•2•

684 61 44
                                    

Gözümden akan yaşı bir kez daha sildim.

"Bayan Kim iyi misiniz?" Masasında hafifçe dikleşen doktora karşı gülümsedim.
"İyiyim, izninizle." Hızlı adımlarla selam verip odadan çıktım.

Hamile olduğumu öğrendiğinde bebeğime zarar verir mi ki?

Elimi karnıma götürüp ovdum.
Sen çok şanssızsın miniğim. Özür dilerim. Benim suçum bu şanssızlığın.

Bütün bir yolu yürüyerek döndüm.
Eve gitmek istemiyordum, onu görmek istemiyordum, tekrar pis suratına katlanmak istemiyordum.

Evin yakınlarında bulunan parka doğru yürüdüm. Minik çocukların koşuşturduğu bir parktı.

Acaba benim bebeğim de böyle olur mu? Gülümseyip boş bulduğum parka yukarıdan bakan bir banka oturdum.

Saatler geçmişti, hava kararmıştı,parkta bir tanecik çocuk kalmamıştı.

Hafifçe esen yaz rüzgarına karşı gözlerimi kapattım.

Ben ona nasıl aşık oldum ki?

Ben onunla nasıl birlikte oldum ki?

Ailem nerede?

Neden birşeyler hep eksikmiş gibi geliyor?

Ben kimim?

Başım tekrar aynı sorular ile karmaşırken kulaklarımı kapattım.

Her bir taraftan sesler geliyordu.
Ne zaman düşünmeye başlasam; birileri çığlık atıyor, gözüme bilemediğim sahneler geliyordu, tanımadığım insanlar görüyordum.

Eksik şeyler vardı. Ama neydi?

"İyi misiniz?" Duyduğum ses ile kulaklarımdan ellerimi çekip sesin sahibine döndüm. "İ-iyiyim."

Tanımadığım biriydi ve etraf kararırken kimsenin etrafta olmaması beni korkutuyordu.

Bankta hafifçe geriye gidip karnımı tuttuğumda kaşlarını çattı. "Saatlerdir burda oturuyorsun. Cidden iyi olduğuna emin misin?"

"Sen beni mi izliyorsun?" 

"Evim şurada." Eliyle arka tarafta duran bir binayı işaret etti. " Her cama çıktığım da seni görüyorum. Bu izlemek olmuyor sanırım."

Kafamı salladım. "Üzgünüm, sadece düşünüyordum." Dudaklarını birbirine bastırdı. "Ve ağlıyorsun. Eskisi gibi." Bu sefer benim kaşlarım çatıldı.

Eskisi gibi derken?

"Nasıl yani? Anlayamadım."

"Önemli birşey değil. Daha fazla burada oturma hasta olacaksın." Ne güzel biri beni merak ediyor.

Fakat hava soğuk değil ve üstümdeki de yeterince kalın.
"Böyle iyiyim, teşekkürler düşüncen için." Yanıma yaklaşıp oturduğunda hafifçe uzaklaştım bende.

"Ağlamak için güzel bir gün. Fakat nedeni için güzel bir zaman değil."

"Beni anlayamazsın." Dedim gözümden bir yaş daha süzülürken.
"Yanılıyorsun, seni en iyi ben anlarım." Şaşırdım. Beni nasıl anlayabilirdi ki? "Ne demek bu?"

Karşısında ki parkın ilerisinde bulunan göle derince baktı ve gülümsedi. "Hiçbir şey, sadece saçmalıyorum. Artık evine git lütfen. Dışarısı çok tehlikeli."

Bilmiyordu ki evimin daha tehlikeli olduğunu.

Yüzüme son bir kere baktı ve arkasını dönüp gitti. Ben ise şaşkınca sadece arkasından bakakaldım.

Onu tanıyor muydum? Hayır. Peki neden onu tanıyor gibi hissediyorum?

"Jin! "

"Onu görmek istiyorum!"

"Uzak dur benden!"

"Will yalancı, ona inanma"

Kafamın içinde tekrar çığlıklar artarken gözlerimi sıkıca yumup kulaklarımı kapattım.

Deliriyor muyum?

Herşey yavaş yavaş başlıyorr.

Bölüm geç geldi biliyorum fakat herşeyi tamamen değiştirmek istedim.

Kısa tutacağım bir kurgu olacak sanırım. Bu yüzden konuya hızlıca giriyorum.

Yakındaa herşeyi anlayacağız.

Oy ve yorum istiyorumm💞

İg: nurwbyds

•My Feelings• Jinsoo ✿ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin