Bölüm 7 "Korku."

363 13 5
                                    

Bir haftadır yoktu. O günün üstünden tam bir hafta geçmişti. Sanırım onu özlemiştim günlerdir odasına girmemek için zor tutuyordum kendimi kokusunu duymaktan kaçıyordum resmen. Şimdi akşam yemeğini yemiştim ardından sofrayı toplayıp sözde televizyon seyrediyordum ama aklım yine onda kalmıştı aramak istiyordum yerimden kalkıp pencereden dışarı baktım hava oldukça rüzgarlıydı adamlarıda kapıda sürekli dolaşıyorlardı derin bir nefes aldıktan sonra kapının kilidini açıp dışarı çıktım hemen adamlarından bir kaçı beni fark etmişti biri bana doğru yaklaşıp konuşmaya başladı "Buyurun bir şey mi istemiştiniz?" tekrar derin nefes alıp ona doğru döndüm "Ee şey aslında-" Bakışlarımı ellerime düşürünce onlarla oynadığımı yeni fark etmiştim korkup heyecanlanınca hep yapardım bunu "Benim Efkeni aramam lazım." Adam anlamayan gözlerle bana bakıyordu "Bir arzunuz varsa bize söyleye bilirsiniz." "Hayır onunla acil konuşmam gerek." Allah aşkına acil olan neydi? Ne saçmalıyordum ben? Onu aramakta neyin kafasıydı vazgeçtiğimi söylemek için ağzımı açacaktım ki adam bana bir şey söylemeden arkasını dönüp gidince aramayacağını düşünerek bende kapıya doğru ilerledim "Durun lütfen," arkamdan seslenince ona döndüm "Efken bey telefonda," dedikten sonra telefonu bana uzattı ne yapmıştım ben? Şimdi bana acil olan şeyin ne olduğunu sorunca ne söyleyecektim acaba telefonu alıp kulağıma götürdüm "Küçük, konuşacak mısın artık?" "Ben şey söyleyecektim," "Acil olan kısmını söyle seninle uğraşacak vaktim yok ve umarım gerçekten acildir," sesini duyunca deli gibi çarpan kalbime sıkışan nefesime kızıyordum ben, gerçekten onu özlemiştim "Acil, yani şey hava rüzgarlı ben çok korkuyorum," ama yani acil olan başka bir şey bulamadın mı Eliz aferin karşımdaki adam gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıb bana arkasını döndü Efkende bir süre sessiz kaldıktan sonra "Sen eyer birdaha burnunu bile dışarı çıkarırsan," sesi sinirliydi sinirlenirse gelip muhtemelen bana zarar verirdi sözünü kestim "Hayır ben sade-" "Sözümü kesme!" Öyle bir bağırmıştı ki adamın bile duyduğuna emindim "Burnunu bile dışarı çıkardığını öğrenirsem," bir kaç saniye durduktan sonra devam etti "Seni. Öldürürüm." Her kelimeyi ayrı ayrı vurgulamıştı evet öldürürdü buna emindim "Duydun mu?" "Bağırma. Duydum." "Telefonu Serhatla göz göze gelmeden ona ver ve hemen kaybol pencereden dışarı bile bakmayacaksın." dediğini yapıp telefonu karşımdaki adama yani  Serhat'ın o olduğunu anlayarak ona verdim ardından eve girip kapıyı kilitleyip yere çöktüm ağlamaya başlamıştım bile hayatım daha farklı ola bilirdi yaşıtlarım şimdi okuyor gezip eğleniyordu belkide ama ben bir adama babam tarafından satılmıştım aniden gök gürlemesiyle birlikte yerden kalkıp odama geçtim üzerimi değiştirip yatağa uzandım gök tekrar şiddetli şekilde gürleyince irkilip daha çok ağlamaya başladım ama yalan değildi ki gerçekten korkuyordum yorganı kafama çekip ağlamaya devam ettim.

🌑 🌒 🌓

Gök gürlemesiyle irkilerek uyanmıştım ne zaman uyuya kaldığımdan haberim bile yoktu pencereye doğru baktığımda yağmur yağdığını gördüm gökgürültüsü de artık neredeyse aralıksızdı susamıştım bir yandan da korkuyordum mecburen yerimden kalkıp odadan çıktım bir dakika Efkenin kapısı aralıktı yavaşça yaklaşıp kapıyı biraz daha araladım içeriye doğru kafamı uzatınca yatağında sırtı bana dönük şekilde uyuduğunu gördüm. Gelmişti. Sonunda gelmişti ama yine gidecekti. Geri çekilip mutfağa indim acaba benim için mi gelmişti diye düşündüm alakası yoktu neden benim için gelsin ki zaten kendi evi ne zaman isterse gelip giderdi mutfağa indikten sonra suyu alıp yukarı çıktım odaya geçip yatağa uzandım artık daha çok korkuyordum rüzgarın sesi yağmur gökgürültüsü korktuğum şeyler toplanmıştı sanki yanına gitmek istiyordum yanlış ola bilirdi ama korkuyordum işte zaten derin uyurdu herhalde o uyanmadanda kalkardım yoksa uyuyamazdım. Sessizce yerimden kalkıp onun odasına doğru ilerledim içeri girince hala aynı pozisyonda yatıyordu ses çıkarmamaya özen göstererek yatağın diğer tarafına geçip dikkatli şekilde yatdım kokusu büyüleyiciydi gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım ama belime dolanan ellerle irkilerek gözlerimi açtım "Ah, küçüğüm kendine ne yaptığını bir bilsen," uykulu sesi o kadar güzeldi ki haklıydı benim ne işim vardı burada yataktan kalkmak için hareketlenince Efkenin beni kendine doğru çekmesiyle sırtım onun göğsüne yapışmıştı  "Şştt, artık buradan ben istemediğim sürece kalkamazsın uslu ol ve uyu benim küçük kızım." Kızım. Babamın bana bir kez bile içten kızım dediğini duymamıştım keşkelerim kendimden bile büyüktü benim gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.

Acımasız "Kafes".Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin