Zaman su misali akıp giderken hayatımın iyi olacağına dair umutlarım bir bir dökülüyordu sonbaharda dökülen yaprak gibi.
Zaman dertlerimize çaremi oluyor yoksa derdimize dert mi ekliyordu emin değildim .
Ruhum kara kalem tablosu gibi karışık ve karanlıktı. Bazen nasıl bu kadar kasvet dolu olduğumu ben bile anlamıyorken baskasının anlamasını beklemem büyük aptallıktı.
" İş bulabildin mi ?"
Kafamı kollarıma yaslayıp bakışlarımı Mine 'ye çevirdim .
Mine bu hayatta fedakârlığın beden bulmuş haliydi. Biliyordum ki istese bu hayattan saniyesinde kurtulabilirdi. Sevgilisi Tarık ünlü bir şirkette danışma müdürüydü. Ablama defalarca evlenme teklifi etmiş ve defalarca red edilmişti.
"Henüz bulamadım. Biliyorsun ya kütüphanede yada bir kafede çalışmak istiyorum "
Kafasını biliyorum dercesine salladı.
" Dağhan'dan yardım istesen günlerce iş aramana gerek kalmayacak . O adamın çevresi oldukça geniş"
Adını duymamla bile kalp atışlarım hızlanırken derin bir nefes doldurdum ciğerlerime. " Hayır." Nettim bu konuda .
"Kendi imkânlarımla halledeceğim bu işi"" Helin bak seni anlıyorum ama ufak bir yardımdan ne zarar gelir ?"
Cevap vermedim. Yavaşca ayağa kalkıp odama doğru yürümeye başladım. Konuşsam bu konunun uzayacağından emindim .
Belki de duygularımdan kaçıyordum .Adını bile duyunca kalbim öyle hızlı atıyordu ki . Tamam herkes onu sevdiğimi biliyordu fakat bu kadar yoğun olduğunu bilmelerine gerek yoktu.
Odadan içeri girer girmez boy aynasının önüne oturdum . En sevdiğim şeylerden biriydi bu. Aynanın karşısına oturur saatlerce bos boş yansımamla bakışırdım .
Düşüncelerim bir bataklık gibiydi . Bir kere düştüm mü eline kurtulamıyor , kurtulmaya çalıştıkça daha da çok saplanıyordum .
Geçmişim bir mızrak anılarım zehirdi.
Eskilere dalınca aklım bir anda bir acı beliriyordu kalbimde. Sanki biri köşede pusuya yatmış sinsice benim eskileri düşünmemi bekliyordu.
Sonra o acı yavaş yavaş tüm bedenime yayılıyordu zehir gibi.
Acılarım gerçekten büyükmüydü yoksa benmi abartmayı seviyordum bilmiyorum .
Geçmişin kirli anılarını geleceğimin tozlu raflarına kaldırıp pantalonumun cebinden telefonumu çıkardım . Ekranda iki cevapsız arama üç mesaj vardı.
Aramalar Dilara ve Nergis ' den mesajlar ise sadece Nergis'dendi.Mesajları okuduktan sonra aynadaki yansımama son bir bakış atıp ayağa kalktım . Evimiz tek katlı olduğu için hızlıca salona gittim . Mine hâlâ eski poziyonunda oturuyordu.
" Nergis mesaj atmış onu alama gidiyorum. Sonra da iş bakmaya gideceğim "
Kafasını tamam anlamında salladı.
" Almamı istediğin birşey varmı ?"
Gülümsedi. "Hayır canım dikkatli olun yeter""Oluruz merak etme . Görüşürüz . Sen evdesin bugün değil mi ? "
"Evet bugün izin günüm "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZADAKİ KELEBEK
RomanceTüm zorluklarla mücadele eden üç kız . Üç yaralı yürek . Üç kırık kalp. Bir adam tüm acılara rağmen dimdik duran . Bir adam sevgisini sevgilisi için içine gömen . Bir adam koruyan ,kolayyan , seven.