'Rüyalarıma girenler, hep benimdir'

15 3 2
                                    

Bugün Ersin olmadan 7. güne uyanıyordum. Nerede olduğunu, kimle olduğunu, hiç bir şey bilmiyordum. En çokta iyi mi değil mi bunu bilmiyordum ve bu canımı yakıyordu.

'Günaydın aşkım' Sevda kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı.
'Günaydın' dedim onun aksine negatiflik yayan sesimle.
'Demiyorum bir şey' diyerek kahvemi verdi.
'Bir haftadır beynimi ütüledin zaten' diye çıkıştım.
'Hak ettin, bir gittin gece geldin ne yapabilirim? Ersin yok sen yoksun korktum.' O günü hatırlamak aklıma Karan'ı getirirken sessiz kaldım.

'Konuşmayalım bunu' diyerek konuyu kapattım. Kahvemi içtikten sonra iki üç bir şey yiyip banyoya giriyorum diyerek kalkmıştım.

Suyu açtıktan sonra vücudumun rahatlamasına fırsat vererek gözlerimi kapattım. Su saçlarımda dans ederken elimi saçlarıma attım. Bunu yapmayı seviyordum.

Kollarımı birbirine sardığımda elim boynuma gitti.
Karan'ın dudaklarının değdiği yere.
Aptal bir şekilde gülümsesemde kısa sürmüştü.

Gözleri, yüz hatları, kolları o her şeyiyle Karan'dı. Beni etkilemesine izin vermemeliydim ama bunun için geç kaldığımın farkındaydım.

                          🦋🦋

Saçlarımı havluya sarıp yatağıma oturdum. Elim boynumdan ayrılmazken düşünebildiğim tek şey Karan'dı. Tabi ki de bana söylediği güzelim kelimesini değil de neden bu kadar dengesiz olduğunu düşünüyordum. Sinirlenince kendini kaybediyordu ve onu sinirlendirmek için sanki konuşmam yeterliymiş gibi hissettiriyordu.

Bana dokunmasına izin vermediğim için sinirlenmiş olamaz ama değil mi ? Daha ikinci karşılaşmamız... ne diyorum ben ya. Sanki daha önceden de karşılaşmış olsak izin verecektim.
Verir misin ?
İç sesimle savaşırken başımı olumsuzca salladım, vermezdim. 

Odamın kapısı tıklatıldıktan sonra Sevda hazır bir şekilde odaya girdi.
'Hala hazır değil misin?' Başımı olumsuzca salladım.
'Hazırlanıcam şimdi' dolabıma ilerleyip kıyafetlerime bakarken

'Siyah eteğimle beyaz askılımı verir misin ?' Dedim.
Söylediklerimi verirken çekmeceden çorap çıkardım ayaklarımın üşümesini istemiyordum.

'Sena ablayla konuştum' gülümsemesine bakılırsa güzel bir haberdi.
'Çocuklara özel ders vereceğiz özellikle bale' diyerek güldüğünde, gülümsedim.
'Vereceğiz?' Dediğimde imalı bir bakış attı.
'O kulüpte kalıp insanların seni izlemesini istemiyorsun değil mi ? Beraber yapacağız' tabi ki de kimseye gösteriş için dans etmek istemiyordum.
'Güzel yine kurtulamadım senden desene' yastığı bana doğru attığında tutup sırıttım.

'Hazırlan bugün son günümüz' makyaj masasına oturup simli bir göz makyajı yaptım. Siyah eyeliner çekip üstünden beyaz simli eyelineri çektim. Dudak makyajımı nude tonlarında yapıp abartısızca bıraktım. Çorabımı giydikten sonra cropu geçirip eteğimin içine koydum. Üstten parlak siyah crop bir cekette giydim ardından çizmelerimi giyip çantamı aldım. Saçlarımı dalgalı bırakmıştım.

Aşağıya indiğimde Sevda hazır olduğu için çoktan yola çıkmıştık.

'Ersin'den hala bir haber yok' Sevda'nın Ersin'i bu kadar sevdiğini bilmiyordum ama çok endişeli görünüyordu.
'Merak etme ben bir arkadaşından öğrendim, kaçaklık yapacakmış' içini rahatlatmak için söylediğim sözler canımı sıkmıştı.
'Ciddi misin ? Neden bana söylemiyorsun bir haftadır kendimi yedim' imayla gülümserken
'Onu bu kadar sevdiğinizi bilmiyordum hanımefendi affedin' omzuma vururken bozulmuş gibi dudağını büzdü.

'Sadece.... senin şeyin ya...ondan' durdu. Saçmalamıştı.
'Benim kardeşimdi artık eniştem olabilir, aranızı yaparım oda sana karşı boş değil gibi' gözleri parlarken gülümsemem solmuştu.
Ersin kirli işlere bulaşmıştı bu Sevda'yı bilerek ateşe atmak gibiydi.
'İlk önce adam edelim sonra bakarız' diye düzelttim.
'Neyse kapatalım konuyu' Sevda'dan bunu beklemesemde son zamanlarda Ersin'le yaklaştıklarını görebiliyordum. Ersin iyi biriydi, hemde çok iyi ama benim yüzümden pis işlere bulaşmıştı. Her an başımıza bir şey mi gelecek korkusuyla yaşıyorken Sevda'yı katamazdım.

Sena abla bugün sahneye çıkmak yerine burada ki işlerimizi halledip sahneyi izlemek olacağını eksik bir şey görürsek uyaracağımızı söyleyerek yanımızdan ayrıldı. Sevda yerinde duramayıp ekibe katıldığında sahneyi izlemeye başladım. Bir süre sonra telefonuma gelen bildirimle gözümü sahneden alıp telefona çevirdim. Ersin'den olabilirdi.

Bilinmeyen numara
Beyaz atlını buldum canına susayan kız.

Mesajın kimden geldiği açıkça belliydi. Karan numaramı nerden bulmuştu ?
Takılmam gereken yerin numara bulmak değilde Ersin'den bahsetmesi olmalıydı. İkinci bir mesaj gelince mesajı açtım.

Bilinmeyen numara:
Saat 10 yönündeyim

Buraya mı gelmişti ? Sola döndüğümde siyah siluetinden anladığım kadarıyla Karan girişte ki koridordan bana bakıyordu. Kalp atışım hızlanırken derin nefes alarak yanına ilerledim.

'Sen numaramı, burayı nasıl buldun?' Sırıtışı yüzünde yayılırken
'Seni gördüğüme bende sevindim' diyerek duvara omzunu yasladı. Bir eli cebindeyken olabildiğince soğuk bir şekilde duruyordu.
'Ersin nerde?' Hızla konuya girmeme şaşırmış olmalıydı ki bir süre durdu. Gülümsemesi solarken kaşlarını çatarak ciddi bir hal aldı.Sinirlenmiş miydi?
'Şehir dışına birinin yanına gitmiş 8 güne gelecekmiş'
'Sen nerden biliyorsun?'
'Ben her şeyi bilirim Alev, önemli olan bunu birileriyle paylaşmam' arkasını döndüğünde kolundan tuttum. Omzunun üstünden bana bakarken yaptığım hareket hoşuna gitmemişti. Elimi çekip

'Teşekkür ederim' dediğimde alayla güldü.
'Ersin'in önemini gördüm kim için iyi olur' diyip omuzlarını silktiğinde sustum. Gözlerine bakarken oda benim en derimlerime bakıyordu. Karan benim ilk tanıdığım gibi tehlikeli biri değildi. İçinde hem meleği hem de şeytanı besliyordu.

Yanımdan geçen bir adam bana çarparken dengemi kaybetmemle duvara yapışmam bir olmuştu. Karan kolumdan tutarken kolumun küçükte olsa acısını hissetmiştim. Gözlerim adamdan Karan'a kaydığında gözlerinden alev çıkacak gibi bakıyordu.

Tutan kolumla kolunu tutup
'İyiyim boşver' dedim. Beni duymuyormuş gibi kolumu sertçe bırakıp adama doğru ilerledi.
İçimden bir ses olay çıkacak derken Karan'a karşı gelemeyeceğim apaçık ortadaydı.

Karan adamın omzundan tutup kendine çevirdikten sonra yumruk atarak yere kapaklanmasını sağladı. Aramızda ki mesafeyi hızlı adımlarla kapatıp onu tutmaya çalıştığımda avının üstüne atlayan aslan gibi kükrüyordu ve benim ona gücüm yetmiyordu.
'Sen kime çarptığını sanıyorsun lan!'
'Karan' dikkatini çekmiş olmalıyım ki adamı bırakıp bana döndü.
'İyiyim, lütfen gidelim' adam bir Karan'a bir de kanayan burnundan akan kanlara bakarken Karan'ın elinden tutup odaya çekiştirdim.
Onun yanında benim gücüm bir hiçti.

'Sana iyiyim demiştim sadece çarptı' diyerek kapıyı kapattım.
'Kimse sana zarar veremez isteyerek ya da istemeyerek' alayla güldüm
'O zaman kendini kimseden saymıyorsun?' Anlamsızca bakarken bileğimi gösterdim.
'Onu ben mi yaptım?' Ağzım açık bir şekilde ona bakarken yanıma gelip bileğimi inceledi.
'Otobüs durağında, unuttun mu?'

Bir kaç küfür savurduğunda sinirden deliye döndüğünü görebiliyordum.
'Şey...acımamıştı' dedim zar zor. Keskin bakışları beni bulurken aramızdaki mesafeyi kapattı.
'Bir daha bana yalan söylersen, çok fena olur' yutkundum.

'Ne olur?' Elini belime koyup beni daha da kendine çekerken sorduğum soru için kendime sövdüm.
'Denemek istemezsin' eskisi gibi sinirli bakmıyordu aniden değişen ruh hali aklımı karıştırmaya yetiyordu. Terleyen avuç içlerimi eteğime sürdüm.

'Şey çok sıcak olmadı mı?' Kolunun altından hızla geçip camı açtım. Üstümde ki ceketi çıkarıp kenara koyduğumda gülerek beni izliyordu.

'Neden buraya kadar geldin?'
'Beni gördüğüne sevinirsin sanmıştım ama yanıldım'
'Hayır, sevindim ama...' sözümü yarıda keserek bana yaklaştı.

'Rüyalarıma giriyorsun Canına Susayan Kız ve rüyalarıma girenler hep benimdir.'

SONSUZLUĞA İÇEN KELEBEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin