"Jisoo! Kapıyı aç! Ne oluyor lan!" Ağzımı sildiğim peçete ile aynadan son kez yüzüme baktım.
Solgun tenim, siyaha bürünmüş gözlerim... Gerçekten kötü gözüküyordum.
"Ya siktir! Kapıyı kırdırtma bana ne oluyor?!" Sesini duyup bir kez daha iğrendiğimi hissedince ilerledim ve kilitli kapıyı açtım.
Yanından geçmek için hareketlendiğim sırada kolumdan tuttu. "Neyin var?" Sadece göz devirmiştim.
"Birşeyim yok, üşütmüşüm."
"Emin misin?" Şimdi hamile olduğumu sana nasıl söyleyeyim?
Gözleri karnıma gitti. Hamile olduğumu anlamasını istemiyordum..
"Evet ve merak etme hamile değilim. Olsam da umrunda olmayacak zaten." Kolundan kurtulup mutfağa ilerledim."Saçmalama Jisoo. Neden umrumda olmasın?" Bugün niye bu kadar nazikti bana karşı?
Bir cevap vermediğimde hırkasını aldı ve hızlı adımlarla evi terk etti.
Ona hiçbir şeyi söylemezdim.
Dolaptan çıkardığım kahvaltılıklar ile acıktığımı ciddi anlamda fark etmiştim.
"Sende acıktın mı meleğim?" Karnıma dokunduğumda guruldama sesi gelmişti.Belli ki meleğim de acıkmıştı.
Masaya koyduğum şeyler ile dolaptan çıkardığım yumurtaları tavaya kırıp rahatça yerime kurulmuştum.
Kendimi daha mutlu hissediyordum. Yalnız hissetmiyordum. Yanımda kızım vardı.
Elimi karnıma koydum ve ovdum. Acaba ne zaman tekmelerini hissedeceğim?
Sabırsızlanıyordum. Çabucak onu istiyordum. Fakat bir sorun vardı Will. Ya bana yaptıklarını meleğime de yaparsa?
Düşüncelerimi aklımdan uçurmak adına kahvaltımı topladım ve hızlı adımlarla giyinip dışarı çıktım.
Hava almak istiyordum. Minik meleğime şimdiden her yeri gösterip anlatmak istiyordum.
Hem teyzelerini de tanıtırım ona. Kızlar akşama doğru yanıma gelir genelde. O zamana kadar hava alırım.
Üstüme sıcak havaya rağmen giydiğim kalın hırka ile şimdiden bunalmıştım ama sıcak havaya rağmen hasta olan ben, bebeğim için bu sefer daha dikkatli olmalıydım.
Yavaş yavaş parka doğru ilerlediğim de koşan çocukları görmek beni mutlu ediyordu.
"Jisoo unnie! Bana çiçekli taç yapar mısın? Lütfeeen!" Minik Lia'nın koşarak yanıma gelmesi ile yanaklarını sıktım. "Tabi ki yaparım meleğim. Hadi gel parka gidelim." Elimi tuttuğunda beraber parka yürümeye başlamıştık.
Banka oturduğum da Lia çiçek toplamaya başlamıştı.
İster istemez bebeği öğrendiğim günden beridir elim sürekli karnıma gidiyordu. En az 1 ay geçmişti aradan ve kendimi inanılmaz derecede sorumluluk sahibi biri gibi hissediyordum. Asıl güzel olanı; bu beni heyecanlandırıyor ve mutlu ediyordu.
"Jisoo unnie! Bana da taç yapar mısın?" Sarı saçları ile parıldayan Luna yanıma gelip dizlerime oturduğunda onu bakışlarım ile onayladım. "O zaman çiçek toplamaya başla birtanem." Gülümseyip kucağından indi ve Lia ile birlikte çiçek toplamaya başladı.
"Bunlar yeter mi unnie?" Elindekilerini bana uzattıklarında olumlu anlamda mırıldandım.
Papatyaları önce kokladım. Özgürlüğü andıran taze kokuları mutluluk saçmıştı adeta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•My Feelings• Jinsoo ✿
Fanfiction| Tamamlandı | Birbimizden hiç vazgeçmeyelim. Yıllar geçse bile hep birlikte olalım. Bizi ayıran herkesi yok edip, günün sonunda aynı yastığa başımızı koyalım ve finali olmayan dizimizin ana karakterleri olalım. {Kim Seok Jin & Kim Jisoo} Başlangıç:...