Yorgunca üzerimdeki önlüğü çıkarıp astım. Bugün çok müşteri vardı ve bu da beni haliyle çok yormuştu.
-Ben çıkıyorum.
Onaylar birkaç ses çıktığında Taehyung'a işaret edip dışarı çıktım.
-Eve mi gideceğiz?
Bir süre ona bakıp kafamı iki yana salladım.
-İstediğin bir yer var mı? Oraya gidebiliriz.
O an gözlerinin sevinçle parladığına yemin edebilirim.
-Lunaparka gidebilir miyiz?
Onun bu haline gülümseyip kafamı salladığımda beklemediğim birşey yapıp bana sarılmaya çalışmıştı. Şaşkınca ona bakarken iç çekip benden uzaklaştı.
-Bazen ben bile hayalet olduğumu unutuyorum.
Bu dediğine karşı gülümseyen suratım düşmüştü. Ölmüş olmak onu çok yaralamıştı.
-Ş-şey o zaman gidelim mi?
Onun bu üzgün haline dayanamamış ve dikkatini dağıtmaya çalışmıştım ve başarmıştım da. Hevesle kafasını salladığında beraber lunaparka ilerledik.
-Woah.
Taehyung büyülenmiş gibi lunaparka bakarken bende onun bu sevimli hallerini izliyordum.
-Çok güzel değil mi?
Parlayan gözlerini bana çevirip kocaman gülümsediğimde kalbimin birden hızlandığını fark ettim. Elimi kalbime koyup kaşlarımı çatarken Taehyung lunaparkın önündeki banklardan birine gitti ve oturdu. Bende elimi kalbimden çektim ve yanına ilerleyip oturdum.
-Burayı hatırlıyor musun?
Hevesle sorduğu soruya karşı gülümseyerek kafamla onu onayladım.
-Hatırlamaz olur muyum, çok iyi hatırlıyorum.
O da gülümsedi ve bakışlarını karşımızdaki lunaparka çevirdi.
-Seninle ilk burada karşılaşmıştık.
Bende gözlerimi lunaparka çevirip anılarımın gözümde canlanmasına izin verdim.
Annemle eğlenceli lunapark macerasından sonra lunaparkın önündeki banklarda oturmuş hem dondurma yiyor hem de lunaparkta eğlenen insanları izliyorduk. Tam o sırada benim yaşlarımda (5 yaşında) bir çocuk paytak adımlarla yanımıza gelmişti. Annem endişeyle ona bakarken o çocuk ağlıyordu.
Ağlaması bir türlü dinmiyorken annem çocuğun önünde eğildi ve ellerini omuzlarına koydu.
-Sen iyi misin? Neden ağlıyorsun? Annen nerede?
Çocuk hala ağlamaya devam ederken ona üzülmüştüm ve oturduğum yerden kalkıp yanına gittim.
-Neden ağlıyorsun? Ağlama lütfen. Eğer ağlarsan sana dondurma almayız.
Çocuk ellerini gözlerinden çekmiş önce bana ardından da elimdeki erimeye başlayan dondurmaya bakmıştı.
-E-eğer ağlamazsam bana dondurma alacak mısın?
Sevimlice sorduğu soruya karşı gülümsedim ve kafamı aşağı yukarı salladım. Çocuk elleriyle göz yaşlarını silerken annem de bu halimizi gülümseyerek izliyordu.
-A-ağlamıyorum artık, bana dondurma alır mısınız?
Annem onu gülümseyerek onayladı ve ikimizin de elinden tutup bizi dondurmacıya götürdü. Çocuk istediği dondurmayı söyledikten sonra annem ona almıştı ve beraber tekrar lunaparkın önündeki banklara dönmüştük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Ghost Boyfriend ➳ Vmin
FantasyKim Taehyung yıllar sonra Park Jimin'in yanına dönebilmişti. Fakat bu dönüş ikisininde istemediği şekilde olmuştu. -Neden böyle oldu? Taehyung'tan ses çıkmayınca devam ettim. -Neden ölüyken yanıma gelmek zorundaydın ki? Taehyung'un iç çekişi kul...