Düşüne düşüne eve gelmiştim. Okul eve yakın olduğu için yürüyerek gidip geliyordum. Eve gelince rahatlar gibi oldum. Sema ablaya kolay gelsin dedikten sonra odama geçtim. Çantamı fırlatıp üstümü değiştirdim. Turuncu bir tişört ve siyah eşofman giyip resim malzemelirimi çıkardım. Acıktığımı farkedince mutfağa geçip Sema ablayla birazcık dedikodu yaptık. Sema abla annemi kaybettikten sonra bizim evde çalışmaya başladı. Sabah gelip akşam gidiyor. Çokta yi anlaşıyoruz. Biraz birşeyler yedikten sonra tekrar odama geçtim. Çizim yapmak bana gerçekten iyi geliyordu.
Biraz mola verdikten sonra tekrar başlayacaktım ama Ece aradı. Aşağıda beni beklediğini söyledi. Sema ablaya gidip 'Sema Abla Ece gelmiş de ben bi' dışarı çıksam.' deyip kapıya yöneldim. Sema Abla arkamdan gelip ' Nida, Ece buraya gelse ya? O hep gelirdi ama neden gelmedi? ' dediği çok mantıklı gelmişti bana. Ece'yi arayıp eve gelmesini söyledim. Ama o acele bir işinin olduğunu ve bana çok önemli birşey vermesi gerektiğini söyledi. Sema Ablaya Ece'nin söylediklerini aktardıktan sonra ayakkabılarımı giyinip dışarıya çıktım.
Ece yoktu etrafta. Demek ki hala gelmemişti. Kapının önünde Ece'yi beklerken güvenlik geldi. 'Nida kızım şu oğlan seni bekliyor bi' bak istersen' dedi gülerek. Yanlış anlamıştı herşeyi. O Oğlanın kim olduğunu görmek için kafamı eğdim. Gördüğüm manzara kalbimin hızlanmasına sebep olmuştu. Neden hızlanmıştı ki kalbim?
'Hoşgeldin de niye geldin ki?' dedim kısık bir sesle. O da bana 'Seni görmek istedim' dedi. Sonra devam etti '... diye değil tabi ki, sana birşey vermem gerekiyormuş o yüzden geldim. Eğer sıkıldıysan da biraz dolaşabiliriz.' dedi. Neden geldiği belliydi. Tabi ki benimle vakit geçirmek için. Ama asla Eymen ile ben olamazdık. Tüm bu düşüncelerden uzaklaşıp 'ne vereceksin çabuk ol işim var yaa' dedim. Azar gibi olan cümleyi şirinleştirmek için. Gülerek baktı bana. Eminim seviyordu beni. Bakışları herşeyi anlatıyordu. 'defterin Yunus'ta kalmış. Bana verdi. Nida'ya verirsin biz Ece'yle dolaşacağız diye. Bende sana getirdim.' dedi. 'anlad....' devamını getirmeden sözümü kesti. ' belki bizde size katılırız demiştim ama eğer istemezsen sorun yok yanii' dedi. Gitmezsem üzülürdü. Ama hiç modumda değildim. 'kusura bakma gerçekten çok yorgunum. Biraz hasta gibiyim. Ama söz başka bir gün çıkarız. Defterimi de alayım' dedim masumca. Gözlerimi kaçırıyordum sürekli. O ise bana bakıyordu. Suratı düşmüştü. 'Peki. Buyur. Geçmiş olsun. Görüşürüz' dedi ve gitti.
Üzülmüştü gerçekten. Yaptığım yanlıştı. 2 yıldır bana aşık olan çocuk kapıma kadar gelmişti. Kendimi suçlu gibi hissediyordum. Bugün onun istediği gibi olsun istedim ve ona bugünümü ayırdım. Arkasından bağırdım 'Eymeeen!'. Arkasına dönüp baktı. O an kendimi öldürmek istedim. Gözleri dolmuştu. Benim yüzümden. 'efendim' dedi titrek sesiyle. 'Beni burada bekle geliyorum hemen' dedim gülerek. 'tamam' deyip geldi yanıma. Koşarak eve gittim. Sema Ablaya da Ece ile dolaşacağımızı söyledim. Odama geçip sadece eşofmanımı çıkardım. Siyah taytımı giyinip sırt çantamı aldım. Siyah gömleğimi de üstüme alıp çıktım. Asansör aynasından saçlarıma bi kaç dokunuş yaptıktan sonra artık hazırdım.
Eymen duvara yaslanmış beni bekliyordu. Neşeli gibi görünmeye çalıştım. 'Geeldiiim!' dedim. Gülümsedi ve konuşmaya başladı. 'Beni üzmemek için geldiğini biliyorum. Gelmek zorunda değilsin'
Bir bıçak gibi saplanmıştı sözleri. Güldüm ve devam ettim. 'Saçmalama, hadi gidelim.' normal bir şekilde yürüyorduk. Normalde ben hep Eymen'in koluna girerdim. En yakın arkadaşım olduğu için çok yakın davranırdım. Şimdi tekrar yapmak istedim. Eli cebindeydi. Hemen koluna girdim.'Sen bugün gerçekten iyi değilsin bana anlatabilirsin? Ben her zaman seni dinlerim. Ben hep senin en iyi arkadaşınım.' ona baktığımda gözleri tekrar dolmuştu. Dediğim herşey onu yaralıyordu. Kolunu çekti. 'Hiç birşey anlamamış gibi davranman beni çok yoruyor artık' dedi titrek sesiyle. Ne diyeceğimi bilememiştim. Öylece kalakaldım. Devam etti. 'Azra olduğu için beni sevmek istemiyorsun doğru değil mi?' bu soru beni daha da üzdü. Baktım yüzüne. Yapabildiğim tek şey yüzüne bakabilmekti. 'E-vet' dedim titreyerek. 'Bugün seninle konuşalım istedim. Umarım beni anlarsın' dedi. Bi' an yükseldim. 'Keşke sende beni anlamak için çaba göstersen. Ben yakın arkadaşımı neden sırtından bıçaklayayım? Neden ona bunu yapayım? Sen seviyor olabilirsin ama ben sevmiyorum. Zorla sevdiremezsin kendini. Lütfen bazı şeylerin farkına var. Seni üzmemek için elimden geleni yapmaya çalıştım bugün. Ama sen beni anlamadığın için ben artık sinirleniyorum. Ben eski Eymen ile Nida olmak istiyorum. Kankalık yakışıyor bize anladın mı?' dedim bağırarak. Gözlerinden yaşlar akıyordu. 'Gö-rü-şürüz!' dedi. Arkasına bile bakmadan çekip gitti. Ece'yi arayıp nerede olduğunu hemen benim yanıma gelmesi gerektiğini söyledim. Bi' kafeye geçip oturdum. Eymen'i çok üzmüştüm. Çok kırıcı şeyler söylemiştim. Ben böyle bi' insan değildim. Neler oldu bana??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞINDAKİ SİYAH
ChickLitHayat bazen çaresi olmayan oyunlar oynar bize. Çözümü olmayan bilmece gibidir, çöz der çözemezsin ama aklın hep ondadır. Bulmaya çalışırsın, çözüm yolu ararsın, bulamazsın... Sonra mücadele eden insanlar görürsün. Bende mücadele edeceğim dersin. Mü...