☆~4 ~☆

228 127 93
                                    

Charles Bukowski - Kahramanın Yokluğu

"Kendini biraz... biraz... farklı hissediyordu sahada Chelaski. Bazı günler farklı hissederdin kendini. Hiçbir şey yerli yerinde değildir sanki. Şimdi de öyleydi. Güneş bile biraz hastalıklı görünüyordu, çitlerin yeşili fazla yeşil, güneş fazla yüksek, eldivenlerinin derisi fazla... derimsi."

Kitap okurken bir cümle bir söz veya bir paragraf çıkardı karşımıza . İşte bu der ve o cümlenin altını çizerdik. Sanki o cümleyi o yazar bizim için yazmış gibi. O cümle öyle bir dokunurdu ki ruhumuza bir süre etkisinden çıkamaz her yere o cümleyi yazardık .

Şu an tamda o anı yaşıyordum . Okduğum paragraf o kadar iyi anlatıyordu ki beni hemen telefonumu elime alıp o paragrafı not aldım.

Beynim allak bullaktı. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemiyordum.

Mesela O aşşagıdayken benim burada oturup kitap okumam doğrumuydu ?

Misafirler gideli yaklaşık bir saat olmuştu. Onlar gider gitmez direk odama çıkmış onun bizim evdeki varlığını unutmak için yarım bıraktığım kitabı okumaya başlamıştım .

Kapım tıklatıldı. Ardından onun sesi doldu kulaklarıma .
Sırtım anında dikleşirken heyecanla derin bir nefes aldım.

"Gelebilir miyim Helin ?"

Aldığım nefesi geri verdim.

" Gel "

Kapı aralandı. Aşık olduğum yüzü görüş açıma girdi.

Üzerine giydiği tişört kol kaslarına yapışmış ona daha kaslı bir görünüm vermişti.

Yatağımın yanındaki koltuğa oturdu.

" İş bulmuşsun " dedi. Sesi hiçbirşey anlanayacağım kadar duygusuzdu.

Kafamı onaylarcasına salladım.

" Evet birkaç sokak aşşağıda ki kafede garsonluğa başlayacağım yarın. "

Kaşları çatıldı. "Erol'un kafesimi? "

"Evet" Kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatıldı. Şu an ne kadar mükemmel göründüğünü biliyormuydu acaba ?

"Helin orada çalışmayacaksın "

"Anlamadım ?"

Bacak bacak üzerine attı. Rahat görünmeye çalışıyordu ama rahat olmadığı sürekli bir ayağıyla ritim tutmasından belliydi.

" Anlamayacak bir şey yok Helin. O kafede çalışmayacaksın "

Öfke yavaş yavaş vücuduma yayılırken
" pardon "dedim . Sesim olduğundan yüksek ve sert çıkmıştı. " Sen ne hakla bana karışıyorsun "

Güldü. Gülüşü o kadar güzeldi ki sonbaharımı ilk bahara çevirebilirdi. Tabi bu gülüşü alaycı olmasaydı.

"Hakmı kaldı kızım. Sen daha yarım saat önce bana olan aşkını haykırmadınmı görücülerine "

Bende onun gibi güldüm. " Senin adını verdiğimi hatırlamıyorum ben Dağhan "

Kaldı. Gerçekten bir an öylece kaldı. Ritim tutan ayağı bile durmustu. Sesli bir nefes aldı saniyeler sonra. " Ne demek senin adını vermedim. Beni sevdiğini kapıda ki köpek bile biliyor Helin"

Doğru herkes biliyordu. Bu utandığım veya gizlediğim bir durum değildi. " Eeee sonuç " dedim en unursamaz halimle. Gerçekten iyi rol yapıyordum . Umursamaz halim onu sinirlendirirken aslında ne kadar gergin ve heyecanlı olduğumu bilse bu duruşuma eminim katıla katıla gülerdi.

" Helin o kafe senin sandığın gibi bir yer değil " Sustu . Sanki ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. Bu durumu garipsedim. O her zaman hazır cevap bir insandı. Nerede ne konuşacağını bilir bir insana istediği zaman istediği bir şeyi yaptırabilirdi.

" Helin bak o kafede Erol 'da sandığın gibi iyi değil " Umursamazca omuz silktim . " Kim iyiki ? Sen mi ben mi kim ? Sen hâlâ iyi birilerinin olduğuna inanıyormusun Dağhan.

Ben inanmıyorum . Niye biliyormusun ? Çünkü eğer iyi birileri olsaydı sokakta aç hayvan olmazdı. Onlarca hayvan kendini insan sanan ama aslında hayvandanda kötü olan insanlar yüzünden zarar görmezdi.

Ben geçen burada ne izledim biliyormusun. Beş ahlaksız bir masum yavru köpeği almışlar . Ellerinden ayaklarından bağlamışlar her ipin ucunu bir kişi tutmuş boşta kalanda video çekiyor. Köpeğin altına ateş yaktılar. O köpek bağırdıkça güldüler .

Kaçmaya çalıştıkça ateşi harladılar. En acı olanda o videoya milyonlarca beğeni gelmişti. O köpeğin çırpınışları hala gözümün önünde. "

Durdum. Sanki biri kalbimi avuçları arasına almış ve olağanca gücü ile sıkıyordu. Gözümden bir damla yaş aktı sağ yanağıma doğru . Onu diğer damlalar takip etti. "Şimdi söylesene Dağhan nerede iyilik "

Merhaba arkadaşlar. Aklımda bunaları yazmak hiç yokken bir baktımki yazıyorum. Yukarda anlattığım video meselesi gerçek . Gerçekten öyle bir video gördüm . Benim içim gitti . Hayvanları o kadar çok seviyorum ki bunu reklam olsun diye söylemiyorumda.

Ya insan neden zararsız bir hayvana böylesi bir eziyet ederki ? Benim aklım almıyor. Kedi köpek tavuk inek at hiç farketmez.

Yılan bile, ben görünce dokunmuyorum geçip gidiyorum. Lütfen zarar vermeyin hayvanlara onlarda can sahibi. Onlara hayvan diyoruz ama biz onlardan daha hayvanız.

Bölüm hakkındaki düşünceniz ?

KOZADAKİ KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin