordum. ''Babam en son burada görülmüş. Ama ben onu öldüren adamla sevgiliyim.'' dedi hüzünle. Çenesini tutup: ''Onunla olmak zorunda değilsin.'' dedim. Sonra bana tokat attım. Soğuktan donmuş elimi yanağıma koyduğumda o çoktan gitmişti bile. Yıllardır ilk defa ağlıyordum. Sanırım aşık oldum.