Odamdan çıkıp mutfağa ilerledim. Salondan gelen ses ile durup sesi dinlemeye başladım. Bu annemin yeni eşinin sesiydi. Yani Mehmet'in sesiydi.
"Tamam aşkım bu gece geleceğim söz."
"..."
"Bilmiyor kimse onu aldattığımı."
"..."
"Tabii ki seni daha çok seviyorum."
"..."
"Hazırlan bu gece geliyorum aşkım."
"..."
"Hadi görüşürüz aşkım, şimdi Minel duyar falan."
Zaten bu adamın annemi aldattığını biliyordum. Ama evde bu kadar rahat konuşabilmesi iğrençti. Ondan nefret etmekte haklıydım. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Ben yine ona görünmeden odama geçtim. Üstümü değiştirdim ve dışarı çıkmak için odamdan geri çıktım. Nereye gidecektim bilmiyordum. Saat 9 olmuştu.
"Ben çıkıyorum. İzin değil bu bilmen içindi." diye sertçe konuştum.
"Saat çok geç olmuş çıkamazsın." dedi beni korurmuş gibi.
"Sana soran olmadı." kapıyı sert bir şekilde kapattığım anda sağ gözümden bir damla yaş düştü. Merdivenlerden inip binadan çıktım. Kulaklığımı takıp yürümeye başladım. En iyisi sahile gitmekti.
***
Saat kaçtı bilmiyorum. Sahilde, kayada oturmuş denizi izliyordum. Telefonum sürekli çalıyordu. Arada bir mesaj sesi de geliyordu. Anneme dışarıda olduğumu bildiren bir mesaj atmıştım geldiğimde yani o endişelenmezdi. Zaten pek umrunda olacağını sanmazdım. Telefonumun ısrarla çalmaya devam eden sesine lanet ederek elime aldım. Arayan Mirza'ydı.
"Alo.."
"Alo! Minel neden açmıyorsun! Neredesin?"
"S-Sahildeyim."
"Sesin kötü geliyor. Bekle geliyorum."
"Ama seni ben bulacaktım."
"Yüzüme bakmazsan görmezsin."
"Bakmayacağım söz, n'olur gel."
"Geliyorum güzelim, geliyorum"
"Bekliyorum Mirza."
Gelecekti! Bugün berbat geçmiş olsa da buna sevinmiştim. En azından kokusunu alırdım. Belki kokusunu aldığım an tanırdım. O an yüzümü kaldırır yüzüne bakardım. Bilmiyorum..
Adım sesleri duyduğumda nefes nefese bir beden yaklaştı yanıma. O an kafamı kaldırmak istedim ama yapamazdım. Yanıma oturdu ve kolunu omzuma atıp sıkıca sarıldı. İlk şaşırsamda sonra hemen karşılık verdim. O sevilmeyi hak ediyordu.
Kafamı göğsüne koyduğumda kalbinin ne kadar hızlı attığını fark etmiştim. Gülümsedim ve o an gözümden bir damla yaş düştü. Kokusu tanıdıktı ama kim olduğunu çıkaramıyordum. Kafamı kaldırıp yanaklarından öpesim vardı. Yapamazdım.
Belki de yapardım.
"Gözlerimi kapattım, izninle seni öpeceğim." dedim ve bi cevap vermesini bekledim.
"Tamam.." sessiz konuşuyordu. Dibinde olmasam duyamazdım. Kafamı kaldırıp yanaklarını öptüm. O an gözlerimi açma hissi geldi. Çünkü kim olduğunu anlamıştım. Göz yaşlarım benden izinsiz akıyordu. Bu sefer annem için değildi. Bu sefer mutluluktandı. Mirza içindi.
"Tamam şimdi gözlerimi açma vakti!" dedim heyecanla. Titriyordum ve o da bunun farkındaydı.
"A-anladın mı?" dedi titrek bir sesle. Sesini biraz da olsa yükseltmişti.
"Evet Emir'ciğim. Evet ilk aşkım." dedim ve gözlerimi açtım. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağlamıştı benimle birlikte. Mavileri kızarmıştı. Gözleri gözlerime değdi. Aşık olduğum adam bana aşıktı. Bunca zaman fark edememiştim. Anlattığı şeyler bir bir yerine oturuyordu şimdi.
"Seni seviyorum, seni çok seviyorum." dedi ve gözlerimden öptü. Çok narin seviyordu.
"Sana aşığım, sana çok aşığım." dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
Sanki uzun zaman sonra mutluluğa erişmiştim. Artık hüzün yoktu. Artık aşk vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
minel vera|texting
Short Storytexting, tamamlandı. Mirza: Seni çok seviyorum Minel. Mirza: O şerefsizin sevmediği kadar çok seviyorum. Mirza: O piçin yaraladığı her yeri ben iyileştireceğim.. Mirza: Söz veriyorum sana güzelim. --- ithaf; yarası kapanmayanlara.