20. BÖLÜM
// Kitap fikrini sormuştum ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Şu anlık bu fikri erteledim. Her daim yanımda olup, destek verirsiniz inşallah. Teşekkür ederim... //
Klinikten içeri giren Eva, asistanıyla kısa bir sohbet ederek odasına geçti. Öğlene kadar yorucu bir gün onu bekliyordu. Öğleden sonra ise sadece bir hastası vardı. Kendini yeni hastalarını hazırlarken enerjik bir şarkı açarak neşesini daha da arttırdı. Bugün, yarın ve yarından sonraki her gün onun için unutulmaz anlara tanıklık edecekti. Aşkını ve sevgisini o anlara dolu dolu yaşatacaktı. Aşk, geç olsa da tam vaktinde gelmişti. Yetkin'in, sevdiği adamın aşkına sahipken geç olması umurunda bile değildi Eva'nın.
Çalan şarkı, odayı kaplarken masasına oturup bilgisayarını açtı. Her daim sadelikten yana olan Eva, şıklığı da beraberinde götürüyordu. Bunu odasına bir göz attığında da anlamıştı. Bejin hakim olduğu oda koyu kahvenin de izlerini taşıyordu. Bir ara renklerde oynama yapmayı düşünmüştü ama şimdi bu görüntüyü izlediğinde bunun gereksiz olduğunu fark etti. Hayatın hem acı hem de tatlı yanına misafir oluyordu bu ikili...
Dikkatini odadan bilgisayara veren Eva, dosyalarına tıkladıktan sonra yeni hastaları hakkında kısa bilgileri okumaya başladı. Kendini satırların bilgilerinde kaybetmişken ilk hastası kapıyı çalarak girdi. Karşısında duran genç kızı sıcak bir gülümseme sunarak karşıladı.
'' Hoş geldin Çiçek... Ben psikologun Eva Solmaz. ''
'' Merhaba Eva Hanım, '' yanıt verdi gözlerini kaçırarak. Durumundan utandığı gözlerindeki doluluktan belli oluyordu. Eva, genç kızın durumunu hafifletmek için çok çaba harcayacağının farkındaydı. Hem ruhu hem bedeni hem de kalbi zarar görmüştü Çiçek'in. Ona bej rengi koltuğunu göstererek, '' Vakit kaybetmeden başlayalım istersen. Tabi sen kendini hazır hissettiğinde asıl sohbet başlayacak, '' dedi.
Çiçek, yerine tereddütle otururken göz yaşlarını saklamaya çalışıyordu. İçinde taşan duygularını, her saniye acı veren hatıralarını nasıl anlatabilirdi ki ? Yüreği böylesi bir ıssızlıktayken kendini nasıl çıkarabilirdi oradan ?
Eva, hastasının dosyasını okuduğundan az da olsa onun çektiklerini biliyordu. Yaşadığı olay, hiç şüphesiz onun aklından silinmeyecekti. Çünkü böylesi bir vahşet, ardında sadece koca bir enkaz bırakıp, giderdi. Bunun ne dikiş işi ne de kapanmayacak bir yarası kalırdı. Bu olay, tüm bedenini ve kalbini kaplamıştı. Ömür boyu izi taptaze kalacaktı.
'' Çiçekçim yaşadığın olayı biliyorum. İnan yaşamasam da ne olduğunu, ne duygular yaşattığını biliyorum. Yaralarını sarmamız için içini dökmen gerekiyor. Kendini hazır hissettiğinde anlatmaya başla. Bu durumda seni zorlayamam. İstersen konuşmaya o günden başlayabilirsin.''
Sözlerini dikkatli bir şekilde seçerken karşısındaki kızın tepkilerini de takip ediyordu. Güzel yüzünün aksine gözleri yaşadığı çirkinliği haykırıyor gibiydi. Kendi de böylesi bir olayı yaşasa aynı durumda olurdu. Bu olay kişinin tüm kanını çektiği gibi tüm duygularını da elinden alıyordu. En başta da mutluluğu...
Genç kız, birkaç dakikalık durgunluğun ardından konuşmaya başladı. Ağzından çıkan her söz o günü hatırlatırken boğazında koca bir yumru oluşmuştu.
'' Evden çıkana kadar her şey çok güzeldi. Sevgilimle buluşacağım için çok mutluydum. Uğur'la cafede buluştuğumda ikimizde özlemimizi giderip koyu bir sohbete giriştik.''
Yeni cümleye başlamadan önce gözlerini sımsıkı yumdu. Sanki o cümleyi kurmasa o an gerçekleşmemiş olacaktı. Gözyaşları acıyla akarken yutkunarak konuşmasına devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçebilir Misin ?
Lãng mạn'' Vazgeçebilir misin kalbim ? Atmana sebep olan, kavgalı olan akılla seni dost yapan, hüznü senden uzaklaştıran, mutluluğunun tek kaynağı olan yaşama nedeninden Vazgeçebilir misin ? Susma kalbim, iki kişilik oturuma oturduk seninle. Simdi her şeyin...