7. Bölüm: Buz Mavisi

734 265 385
                                    

Bu bölümün sonu bence süper oldu.

Keyifli okumalar...

🎶 Aviva - Grrrls 🎶

" Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır. "

Hannah Lynn Dane

" Çevir hadi. " dedim Emilya'ya. Gülümsedi ve şişeyi çevirdi. Her şey böyle devam ederken kafamı kaldırıp Nora'ya baktım. Yavaş yavaş kendine gelmiş gibiydi. Ve bunda William'ın payı vardı. Nora ile iyi ilgileniyordu. Şimdi de aralarında sohbet ediyor ve gülüyorlardı. Dikkatim tamamen dağılmış, her şeyden soyutlanmıştım. Hiçbir şey düşünmüyor öyle boş boş duruyordum. Gerçekten artık yorulmaya da başlamıştım. Keşke kızlarla gitseydin. Şimdi yatağımda mışıl mışıl uyuyor olurdum.

Karşımda Emilya ve Hilda kıkırdayarak bir şeyler konuşuyordu. Ardından Emilya sıkıldığını söyleyip yeni aldığı kahvesini eline aldı ve ayağa kalktı. Ve kalkarken de kahvesini elinden düşürüp üstüme döktü. Sıcak kahve tenime değince refleks olarak çığlık attım ve hızla ayağa kalktım. Pembe tişörtümün boynu ve omuzları komple açık olduğu için kahve direkt tenime değil ve aşağıya doğru akmıştı. Acıyla yakınırken çocuklar bana şaşkınlıkla bakıyordu. Emilya ise hemen düzeldi.

" Aa canım kusura bakma yanlışlıkla elinden kaydı. Çok yandı mı? " dedi. Bunu derken bile yapmacıktı. Bilerek yapmıştı ama diğerlerine rol oynuyordu. Küfretmek için kendimi zor tutarken ona sinirle baktım. Acıdan elimi yumruk yapınca Emilya'nın elindeki bardaktan çatlama sesi geldi. Bakışlarım bardağa katında gerçekten çatlamış olduğunu gördüm. Ama acıdan başka bir şey düşünecek halim yoktu. Scott ayağa kalktı ve Emilya'yı kenara itti. Ve iki adımda yanıma geldi.

" İyi misin? " dedi sakince. Nora da hızla yanıma geldi.

" Yanıyor. "

" Hannah tenin kızaracak. Hemen bir şey yapmamız lazım. " dedi aceleyle. Scott beni nazikçe kolumdan tuttu. " Hadi gel. " dedi. Yapacak başka bir şeyim olmadığı için Nora'yı orada bıraktım ve Emilya'ya bir bakış atıp Scott'ı takip ettim. Emilya ilk başta halime gülerken şimdi bozarmıştı. Nedenini anlamamıştım. Ama yanan boynuma ile Scott'ın peşinden hızlıca gittim. Merdivenleri çıkıp ikinci kata geldi ve sağ tarafa ilerledi. Ardından bir kapının önünde durdu ve kapıyı açıp beni beklemediğim bir şekilde içeri davet etti. İçeri girdiğimde ardımdan o da girdi ve kapıyı kilitledi. Odada çift kişilik bir yatak vardı. Bir dolap. Ve boydan bir kitaplık. Kitaplığın rafları kitaplarla doluydu. Hadi canım. Ben Scott'ı kitap okumaz zannediyordum. Ama meğersem okuyormuş. Odanın kalanında bir çalışma masası ve ışık yayan abajurlar vardı. Tavanda ise led ışıklar. Burası yurt odasından da genişti. Scott yanından geçti ve dolabına ilerledi ve kapaklarını açtı. İçerisinden bir tane lacivert tişört alıp dolabın kapaklarını geri kapattı. Tişörtü yatağa koyup odanın içindeki kapıya yöneldi ve çok geçmeden elinde bir krem ile geri döndü.

" Kapıyı neden kilitledin? " diye sordum. Gözlerini kapattı ve derin nefes verdi. " Rahat giyebilmen için. Hadi çıkart üstünü. "

" Hayatta senin yanında giyinmem. Şurası lavabo değil mi? " Hafifçe gülümsedi ve başını salladı. " Tamam teşekkürler. " dedim yatağın üzerindeki yataktan kıyafetleri aldım ve lavaboya doğru döndüm ve lavaboya ilerledim.

" Hey kremi unuttun. Tabii benim sürmemi istiyorsan ayrı. " dedi dudağını hafifçe kıvırarak. " Tabii ki de hayır. " diyerek sitem ettim ve elinden kremi aldım. Ardından hızlıca lavaboya girdim. Kahve sıcaklığını artık belli etmiyordu. Ama vücudum yanıyordu. Boynumu yıkamam lazımdı bu yüzden kapıyı açarak Scott'a baktım.

SIR(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin