Mezarlıktan çıkmak için adımladım. Burada ki ağlayan insanlar gerçekten içimi ürpertiyordu. Kafamı yerden kaldırıp etraftaki insanları izledim. Hiçbiri gülmüyordu. İleride iki tane çocuk gördüm. Sarışınlardı. Adımlarımı o tarafa çevirdim. İçimden bir ses onları tanıdığımı söylüyordu. Çıkaramamıştım. Yakınlaştıkça renkli gözlü olduklarını fark ettim. Onları tanıyordum. İçimdeki ses haklıydı. Onlar benim çocukluğumdu. Uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımdı. Biri değildi. Biri arkadaşım değil sevdiğim adamdı. Ellerim titremeye başlamıştı. Dolan gözlerim için bir küfür mırıldandım ve yanlarına gitmeye karar verdim. Aklıma gelen şey ile durdum.
Ya beni unutmuşlarsa?
Ne kaybederdim ki? Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu.
"Kayra? Emir?" diye seslendim. İkisi de yaşlı gözlerini bana çevirdiler. Emir'in ağzı şaşkınlıkla açıldı.
"M-Minel! İnanamıyorum!" diyerek yanıma geldi. Öyle sıkı sarıldı ki bana.. Ruhumu orada bırakmak istedim. Kokusunu çok özlemiştim. Kendime tekrar hatırlattım.
O senin sadece arkadaşın. O seni arkadaşı olarak görüyor.
Emir'den ayrılıp Kayra'ya yaklaştım.
"Emir beni cimcikler misin? Minel burada mı ben mi öyle görüyorum?" dedi ve gülümsememe sebep olmuştu.
"Buradayım Kayra." dedim ve göz devirdim. Göz devirmeme güldüler.
"Gel buraya küçük koalam" bana böyle seslenmesini özlemiştim. Sıkı sıkı sarıldım. Sanki hiç bırakmak istemezcesine. Çok özlemiştim onları.
"Sanki buradan çıksak iyi olacak." Emir'in konuşmasıyla nerede olduğumuzu hatırladım.
"Haklısın, her zaman olduğu gibi." dedim ve gülümsedim. Çıkmadan önce merak ettiğim bir şey vardı. Onlar neden buradalardı. Tam arkamı dönüp mezar taşına bakacaktım ki Emir beni kendine çekti ve kolunu omzuma attı.
Hiçbir şey demedim ve yanağına uzanıp bir buse kondurdum. Bu yaptığıma karşılık gözlerini gözlerime çevirip gülümsedi. Mezarlıktan çıktık ve sahile doğru yürüdük.
***
Sahile vardığımızda merakla Kayra'ya döndüm.
"Bunca zaman neredeydiniz?" dedim ve Emir'in yanına oturdum.
"Buralardaydık. Okul, dershane, ev derken unuttuk dışarıyı. Ama bak herkesi unutup seni unutmadık." dedi Emir.
"Beni unutsaydınız kafanızı ısırırdım." dediğimde Kayra korkarak geri çekildi. Sonra gülerek bana yaklaştı. İkisi de aynı anda yanaklarımdan öptüler. Her zaman olduğu gibi utançla kızardım.
"Senin şu halini görmek çok hoşuma gidiyor." diye mırıldandı Emir.
"Ya.. Ya.." dedim ve yavaş yavaş Emir'e yaklaştım. Öpeceğimi sanıp yanağını uzatmıştı. Bundan istifaden yanağına uzandım ve ısırdım.
"Ahh! Ya kızım ne yapıyorsun?!" diye acıyla bağırdı. Kayra da bağırdığını görünce Emir'in kafasına vurup konuştu.
"Aferin benim akıllı koalama!" diyerek yanaklarımı sıktı. Sonra acıyla ellerine vurduğumda yavaşça geri çekildi ve ayağa kalkıp koşmaya başladı. Kayra'nın arkasından gülerek ayağa kalktık.
"Eskisi gibi.." dedi ve ne dediğini anladığımda devam ettirdim.
"Yarış! 1,2 veeeee 3!" dediğim gibi koşmaya başladık. O çok hızlı koşuyordu ama bende yavaş değildim. Eskiden onlarla az mı koşuşturmuştuk?
Kayra'nın ilerideki bankta oturduğunu görünce Emir'e seslendim. Ben kazanayım diye yavaş koşuyordu.
"Emir! Kayra'nın olduğu bank bitiş!"
"Tamamdır!" diyerek cevap verdi. Kayra'nın olduğu banka gelince yavaşladım ve derin bir nefes aldım. Kayra'nın yanına kendimi attım. Farkında olmadan elimi Kayra'nın alnına vurmuştum.
"Ya sen beni fark etmeden de dövüyorsun. Ne istiyorsun benden? Doğruyu söyle Minel?" deyip sinirle alnına elini koydu. Bende gülümsedim ve onun elini çekip alnını öptüm.
"Özür dilerim Kayraşkım." dediğimde Emir beni kendine doğru çekti.
"Kıskanıyorum ama!" dedi ve saçlarımı kırıştırdı. O an ona 'Kıskanma Emir'im.. Kalbim senin.' demek istedim. Ama sustum. Biliyordum, o beni sevmiyordu. Belki de sevgilisi vardı. Acıyan kalbim bana susmamı emretmişti sanki.
"Ee var mı bana yenge?" dedim ve bir Kayra'ya bir Emir'e baktım. Emir kafasını ilk gökyüzüne çevirdi. Ardından bana döndü.
"Sap geldim, sap gidiyorum." dedi gözlerime bakarak. Gülümsedim. Bu beni mutlu etmişti.
"Bende sürünüyorum. Aşık olduğum biri var ama açılmadım." dedi Kayra da.
"Kim o şanslı kişi?" dedim merakla.
"Okuldan biri. Tanımazsın." dediğinde aklıma gelen şeyle Emir'e döndüm.
"Hangi okuldaydınız siz?" dedim.
"Öz Güçler Koleji." dediği an gözlerim şokla açıldı.
"Ben sizi nasıl görmedim o zaman bunca zaman?" dedim biraz sesimi yükselterek.
"Haa doğru. Ben teneffüslerde dışarı çıkmıyorum. O yüzden ne siz beni gördünüz ne ben sizi.." dedim ve ilk kez dışarı çıkmadığım için kendime küfrettim.
"Artık sınıfta durmak yasak sana." dedi Kayra. Olumlu anlamda kafamı salladım.
"Artık isteseniz de sınıfta durmam." dedim ve Emir'e yılıştım. Nasıl olsa anlamazdı onu sevdiğimi. Elimi sarılmak amacıyla kalbinin üstüne doğru uzattım. Kalbi çok hızlı atıyordu. Herhalde koştuğumuz içindi. Çünkü benim kalbimde hızlı atıyordu.
"Hadi okula geçelim. İlk dersi kaçırdık zaten." dedi Kayra.
"Harbiden. Yok yazıldık iyi mi?" dedim gülerek.
"Olsun, değerdi." dedi Emir. Evet değerdi. Sizinleydim çünkü.
Hepimiz ayaklandık. Okula doğru yürüyorduk ama hâlâ Emir'in kolu omzumdaydı. Emir ve Kayra ile zaman geçirmeyi çok özlemiştim. İyi ki varlardı. Artık yalnız değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
minel vera|texting
Short Storytexting, tamamlandı. Mirza: Seni çok seviyorum Minel. Mirza: O şerefsizin sevmediği kadar çok seviyorum. Mirza: O piçin yaraladığı her yeri ben iyileştireceğim.. Mirza: Söz veriyorum sana güzelim. --- ithaf; yarası kapanmayanlara.