Sonunda Yeji gelmişti. Ryujin kapıyı açtı ve Yeji'yi görünce gözlerinden yaşlarının akmasına izin verdi "Jiji?"
—————
Ryujin, Yeji'yi görmesiyle beraber onun üstüne atlamıştı. Yeji ise 2-3 saniye şokta kalmış, sonra da küçüğünün sarılmasına özlemle karşılık vermişti.Çok duygusal bir sahne diye geçirdim içimden. Bazen hayatımın bir film veya kitap olursa ne olacağını düşünürüm. Hatta ara sıra küçük sahneleri yazarım, eğlence olsun diye.
Neyse, Yeji ile Ryujin özlem giderirken, annem de yemekleri hazırlıyordu, ben de boş boş telefonuma bakıyordum, Minho hala gelmemişti.
Tam bunu düşünürken kapının çalması da ayrı bir konuydu. Bak, bu da bir film sahnesi gibi! Tam o kişi hakkında bir şey olduğunda karakter içeriye girer... diyecektim ki kapıyı açtığımda küçük çocukların gülerek saklandığını gördüm, sanırım bir filmde değilim..
Veya.. sözümü geri alıyorum çünkü şu an Minho'nun arabası burada park etmiş durumda. Arabadan çıkıp gülümsemesiyle buraya doğru geliyor..
"Ne o? Beni çok özledin de dışarıda mı bekliyorsun?"
"Ha ha ve ha. Zil çalmıştı ama sonra küçük çocukların çalıp kaçtığını öğrendim.."
"Kesin öyledir tabi tabi"
Bana inanmamış mıydı o? Sinirle cevapladım "Yaa niye yalan söyleyeyim ki ben? Hem-"
Evet sözüm kesilmişti çünkü Minho yanaklarımı sıkıp dudağıma küçük bir öpücük kondurmuştu.
"Bu kadar şirin olma öperim."
Yaptığı şeyin verdiği şokla iki saniye durmuş, sonra da kıkırdamıştım. İçeriye geçince Minho ve Yeji tanışmıştı ve hep birlikte koyu bir sohbete dalmıştık.Annemin daha Minho'nun burada olduğundan haberi yoktu, yemek hazırladığından fark etmemişti.
Bir-iki dakika sonra annem salona gelmiş ve geldiği gibi dona kalmıştı.
Minho da söze başlamıştı: "Merhaba bayan Han."
Annem iki saniye durmuş ve Minho'ya şaşkınlıkla bakarak konuşmuştu "Merhaba oğlum da.. sen model misin?"
"Yok değilim efendim, öğretmenim"
"Hem yakışıklı, hem saygılı, hem de zeki.. Jisung sen büyü mü yaptın buna, çocuk senin için fazla iyi çünkü.."
Sinirlenmiştim ama haklıydı galiba.. bi dakika annem az önce bana aptal, saygısız ve çirkin mi demişti?
"Sağol anne ya.."
"Oğlum ne yapayım gerçekler bunlar.."
"Doğru tabi senin genlerini taşıyorum.." sözümü bitirmemle annem ayağındaki terliği çıkarıp bana doğru fırlatmıştı, ben de eğildiğimde terlik su bardağına gelip onu kırmıştı.Annem bağırmadan hemen söze girişmiştim "merak etme anneciğim benim, ben temizlerim şimdi, hiç bağırma tamam mı?"
Ben süpürgeyi getirirken annem de Minho'yu soru yağmuruna tutmuştu.Biraz daha salonda sohbet ettikten sonra yemek yemiştik. Yeji'yle Ryujin kendi odalarına -Ryujin eskiden bizimle çok fazla yatıya kaldığı için odası vardı- ben de Minho'yla kendi odama gitmiştim.
Minho'da konuşmaya başlamıştı
"En azından annen benim buraya bakıcılığa geldiğimi hatırlamadı.."
"Hatırlasaydı aklından bin tane farklı senaryo kurardı. Seninle sevgili olduğunu öğrendiğinde ilk sorduğu şey birlikte yatıp yatmadığımızdı.." dememle kıkırdadı.Günün geri kalanında da Minho'yla sarılıp film izlemiştik, tabi saat gece yarısı olduğu için orada birlikte uyuya kalmıştık.
—————
Ne yazdığım hakkında en ufak bir fikrim yok dkdkkdkd[fotoğraf koyamadım yeterince internetim yok :/]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malice || Minsung
Short Story|TEXTING + NORMAL| Minho kütüphaneden aldığı kitabın içinde bir Soysal medya ID'si bulur ve bulduğu kişiye mesaj yazmaya karar verir...