Bölüm 8 "Zincir."

405 11 5
                                    

Uyandığımda odamdaydım başım çatlıyordu elimi başıma götürüp doğrulmaya çalıştım hava kararmıştı acaba ne kadar süredir uyuyordum gözlerimi doğru düzgün açamıyordum bile gözüm kanepeye iliştiğinde orada oturanın kesinlikle Efken olduğuna inanamadım kollarını kenetlemiş başını geriye doğru atmıştı uyuyup uyumadığından emin değildim sessiz olmaya özen göstererek yerimden kalkıp ona doğru ilerledim gözleri kapalıydı uyanmamı mı beklemişti? Tabii ki hayır! Efken'den bahsediyorum. Aynaya dönüp baktığımda kaşımın üzerinde küçük beyaz bant olduğunu fark ettim tekrar Efken'e döndüğümde bana bakıyordu gözleri kızarmıştı uykusuz olduğu belli oluyordu "Uyanmışsın küçük, ağrın var mı?" Sesinde yorgunluk vardı "Şey, evet uyandım başım ağrıyor ama çok fazla değil," başını tamam anlamında salladıktan sonra oturduğu yerden kalkıp kapıya ilerledi bir şey olmuştu emindim ama ne? O çıkmadan seslendim "Efken," kapıyı açıp durdu konuşmamı bekliyordu sanırım "Bişey mi oldu?" "Yok bişey. Tam on altı saattir uyuyorsun aşağı in yemek ye." Ben tam tekrar ne olduğunu soracaktım ki odadan çıkmıştı bi dakika on altı saat mi dedi o?

Aşağı indiğimde Sumru teyzeyi gördüm oda beni fark edince gülümsedi "Ah, uyandın mı kızım?" Yok daha uyuyorum demek istedim ama son anda vazgeçmiştim uyandığım belli zaten neden soruyorsunuz ki "Uyandım Sumru teyzeciğim nasılsın?" "Ben iyiyim kuzum asıl sen nasılsın?" "İyi gibiyim teşekkür ederim," bir yandan Sumru teyzeye cevap veriyor bir yandan da Efkeni arıyordum onunla konuşmam gerekti "Efken bey oğlum bahçede kızım," ah rezil olmuştum "Yok ben onu aramıyorum sadece şey, ya-" "Sumru hanım yemek hazırladınız mı?" Efkenin sesini duyunca mecbur susmak zorunda kalmıştım bahçeye açılan arka kapı vardı oradan gelmişti muhtemelen çünkü gözüm kapıya takıldığında kapı açıktı "Evet hazırladım Efken bey istediğiniz gibi mutfakta," neden hep böyle çatık kaşlı acaba? "Tamam.Küçük sende mutfağa hemen." dedikten sonra arkasını dönüp mutfağa ilerledi insan bir teşekkür eder yani Sumru teyzeye gülümseyip bende peşine takıldım. Mutfağa girdiğimizde sakin bir şekilde masaya oturup yemeğe başladı gözüm saate takılınca akşam sekiz olduğu gördüm "Orada öyle dikilecek misin?" "Sen yemeğini yesene," Efken çatalını gürültüyle masaya bıraktıktan sonra anlayamadığım bir hızla bana doğru gelip boğazıma yapışıp kapıyla bütünleştirmişti kısık bir inilti kaçmıştı dudaklarımın arasından "Bana bak zaten sinirlerim bozuk seni şuracıkta gebertirim! Anladın mı beni?" Ellerim refleks olarak boğazımdaki elinin üzerine gitmişti sıkmıyordu ama sıkıydı "Anladın mı dedim?!" Başımı aşagı yukarı sallamakla yetindim onun yanında ağlamak istemiyordum ama göz yaşım çoktan firar etmişti Efken sol gözümden akan yaşı takip ediyordu hala bırakmamıştı boğazımı yavaşça dudaklarıma doğru yaklaştığı fark edince gerilmiştim heyecandan gözlerimi kapattım buna hazır değildim oda benim düşündüğümü yapmamıştı zaten  yani beni öpmemişti dudağımın kenarındaki yaşı öpmüştü. Neden yapıyordu bunu?Neydi bu böyle? Neydi bu içimdeki hiss?O geri çekilince bende gözlerimi araladım eli gevşemişti fakat hala boğazımda duruyordu kısık sesle "Çek artık elini," diye fısıldamıştım "Nefes ala biliyor musun?" Bu soruyu beklemiyordum "Hı-hı," aynı anda başımı aşağı yukarı sallamıştım aniden boğazımı sıkınca nefesim kesilmişti "Peki ya şimdi?" eline tırnaklarımı geçirmiştim canım yanıyordu "Nefes ala biliyor musun küçüğüm?Cevap ver bana!" Nasıl cevap vere bilirdim ki? Konuşamıyordum bile başımı zar zor iki yana salladım aynı anda serbest bırakmıştı beni. Durmadan öksürmeye başladım "Bak bebeğim zincirlerin benim elimde hatta tam olarak senin zincirin benim! Sadece ben istediğim  zaman nefes ala bilirsin. Sadece ben istediğim için! Kendine bir daha zarar vermek istersen bana gel çok güzel seçeneklerim var." dedikten sonra hiç bir şey olmamış gibi tekrar masaya oturup yemeğe devam etti bu manyak acımasız adamın tekiydi sanki ben bilerek düşmüştüm "Dikilme orada öyle hadi." Tekrar kızdırmak niyetim yoktu zaten bende yavaşça oturup yemeğe başlamıştım.

Yemek yedikten sonra Efken gitmişti nereye gittiğini tabii ki bilmiyordum bende Sumru teyzeye yardım edip sofrayı toplamıştık zaten sonra oda gitmişti. Sonuç olarak evde yine yalnızdım başım ağrımaya başlıyordu kendimi koltuğa atıp sol elimi alnıma götürüp yarama dokunmamaya özen göstererek  masaj yapmaya başladım. Neredeyse beş dakika öyle masaj yaptıktan sonra odama çıkmaya karar verdim zaten hiç televizyon seyredecek havamda değildim üstelik yorgun hissediyordum önce mutfağa girip bir bardak su aldım ardından kapının kilitli olduğundan emin olunca merdivenlere yönelip odama çıktım. Efken neredeydi acaba? Herhangi bir kızla ola bilir miydi? Tabii ki olurdu! Ama elimde değil onu merak ediyordum onu özlüyor ve kıskanıyordum aptallıktan başka bir şey değildi  benimki. Odadaki lavaboya girip işlerimi hallettikten sonra pijamalarımı giyinip yatağa uzandım saate bakınca üçe geliyordu uyumak en iyisiydi onu düşünmemek için en iyi çözüm. Diğer yastığa uzanıp kucaklamak istediğimde müthiş bi koku hiss ettim. Yastığa yaklaşıp kokladığımda bu kokunun Efken'e ait olduğunu anlamıştım. Yanımda mı yatmıştı? Ah keşke o an onu fark ede bilseydim yastığa sarılıp uyumaya çalıştım.

Aşağıdan gelen gürültü ile uykumdan sıçrayarak uyanmıştım ses çıkarmamaya  özen göstererek yataktan kalktım gözüm saate takılınca beşi çeyrek geçiyordu daha yeni uyumuştum kapıyı açıp parmağımın ucunda dikkatlice merdivenlere yöneldim ev karanlıktı mutfaktan sesler geliyordu sanki bir şeyler karıştırılıyormuş gibi içeri girecekken kırılma sesiyle aniden çığlık atıb kapıya doğru koşmaya hazırlanıyordum ki tam o anda biri beni arkadan yakalayıp ağzımı eliyle kapatıp geri geri gidiyordu o kendini duvara dayadığı sırada benim arkamda onun göğsüne dayalıydı sonra o müthiş ses "Ştt, sakin ol bebeğim," Elini yavaşça ağzımdan çekmişti ah kokusu kalbim şuan yerinden çıkacakmış gibi hızlı atarken göğsümde inip kalkıyordu kendimi toparlayıp ona doğru döndüm o sırada bir kaç adım uzaklaşmıştım "Hasta mısın be? Neden ışıkları açmıyorsun?" Yüzünü buruşturmuştu "Siktir, sesini kıs başım çatlıyor zaten," "Ne küf-" ben daha lafımı bitirmeden işaret parmağını dudaklarıma üç kez sus işareti yaparak tokundurdu ardından ben dah ne olduğunu anlamadan kolumdan tutup merdivenlere yöneldi "Ne yapıyorsun düşücem," merdivenleri çıktıktan sonra benim odama ilerlemişti içeri girip kapıyı kapattıktan sonra kanepeye ilerleyip oturdu "Ne bakıyorsun kızım?Yat uyu." O buradayken asla uyuyamazdım ben "Gitsene sen," "Gidecekmiş gibi mi duruyorum?" Ne diyordu bu manyak?! "Ne saçmalıyorsun be manyak!" Aniden doğrulup üzerime gelmeye başlayınca geri geri gitmeye başlamıştım ayaklarım yatağa deyince durmak zorunda kaldım "Madem korkuyorsun neden sesini yükselterek direniyorsun? Aptal mısın sen?" ama bu kadarıda fazla her defasında bana hakaret edemezdi "Aptal sensin!" dediğim dakika yüzüme tokatı yeyip yatağa düşmüştüm kafamı kaldırıp Efken'e baktığımda yüzünde bir gram pişmanlık yoktu hızla bana yaklaşıp saçlarımı geriye doğru cekmişti bir dizinide yatağın üzerine koymuştu "Sınırlarını fazla zorluyorsun küçük!" gözyaşlarım firar etmişti bile lanet olsun onun önünde ağlamaktan nefret ediyordum "Aferin işte böyle uslu ol!" dedikten sonra tekrar kanepeye ilerledi bende yerime geçip gözlerimi kapattım gitsin artık lütfen diye yalvarıyordum bir kaç dakika sonra yatağın diğer tarafının çöktüğünü hiss ettiğimde gözlerimi açtım ne yapıyordu bu adam ona doğru dönecektim ama vazgeçmiştim biraz daha kenara kaymıştım sanki odası yoktu aptal! Bir anda Efkenin beni kendine çekip sırtımı göğsüne yaslayınca nefesimi tutmuştum ardından burnunu boynuma sürtmüştü "Nefes al," diye fısıldamıştı sanki nasıl nefes alınacağını unutmuş gibiydim nefes alamıyordum "Sana nefes al dedim," sesi sertti yavaşça nefes almaya başladım "Aferin küçüğüm şimdi uyu," bu kadarıda fazla gücümü toplayıp kıpırdamaya çalıştım ama daha sıkı sarmıştı "Rahat dur sinirlerimi bozma benim!" "Ya çekilir misin?" "İnanır mısın hiç niyetim yok," biraz daha direndikten sonra ona doğru dönüp doğrulmuştum "Senin derdin ne?" "Siktir, derdim sadece uyumak ve eyer izin vermezsen neler yapa bileceğimi tahmin bile edemezsin!" Sinirlenmişti yine sanırım uyusam iyi olurdu tekrar uzanmıştım ve o yine aynı pozisyonu almıştı. Aslında hiç kötü değildi onun kokusuyla uyumak "Küçük prenses sana neler yapacağımdan haberin bile yok." uyumadan önce duyduğum tek ses onun müthiş sesiydi.
-------------------------------------------
Heerkeseee uzun bir süreden sonra tekrar merhaba yeni bölümün geciktiği için gerçekten çok ama çok üzgünüm elimde olmayan sebeplerden dolayı böyle oldu sizleri seviyoruumm Ballarım🥰😘😘😘♥️♥️
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.🤗

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Acımasız "Kafes".Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin