Vazgeçebilir Misin ?
18. Bölüm
Yazar : Hatice Kurtaran
// Resim için Mrs. Khurana Design'e teşekkür ederim... //
Genç adam rahat bir edayla Eva'ya yaklaşırken genç doktor bu durumdan rahatsız olmuştu. Beklemediği anlarda hep karşısına çıkan genç adam artık canını sıkmaya başlamıştı.
'' Ooo güzel doktor, nasılsın ? ''
Korcan'ın çocuksu bir edayla sorduğu soruya kısa bir yanıtla cevap veren Eva, artık kendini tutmaktan vazgeçmişti.
'' Her yerde karşıma çıkmak zorunda mısınız ? ''
Öfkeyle sorduğu bu sorunun genç adamda hiçbir tesiri olmadığını gördüğünde ise daha çok kızmıştı.
'' Yapma Eva ! Patronum olacak o adamdan daha çok karşına çıkmak neden sinirlendiriyor seni ? Hem emin ol benim sana daha çok ihtiyacım var. ''
Eva okulda, gittiği cafelerde ve bazı yerlerde hep genç adama rastlarken artık bunun bir rastlantı olmadığını biliyordu. Genç adamla her konuştuğunda davranışlarında sözlerinde bazı değişiklikler olması ise onu daha çok şüphelendiriyordu.
'' Senin bana niye ihtiyacın var peki ? '' diye sordu merakla. Artık bu konunun burada bitip, kendini rahatlatmak istiyordu. Korcan'ın dengesiz lafları
yüzünden de Yetkin'le arasının açılmasından da korkuyordu. Ne tuhaftı ki genç adam dengesizliğini daha çok Eva'da kullanıyordu, sanki ona bir şeyler belli etmek istermiş gibi...
Lakayt bir havayla elini cebine sokan Korcan , sinsice sırıtarak, '' Onu da sen bul doktor hanım. Boşuna mı okudun bunca sene ? '' dedi.
Eva, gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Karşısındaki adam kendiyle ya kafa buluyor ya da kendini delirtmek için her yolu deniyordu. Bir yandan kendini sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da Korcan'ı gözlemliyordu.
Genç adamın kendine verdiği ipuçlarından çok sağlam bir şey çıkacakmış gibiydi. Korcan'ın kendiyle daha fazla sohbet etmesini kaldıramayacak olan Eva, arkasına dönerek, '' Sen kendine başka bir doktor bul Korcan. Benim doktorluk yeteneğim sende işe yaramaz....'' dedi ve hızlı adımlarla kliniğine girdi. Korcan'ın söylediği son sözü duyamadan.
'' Emin ol güzelim, en büyük fayda sen olacaksın bana...''
Genç adam da son sözünü söyleyerek rahatlamış bir şekilde oradan uzaklaşıp işine gitti. Şimdi sıra patronunu rahatsız etmede idi.
Eva, bilgisayarını açarak birkaç araştırmanın yanı sıra hasta dosyalarından da Korcan'ı da araştırmaya başlamıştı. Dakikaları aşan araştırma derinlere inerek devam ederken Eva da bulduklarıyla şok geçiriyordu. Her bulduğu yeni bilgi genç adamı anlamasına yol açarken, başına yeni bir bela aldığının da farkındaydı.
***
Yetkin, işine gömülmüşken aklına firar eden düşüncelerle elindeki işi bırakıp düşünmeye başladı. Çok yakında aklındaki planı uygulamaya başlayacaktı. Ama sabırsızlığı Eva'nın gelişiyle hız kazanırken bu durumda da beklemek istemiyordu. Bir an önce aklındakini uygulayıp sevdiğini herkese kanıtlamak istiyordu. Onun kadını, hayatı bundan sonra hep onla olsun istiyordu. Aslında sürprizi iki taneydi genç adamın. İlki ikincisine ön hazırlıktı bir nevi. Ve hız kesmeden art arda sevdiğinin gönlünü mutlulukla dolduracaktı.
Yetkin, düşünceleriyle bambaşka bir yere kamp kurarken asıl sürprizin hayatın ona yapacağından bihaberdi. Her zaman her istediğimiz planla gitmezdi. Bazen bizler, bazen başkaları ve bazen de hayat karışırdı işlerimize. Kim karışırsa karışsın önemli olan bizim ne yapacağımızdı. Ve genç adam yaptıklarından sonra vicdanıyla nasıl ödeşecekti bilinmez....
Korcan, masasına kurulur kurulmaz aklındakileri bir bir sıralayıp planını yaptı. Şimdiden planı tıkır tıkır işlemeye başlamıştı. Genç doktoruna büyük bir sır verirken çok geç olmadan hevesini almalıydı bazı olaylardan. Birkaç dosyayı kendi kafasına göre düzenledikten sonra patronuna gözükmek istedi. Ne kadar çok kendini gösterirse o kadar çok huzur bozardı kendince. Yıllardır çektiği huzursuzluğu artık başkalarından çıkarma vakti gelmişti.
Yerinden hızla doğrularak patronunun odasına doğru giderek kapısına vurdu. Gelen olumlu yanıtla içeri girerken gülümsemesiyle karizmasını ortaya koyuyordu.
'' Yetkin Bey, bu dosyalarda birkaç hata varda, onları size göstermek istedim. ''
Aslında kendi kusursuz işlemleriyle dosyaları hatalarla doldurup işleme koymuştu ama bunu kimsenin bilmesine de gerek yoktu.
Yetkin, dosyaları Korcan'dan alırken bu genç adamın verdiği enerjiden hiç hoşlanmıyordu. Çalışkan bir personelliğine herkese kanıtlamış olmasa hemen kovardı onu. Ama bu sıralar eleman eksikliğiyle uğraşıp planlarını da bozmak istemiyordu. Asıl ertelenmesi gereken şeyleri sonraya erteleyerek kendi elleriyle de şimdiden hatasına göz yumuyordu.
Dosyaları hızlıca inceleyip yanlışları bulurken sinirlerine de hakim olamamıştı. Bunca yanlış bir dosyanın içine fark edilmeden nasıl girebilirdi ?
Elindeki dosyayı sertçe masaya bırakarak, " Bu dosyaları kimden aldın ?
"Diyerek sordu. Siniri hat safhadayken Korcan'dan da bunun öcünü çıkarmak ister gibi bir hali vardı.
Korcan gülümsemesini içine hapsederek donuk bir şekilde " Bilmiyorum efendim. Ben de muhasebeden aldım bu kayıtları...."
Yetkin muhasebenin bu kadar felaket bir şekilde işlendiğini daha önce nasıl fark edemediğine kızarken sinirle genç adama bakmaya devam etti.
" Çıkabilirsin! Bundan sonra kim olursa olsun bir yanlışında kendini kapıda bulur! "
Patronunun söylediklerini umursamadan odadan çıkan Korcan muzipçe sırıtarak odasına gitti. Ve sessizce söylediği sözler kendine bir kez daha hayran olmasına neden oldu.
// Bir Hafta Sonra //
Geçen günlerin ardından Eva yoğun bir tempoya aralıksız eşlik ediyordu. Hastalarının yanı sıra Korcan onu daha çok zorlamıştı. Kimsenin haberi olmadan gizli bir şekilde Korcan'la konuşmak hem ruhunu hem de bünyesini yoruyordu. Genç adamın uzun soluklu sohbetlerinden sıkılsa da onu iyileştirmek için buna katlanmak zorundaydı. O gün öğrendiği gerçek genç adam için ne kadar iyi olduysa kendi için de bir o kadar kötü olmuştu. Hastadan çok başkaydı Korcan. Hastalığı yüzünden oldukça takık ve tuhaf davranışlar sergilemesi Eva'yı zor durumda bırakırken bu durumda Yetkin'e yakalanmak en korktuğu şeydi.
Çalan telefonunu yorgunlukla eline alan Eva, Yetkin'in adını görünce yüzünün gülümsemesine mani olamadı. Onun sesi her daim yorgunluğunu alırken bir kez daha onu özlediğini hissetti. Neredeyse bir hafta boyunca hiç görüşememiş, toy aşıklar gibi hep telefonda görüşmüşlerdi.
'' Eva'm....''
Derin bir soluk bırakan genç kız sevdiğin sesini yüreğine saklarken gözlerini yumarak tüm aşkıyla karşılık verdi.
'' Yetkin'im...''
Onların aşkı ne süslü ne de alışagelmiş kelimeleri kabul ediyordu. Onların aşkı adlarına kazınmıştı. İsimlerinin sonuna taktıkları sahiplik eki (m ) ise tüm aşklarını o tek harfe sığdırmaya başarmıştı.
'' Sesin yorgun geliyor yine. Var mısın seni bu yorgunluğundan çekip kurtarayım ? ''
Tatlı bir edayla söylediği sözler Eva'nın hoşuna giderken sevinçle iç çekerek, '' Varım tabi ki de.. '' dedi.
Yetkin duyduğunda hoşnut bir şekilde gülümseyerek, '' O zaman iki saat sonra seni evden alırım. Sen de hazırlığını yaparsın. ''
Eva'nın gelecek olan sorularını engellemek için telefonu hızla kapatarak sevdiğini merakla ortada bırakmıştı. Bu durum genç adamı eğlendirse de tembelliği bırakarak hızla yarım kalan işine yoğunlaştı. Bugün aşklarının miladı olacaktı İlk adımı atıp büyük adıma yer açacaklardı. Yetkin hiç tanık olmadığı bir heyecana gömülürken sevdiği kadını düşünerek beyaz gülleri yemyeşil çimenlerin üzerine serpmişti. Bu gece her şeyin büyüleyici olmasını istiyordu, tıpkı Eva'sı gibi...
Eva, heyecanla eve gelip odasına geçtiğinde gar dolabını açarak içindeki tüm şık elbiselerini yatağa taşıdı. Hepsini ayrı ayrı üzerinde tutup yorum yaparken zaman su gibi akıp geçmeye başlamıştı. En sonunda üzerine ilk tuttuğu elbiseyi onaylayarak kısa bir duşun ardından elbisesini giydi. Siyah hafif göğüs dekolteli elbisesi beline kadar sıkı bir şekilde ilerlerken belini kaplayan pudra pembesi kumaş kurdele şeklini alarak bambaşka bir tarz yaratmıştı elbisede. Elbisenin darlığı pudra kumaştan sonra kendini yitirirken tüllerle bezenerek bol bir görüntü sermişti gözler önüne. Dizinin üstünde biten şık ve tatlı duran elbiseye uyumlu siyah taşlı kolyesini takarken artık sıra saçlarındaydı. Yetkin'in en çok açık saçlarından hoşlandığını bilen genç kız, saçlarını açarak tarağıyla birkaç şekil verdikten sonra sıra makyajına geçmişti. Hafif bir makyaj yaparken çantasını ve siyah platform rugan ayakkabılarını giyerek saatine son kez baktı. Tam iki dakikası kaldığını görünce rahat bir nefes vererek Amber Elıxır markalı parfümünü sıkarak aynada son kez kendine baktı. Karşısında gördüğü kadın günlerin yorgunluğuna meydan okurken oldukça bakımlı ve göz alıcı gözüküyordu.
Dışarıdan gelen korna sesini duyduğunda aynadan kendini alarak hızla odasından çıkıp merdivenlere yöneldi. Dikkatli adımlarla kapıya ulaştığında ise derin bir nefes alarak sevdiğiyle arasında olan tek şeyi de açmıştı. Kapıyı kapatıp Yetkin'e yaklaşırken sevdiği adamın nefes kesen görüntüsüne kitlenip kaldı. Yetkin'in şu ana kadar giydiği takımlara benzemeyen kıyafeti genç adama bambaşka bir tarz katmıştı. Beyaz V yaka tişörtünün üzerine giydiği siyah ceketi ve de altına giydiği siyah kot pantolonu sporla karışık şık bir görüntü sağlarken genç adam bu görüntüyle oldukça fit gözüküyordu. Eva, Yetkin'i nefessiz bir şekilde izlerken Yetkin'de Eva'yı soluğunu içine hapsederek izliyordu. Karşısındaki kadın melek gibiydi. Güzelliği ve zarafetiyle çoğu kadını kıskandırırken kendini de kimsenin başaramayacağı şekilde büyülüyordu. Kollarına alıp sımsıkı sararken kokusunu da içine çekmeyi ihmal etmiyordu. Birkaç saniye süren bu sarılma ikisinin de kalp atışlarını yerinden oynatırken Yetkin zoraki bir şekilde bıraktı sevdiğini. Arabaya geçip yola odaklanmaya çalışırken gözlerini de Eva'sından alamıyordu.
'' Nereye gidiyoruz ? '' diye soran Eva, merakla genç adama bakıyordu.
Yetkin ise onun bu meraklı haline gülümseyerek muzip bir şekilde, '' Sadece ikimize ait olan bir yere gidiyoruz Eva'm...'' dedi.
Genç kız, Yetkin'in bu sözüyle daha çok meraklanırken çaresizce yolu izlemeye başladı. Cevabını anca varınca alacak olması heyecanlanmasına neden olmuştu. Dakikalar sonra arabayı durduran Yetkin, Eva'nın gözlerinin içine bakarak, '' Geldik güzelim, '' dedi.
Eva, heyecanla yerinden kıpırdarken arabadan inip Yetkin'in elini tutarak yönlendirmesini izliyordu. Birkaç dakika yürüdükten sonra genç kızın arkasına geçen Yetkin, elleriyle Eva'nın gözlerini kapatarak onu yana doğru döndürüp birkaç adım atmasını sağladı. Eva bu anlarda kendinden geçerken heyecanla gözlerini açmayı bekliyordu.
'' Sana, senden daha güzel bir şey veremezdim Eva'm. Tıpkı güzellikleriyle mest eden bu güllerden başka...''
Sıcacık ellerin gözlerinden çekilmesiyle Yetkin'in kulağına üflediği sözleri anlarken kendinden geçmişti genç kız. Bu manzara, bu görüntü aklını başından alacak kadar güzeldi. Soluksuz bir şekilde Yetkin'in sürprizini izlerken genç adamın da belinden ona sarılmasına izin vermişti. Çenesini Eva'nın omzuna yerleştiren Yetkin hazırlamış olduğu sürprizin işe yaradığını görünce çok sevindi. Sevdiği kadını mutlu etmek kendine tarifi imkansız duygular yaşatırken ona sımsıkı sarıldı.
'' Seni o kadar çok seviyorum ki Eva'm, sen olmadan benim yaşamam mümkün değil. Senin kahvelerine dalış yaptıkça kendimi görüyorum o derinliklerde. Sana olan aşkımı ve senin bana olan sevgini. Seviyorum seni güzelim. Kimsenin sevemeyeceği kadar çok hem de...''
Yetkin'in sözleri Eva'nın kalbine işlenirken genç kız ne yapacağını şaşırmıştı. Bu sözler, sevdiği adam ve de bu sürpriz kendini dünyanın en mutlu kadını yaparken ne yapacağını da şaşırmış haldeydi. Onun bu sözlerine karşılık ancak kalbini eline verip sevgisini, aşkını haykıracakken bu onu diğer bir yolla göstermeyi seçti. Dudaklarını genç adamın dudaklarına bastırırken içindeki tüm aşkı da küçük bir buseyle sevdiğine aktarmıştı.
Yetkin, Eva'nın dudaklarına hazırlıksız yakalanırken genç kızdan böyle bir tepki almayı da beklemiyordu. Sevdiği kadın yine kendini şaşırtırken o küçücük buseyi yeterli görmemişti. Eva'nın aşk kokan gözlerine tüm sevgisini aktararak baktıktan sonra dudaklarını hasretini çektiği dudaklara misafir etti. Bu sefer kısalıktan uzak uzun bir öpücük olmuştu onlar için. Ayrıca bu onların ilk uzun soluklu öpüşmesi olurken genç adam bir kez daha sarıldı Eva'sına. Kokusunu içine çekerken mutlulukla gülümsüyordu.
Yemyeşil bir çimenin üzerine kurduğu masayla enfes bir görüntü sağlayan Yetkin, beyazın göz kamaştıran özelliğini de hem masada hem de çimenlerin üzerinde kullanmıştı. Yerler beyaz güllerle büyük bir kalbe donanırken kalbin içindeki E&Y harfleri ise muhteşem bir görüntü sağlamıştı. Yerlerin bu güzelliğinin yanı sıra masaya da konan beyaz güller masumluğun, sevdanın izini her yere imzasını atarken genç kız nefesini tutarak bu görüntüyü hafızasına kazıyordu. Yetkin, Eva'yı masaya oturtmadan önce masadaki kutuyu alarak sevdiğine uzattı. Eva, soluksuz bir şekilde elindeki kutuyu tutarken gözlerini de Yetkin'in gözlerine kilitli bırakmıştı.
SON...
Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Lütfen beğeni ve yorumlarınızı benden esirgemeyin... Bu arada Uslanmaz Cem'imizin hikayesi wattpad da yayına girmiştir. Şimdilik tanıtım yazısı olsa da bu hikayenin bitmesine yakın ona da bölümler koymaya başlayacağım. Bakmak isteyenler için hikayenin linki :http://www.wattpad.com/story/25883022
Son olarak Vazgeçebilir Misin? in finali 20li bölümlerde olacak. Kendinizi şimdiden hazırlayın derim ;)))—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçebilir Misin ?
Romansa'' Vazgeçebilir misin kalbim ? Atmana sebep olan, kavgalı olan akılla seni dost yapan, hüznü senden uzaklaştıran, mutluluğunun tek kaynağı olan yaşama nedeninden Vazgeçebilir misin ? Susma kalbim, iki kişilik oturuma oturduk seninle. Simdi her şeyin...