" Bir kız ve bir erkek çocuğu." Kahkaha atmıştım. "Seninle evleneceğimi nereden çıkardın?" Dudaklarımı hafifçe kaldırıp gülümsedim.
Saniyeler sonra kahkaha atıp tekrar ona doğru döndüm ve dudağına bir öpücük kondurdum.
Keşke dudağın gibi yüzünü de görebilsem.
Gözümü kamaştıran güneş ışığı ile kollarımı gerdirip yataktan kalktım.
Will yoktu. İşe gitmiş olmalıydı.Elimi karnıma götürüp hafifçe okşadım. Cidden belli olmaya başlıyordu. Açıklamak için zamanı gelmişti. Fakat hala endişeliydim.
Doğru zaman gelince açıklayacaktım.
Odayı toplayıp mutfağa ilerledim ve hazırladığım kahvaltı ile masada ki yerimi aldım.
Rüyalar iyice çoğalmaya başlamıştı. Hepsi rüya değilde birer anı gibiydi. Bunların anı olduğunu ve burada ki kişinin beni aldatmadığını düşünüyordum. Ya da sadece öyle inanmak istiyordum.
Bu kişi beni mutlu eden biriydi.
Portakal suyundan bir yudum aldım. Belki de Will yalan söylüyordu?
Fakat düşüncesi bile saçmaydı. Will bana yalan söylemezdi. Eskiden beridir yanımda olan tek kişi oydu.
Kapı zilinin çalması ile hızlıca gidip açtım. Fakat kimse yoktu. Birkaç saniye sonra yerdeki kabı görünce şaşkına uğramıştım.
İçinde yavru bir kedi vardı. Direk olarak gelen tatlılık ile kendimi gülümsemekten alıkoyamadım.
Kedinin başını okşamaya başladım.
İnce sesi ile miyavlamaya başladı. İçinde durduğu sepetin üstünde bir not vardı."İnsan sevdiği ve hayatında önemli bir yer kazanan birini unutamaz. Bu hafıza kaybına sebep olacak bir kaza bile olsa sen beni unutamazsın Soya. Seni aldatan tek kişi Will. Ben seni hiç aldatmadım meleğim."
Yanaklarıma hücum eden yaşlarım ile neden böyle olduğunu ben bile anlayamamıştım. Beni cidden aldatmadı bunu hissediyordum.
Soya.. o kız da bana Soya demişti. Peki ya neydi Soya? İsmim mi?
Etrafıma birkaç kez bakındıktan sonra kediyi de alıp içeri geçtim. Bundan Will'in haberi olmamalıydı.
Evliydim fakat hafıza olayını öğrendiğimden beridir Will gözümde sadece bir yalancı gibi kalıyordu.
"Seni kim getirdi bana minik?" Kedi biraz daha miyavlamaya başlayınca gülümsedim ve biraz süt verdikten sonra evde bulduğum fazlalıklardan küçük bir yuva hazırladım. Bir süreliğine bu yuva da kalırdı.
Daha sonra Pet Shop'a gidip birşeyler almam gerekiyordu fakat şimdilik bunlar yeterliydi.
Bu herşeyi hatırlayacağım anlamına mı geliyordu? Will ne derdi öğrense?
Hızlıca kendimi toparlayıp ayaklandım. Eksik ne var ise öğrenecektim. Önce Jin'in ne bildiğini öğrenmem gerekiyordu.
Ve tabiki o sarışın kızın birşeyler bildiği gerçeği vardı. Onu da bulmam gerekiyordu.
Yavru kediyi gelen sepetin içine koydum ve dışarı çıktım. Yavru olduğu için evde bırakmak doğru gelmiyordu. Will gelebilirdi, kedi yanlışlıkla kendine zarar verebilirdi.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum fakat araştıracaktım.
Hızlı adımlarla parka ilerledim. Beklediğim gibi zaten oradaydı. Yerde ki sokak kedilerini besliyordu.
"Jisoo unnie!" Lia koşarak yanıma geldiğinde kediye bakmaya başladı. "Unnie bu senin mi?" Gülümseyip kafamı salladım. "Ben şimdi geliyorum. Ben gelene kadar arkadaşların ile ona bakar mısınız?" Kafasını salladı ve kucağına alıp paytak paytak arkadaşlarına ilerledi.
Şimdi konuşma zamanıydı. Arkamı döndüğüm anda karşıma çıkması ile birkaç adım geriye sendeledim. Eli belimi bulup beni durdurduğunda dikleştim.
Evli bir kadındım, fakat yakınlığı beni rahatsız etmiyordu. Bu çok mu arsızca oluyor?
"Konuşabilir miyiz?" Birkaç saniye duraksasa da düz bir biçimde kafasını yukarı aşağı salladı.
Banka oturacağı sırada onu durdurup yüzüne diktim gözlerimi. "Benimle ilgili ne biliyorsun?" Kaşları çatıldı. "Hamile ve evli bir kadın ile ilgili ne bilebilirim?" Ne demekti bu ve ne alakası vardı?
"Açık ol. Geçmişim ile ilgili birşeyler bildiğini biliyorum." Güldü. "Kendi geçmişini bilmiyorsun ve bunu bana mı soruyorsun?" Üstüme doğru yürümeye başladı. "Will'in yalan söylediğini.." İşaret parmağını yüzüme dikti. " Sende." Parmağını kendisine çevirdi. "Bende biliyoruz."
Şaşkına uğramıştım. "Geçmişin, benim gençliğimi aldı. Herşeyi hatırlayacaksın. En azından denemelisin." Elini yanağıma koydu. Tam o an yanağım ateş gibi yanmaya başladı.
Kendimi geriye bile çekemiyordum.
"Kimsin sen?" Tekrar gülümsedi hafifçe ve omuz silkti. "Gerçekten kimim ben? Hatırlamıyor musun?" O gerçekten beni tanıyordu. Hakkımda ki herşeyi biliyordu. Emindim artık.
"Hatırlamıyorum." Geriye çekildim. "Hatırlat bana." Masum gülüşünü yüzünden indirmeden bana bakmaya başladı. "Bir yararı olmayacak."
Arkasını dönüp gideceği sırada kolundan tuttum. "Buna ben karar veririm. Söyle kimsin? Ne oldu bana? Neyimdin benim?" Kolunu çekti hafifçe ve birşey söylemeden gitti.
O rüyalarım da ki kişi sen miydin?
×××
Jin
"Hatırlamak için bu zamanımı buldum sevgilim?" Yaşlarımı silme gereği duymadım. Bir erkek bu kadar ağlayınca aptal gibi gözüküyor.
Aynadan görüntüme baktım cidden aptal gibiydim.
"O gün sana o sözleri söylememiş olsam.. şuan yanı başımda olurdun." Aklıma doluşan anılar kendimi öldürmek için yeterli bir sebepti.
O sözleri söylemeseydin durum böyle olmazdı Seok Jin. Herşey senin suçun. Senin yüzünden Jisoo, o aptal ile birlikte.
Derince nefes aldım. Onu yanlız bırakmayacaktım. Ömür boyu Will ile hayatını da izlesem, Will ile çocuklarını da görsem, onunla birlikte yaşadıkları mutluluğunu da görsem seni yalnız bırakmayacağım sevgilim.
×××
Finale birkaç bölüm kaldı aşklar. Maalesef biraz ağlatacağım sizi :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•My Feelings• Jinsoo ✿
Fanfiction| Tamamlandı | Birbimizden hiç vazgeçmeyelim. Yıllar geçse bile hep birlikte olalım. Bizi ayıran herkesi yok edip, günün sonunda aynı yastığa başımızı koyalım ve finali olmayan dizimizin ana karakterleri olalım. {Kim Seok Jin & Kim Jisoo} Başlangıç:...