Parkta oturmuş saklanbaç oynayan çocukları izleyen Rüzgar elini saçlarına geçirdi. Ve bir sigara çıkarıp yaktı. Derin bir iç çekerden düşündüğü tek şey saklanbacın ne kadar iğrenç bir oyun olduğuydu.
"Saklanbaçmış. Küçükken bu oyunu oynarken aptal olmalıymışım."
"Aptal Utku! Her defasında beni gölgemden gördüğü halde sobelemiyordu. Bunu anladığım zaman benide çorbalık olarak gördüğünü sanmıştım. Meğerse o..."
"Sırf ben o oyunu. Nefret ediyorum! Saklanbaçtan nefret ediyorum! Çünkü Utku.. Bu kadar uzun saklanılmaz lan. Böyle uzun saklanılmaz.." Dedikten sonra gözünden akan yaşı hızla silip sigarasını içmeye devam etti. Saklanbaç oynayan çocukları izleyerek..
~12 Sene Önce~
6 yaşındaki Rüzgar yine arkadaşlarıyla saklanbaç oynuyordu. Bu sefer ebe Utku olmuştu.
Utku 100'e yaklaşırken Rüzgar hala saklanacak yer bulamamıştı.
Utku seslice "Sağım solumm.." diye bağırırken Rüzgar hızla bir ağacın arkasına saklandı.
Utku "Sobe." Deyip gözlerini açtığında kapalı kaydıraktan gelen gülüşme seslerini duydu. Bunlar kızlar olmalıydı diye düşündü. Hira ve Defne. İlk onları sobelemek istemedi. Kızlar onlar için hep çorbalıklardı. Sanki kendileri çok büyükmüş gibi hep birbirlerini düşünürlerdi. İşte çocuklar bu kadar masum.
Ardından gözü ağacın ordan gölgesi gözüken kıvırcık saçlı küçük arkadaşına ileşti. Rüzgar'a. Gülümsedi. Rüzgar saklanbaç oynamayı çok severdi. Bu yüzden Utku onu hiç sobelemezdi. Her defasında kıvırcık saçlı bir erkek gölgesi görür ve görmezden gelir onu sobelemesine izin verirdi. Yine öyle yaptı ve ağaçtan gözlerini çevirip parkta dolaştırdı.
Gözüne ilişen çöp konteynırına baktı. Orda birileri olabirlirdi. Yavaşca oraya doğru yürümeye başladı. Konteynırın arkasına baktığında kimsenin olmadığını anladı.
O sırada Rüzgar koşarak saklandığı ağacın arkasından çıkıp "Sobee!" Diye bağırdı.
Utku bunu bekliyormuş gibi gülümsedi. Tam çalılıklara doğru yürümeye başlamıştı ki konteynırdan osuruk sesi geldi. Ve ardından Eren'nin sesi.
"Osuruğunun kokusu bok gibi arkadaşım."
Utku büyük bir kahaka patlatıp konteynıra vurup konuştu.
"Bu osuruğu ve sesi nerde olsa tanırım." Dedikten sonra sobe yerine geldi.
"Umut , Eren sobeee!"
Ardından kapalı kaydırağa bakıp gülerek konuştu.
"Cihan , Hira , Defne sobee!"
Herkes ortaya toplaşırken Rüzgar olduğu yerde saçma sapan dans edip bir oraya bir buraya zıplıyordu.
"Yine ebe olmadım. Yaşasın be!"
Utku gülümseyerek Rüzgarın kıvırcık saçlarını karıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK ÇOCUKLAR
General FictionBence önce şeyi anlamak gerek. Bebekler doğdukları zaman neden ağlarlar. Ağlarlar. Çünkü böyle boktan bir dünyaya gelmişlerdir. 'Tanrım Çocukların Ağladığı Bir Dünyada Yaşamak İstemiyorum..'