14. Bölüm: Yarış

2.1K 768 498
                                    

Tartıştığımız teneffüsün ardından ben Defne'nin yanında oturmuştum. Mete de benim yerime geçmişti. Kalan dersler ben plan yaparken su gibi akıp geçmişti. Eve gitmek için toplanıyorduk şimdi. Babam arayıp, Gökhan Reis'in benim evimde olduğunu haber vermişti. Nasıl haberi olduğunu bilmiyorum ama içim rahatlamıştı. Emre Abi yedek anahtarı vermiş yerleşebilmeleri için. Berke de benim evime gelecekti haliyle.

Bu durum benim içimi bir hayli rahatlatmıştı. Gökhan Reisi uzun zamandır görmüyordum. Eşi Hande Teyze'yi de çok özlemiştim. Berke ile tartışmamızın ardından hiç konuşmasak da arada bana baktığını hissedebiliyordum. Benim evime geleceği için üzgün müydü, mutlu muydu bilmiyordum. Ama ben geleceği için sevinmiştim.

Defne, Mete ve Burak ile vedalaşıp arabama bindiğimde gözüm Berke'yi arıyordu. Arabası buradaydı ama kendisi yoktu. Bir süre daha baktım ama gelmeyince arabama bindim. Hem neden onu bekliyordum ki? Tabii ki gidecektim. Arabama binip okuldan çıktım. Yol boyunca bu bir kaç gündür yaşadıklarımı gözden geçiriyordum.

Ailemden ayrılmam, yeni bir evimin olması, Berke ile tanışmam, kaçırılma riski geçirmem, lunaparktaki olay, yeni okul ve yeni arkadaşlar, okuldaki olaylar... Ne kadar da çok şey yaşamıştım bu kadar kısa süre içerisinde. Bir anda kaosun içinde bulmuştum kendimi. Bu kaostan çıkmak için çabalarken Berke'nin bana bir şey yapmamam gerektiğini söylemesi ise sinirlendirmişti beni.

Bir şey yapmayıp da ne yapacaktım? Onlardan ömür boyu kaçacak mıydım? Bir şey yapmazsam bu böyle sürer giderdi ve ben kendim halletmeye alışmıştım herşeyi. Benim başıma gelen bir şeyi ben halletmeyecektim de kim halledecekti? Berke'yi de planımdan haberdar etmek istemiştim ama o beni dinlememişti. Kendi bilir...

Saat dörde yaklaşıyordu. Evime varmıştım. Evim demek hala garip geliyordu ama alışacağımı umuyordum.

Arabayı garaja park edip kapıyı anahtarla açtım. Evden çok güzel börek kokusu geliyordu. Gözlerimi kapatıp kokuyu içime çektiğimde ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Gözümü açıp eve girdim ve ardımdan kapıyı kapattım. Mutfağa girdiğimde Hande Teyze yemek yapıyordu. Gökhan Reis ise oturuyordu sandalyede. Onları görmemin vermiş olduğu bir sevinçle gülümsemeye başladım.

"Kimler varmış burada ya? Hande Teyze! Gökhan Reis! Özlemişim sizi ya."

Ben Hande Teyze'ye doğru ilerlerken Gökhan Reis de sandalyesinden kalkmış gülümsüyordu. Hande Teyze ellerini yıkadıktan sonra sıkıca sarıldı.

"Biz de seni özledik güzellik. Yıkılıyorsun yine."

Elimi tutup geriye doğru adım attı ve beni baştan aşağı süzdü.

"Teşekkür ederim. Sen de çok güzelsin Hande Teyzeciğim. Her zamanki gibi."

Yanakları kırmızı halini alırken Hande Teyze tekrar yemeğe döndü. Gökhan Reis bizi gülümseyerek izlerken ben de onun yanına doğru gittim. Çok özlemiştim Gökhan Reis'i. Ona da sıkıca sarıldıktan sonra Gökhan Reis arkama doğru bakmaya başladı ve sonra tekrar bana dönüp ağzını araladı.

"Berke gelmedi mi Duru?"

İki elimi bilmiyorum dercesine kaldırıp "Bilmem, gelir herhalde şimdi." dedim.

Sandalyeye oturup sohbet ettik hep beraber uzun uzun. Saat dört buçuk olmuştu ve Fatih'ten hala ses seda yoktu. Kapı zilinin çalmasıyla yüzüm gülmüştü. Fatih halledemeyecek diye korkmuştum ama korktuğum olmamıştı. Oturduğum yerden kalktım ve konuşmaya başladım.

"Hemen geliyorum."

Koşar adım kapıyı açmaya gittim. Hızla kapıyı açtığımda kapıda Berke ve Fatih duruyordu. Aynı anda mı gelmişlerdi? Fatih elindeki bilgisayarla gülümserken Berke somurtkan bir şekilde bana bakıyordu.

Güzel Güçlü SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin