Medya Akira'nın babası, Tadaki Yagami.
Olduğum odadan sesler geliyordu. Oda da benden başka biri daha vardı!! Kimdi? Odanın içerisine doğru ilerledikçe oda aşırı derece tanıdık gözükmüştü. Sanki daha önce buraya çok gelmiş gibiydim... Ama daha sonra duvarın üzerinde ki resimlerden ve çalışma masası ve evraklardan odanın Seiji-san'a ait olduğunu anlamıştım. Sesler banyodan geliyordu. Acilen buradan çıkmam lazımdı! Aniden üzerinde havlu ile yarı çıplak bir şekilde duştan çıkan Seiji-san'ı görmüştüm.
Utançtan ölüyorum sanırım! Suratım kıp kırmızıydı. Hemen arkamı dönmüştüm. Ama Seiji-san bana iyice yaklaşmış hatta sarılmıştı. Üzerim anında ıslanmıştı. Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. O ise kulağıma doğru eğilmiş ve nefesini bıraktıktan sonra dolabına gidip kıyafet çıkarmıştı.
- Hey Akira, sence hangisi?
Bu adam ne diyor? Ben burada utançtan ölmek üzereyim!! Elinde ki kıyafetleri yatağa attı. Bana doğru yaklaştıkça utançtan yerin dibine giriyordum. Ayaklarım ise kıpırdayamıyordu!! Omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi.
- Buradan yan oda da onları dinliyordun değil mi? Biliyorum. Hani geçmişini hatırlamak istiyordun değil mi? O zaman sana ilk ipucu! Eskiden hiç utanmazdın.
Bunu söylerken sesi kısılmış ve anlamadığım bir şekilde gözleri dolmuştu. Ne oluyordu?
- Ne diyorsunuz?
- Boş ver önemli değil!
Beni odadan sürükleyerek çıkarmıştı. Eskiden utanmazdım öyle mi? Ben kimdim hadi ama cevaplar bu kadar zor olmamalı! Hızlıca odama çıktım. Böylece boş boş duramazdım. Geçmişimi öğrenmem lazımdı. Babamı aramam ve ağzından laf almam ayrıca hatırladığım şeyleri söyleyip tepkisini görmem lazımdı.
- Alo, babacığım! Nasılsın?
- İyiyim Prenses'im. Orası nasıl?
- Fena değil idare eder. Baba bana söylemek istediğin bir şey var mı geçmişim hakkında?
- Seiji aradı hatırlamaya ve sorgulamaya başlamışsın. Yarın eve gel bir konuşalım. Sana anlatmam gereken şeyler ve bilmen gerekenler var.
- Tamam baba. Bana karşı dürüst olduğun için teşekkür ederim.
- Görüşürüz iyi geceler kızım.
- İyi geceler baba.
Böylece telefon kapanmış oldu. Yarın uzun bir gün olacak değil mi Akira?
* * *
Yine aynı şey. Yine baş dönmesi.
Akira'nın Anısı:
- Yui, pembeden sıkılmadın mı ya!
- Hayır tabii ki de Akira! Ben pembeyi seviyorum.
- Şimdi daha net anladım. Demek o yüzden odan pembeden geçilmiyor.
Aniden kapıda gürültü kopmuştu. Ardından odaya kırmızı saçlı ve yem yeşil gözlü yakışıklı biri girmişti. Onun vampir olduğunu Yui'ye bağırmasıyla anlamıştım.
- Hey, düz göğüs ben acıktım!
- Peki Ayato-kun.
Yui Ayato denen çocuğun yanına gitmiş ve boynunu açmıştı. Aniden boynu ısırılmıştı. Ardından da kanı içilmeye başlanmıştı. Bense aşırı sessizdim. Kafamı başka bir yere çevirmiş hatta dayanamayıp balkona çıkmıştım. Akşam saatleri olduğundan gökyüzünde ki yıldızlara bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Please, Remember Me [Diabolik Lovers]
FanficHayatınız boyunca hiç boşluğa düştüğünüz oldu mu? Ben bir çok kez bu duyguyu yaşadım. İlki annemi kaybettiğim de, ikincisi çocukluk arkadaşımın ortadan kaybolmasıyla, üçüncüsü hafızamı kaybetmem yetmezmiş gibi felçte geçirmemle ve sonuncusu ve en ac...