1×5

37 2 0
                                    

Tarihten sonra son iki dersimiz bedendi. Hava güzel olduğu için hocamız dersi dışarıda işlemeye karar vermişti. Ben ve Evin sınıftan bazıları ile filede voleybol oynarken Alper ve Doruk ise diğerleriyle futbol oynuyordu. Voleyboldan sıkılınca yakan top oynamaya karar verdik. Bizim yakan top oynadığımızı görenler de yanımıza gelip oynamak istemişlerdi. Futbol oynayanlar da gelince bütün sınıf yakan top oynamış olduk.

Bedenin ikinci dersinde de oturup sohbet ettik sınıfça. Zil çalınca da çantalarımızı alıp servise bindik.

"Kankalarım, bize mi gelseneniz bugün?" diye sordu Alper. Hepimiz onaylayınca annelerimize haber verdik. Alper de o sırada telefonunu hoparlöre alarak Şebnem teyzeyi aradı.

"Napıyorsun kız Şeboo!"

"Napayım oğluşum, alış verişe geldim Neslişah, Şermin ve Güliz ile."

E bizimkiler berabermiş ya!

Duyduklarıma alınmış gibi yaparak telefona uzandım.

"Demek bize haber vermeden gezmelere çıktınız, aşk olsun be Şebo! Senden beklemezdim bunu. Hani Evin ve ben nerdeyiz hani Doruk ve Alper nerde hanii?"

"Ya Beliz'im ama siz okuldaydınız ne yapabilirim? Hep bu pis cadılar beni ayarttı!"

"A aa üstüme iyilik sağlık!" dedi arkadan Güliz teyze. Sonra da annemin sesi duyuldu,

"Ayy Şebnemcim boşver, benim kız azıcık kudurur sonra geçer gider biliyorsun."

Ardından Şermin teyze dahil oldu konuşmaya.

"Yani pes Şebnem! Hemen de satıyorsun bizi."

Hepimiz gülmeye başladık tabii onların arasında geçen bu diyaloğa. Daha fazla uzamasın diye de Alper tekrar konuştu.

"Ya annem ben şey diyecektim sana. Bizimkileri eve atıyorum haberin olsun."

"Tamamdır oğluşum dikkat edin. Biz de geliriz birkaç saate. Dolapta makarna salatası vardı. Beliz'im ve Doruk'um sever. Bol bol yiyin afiyet bal şeker olsun canlarım."

Doruk ve ben aynı anda mutlulukla bağırdık.

"Ne? Makarna salatası mı!!"

Biz sevincimizi yaşarken Evin bizim yerimize teşekkür etti. Alper de telefonu kapatıp arkasına yaslandı. Sonra da kimse konuşmadı Alperlere kadar.

•••••••

Eve gelince direkt çantaları kapının önüne bırakıp mutfağa koştuk. Doruk ve ben mutfağa aynı anda girmeye kalkışınca kapı pervazına sıkıştık.

"Lan ohaa! Yavaş lan ayılar." dedi Alper şok içinde.

Evin ise sadece kahkaha atıyordu. Gülmekte haklıydı çünkü Doruk ile göt göteydik şu an!

Birkaç dakikadır maruz kaldığımız pozisyondan kurtulmaya çalışıyorduk. Ama sadece çalışıyorduk. Asla milim kıpırdamıyorduk. Hatta hareket ettikçe canımız acıyordu. Alper daha fazla dayanamayarak bir anda ikimizin tam ortasına tekme attı. Doruk ve ben böyle bir hamle beklemediğimiz için hem de tekmenin sertliğinden yere yapıştık. Yüzümü ekşittim. Dizim acımıştı. Doruk'un da benden farkı yoktu. Toparlanıp yerden kalktık. Evin de o sırada dolaptan makarna salatasını çıkardı. Alper de çekmeceden kaşık alıp tabaklara doldurmaya başladı. Hemen tabağımı uzattım. Alper'in koyduğu ilk kaşıktan memnun olmadım ve beklentiyle tabağımı biraz daha uzattım. Alper de göz devirip bir kaşık daha koydu. Ama bu hâlâ çok azdı. Dayanamayıp söylendim.

"Kankacım elini korkak alıştırmaz mısın lütfen?!"

"Ulan bir dur Beliz yaa bize kalmayacak senin yüzünden."

"Lan oğlum ne kadar cimrisin! Yemesen olmuyor mu sanki?"

"Doruk, abicim, hani ben de seviyorum makarna salatasını hani ben de açım ya hani!"

"Ay Alper'e hak veriyorum ben de ilk defa. Biraz az yiyin siz de Allah Allah yaa. 4 kişiyiz şurda." dedi Evin.

"Evin dur Evin. Aşk yaşıyorum şurda. Doruk hadi cheers!" deyip kaşığımı Doruk'a uzattım. Doruk da gülerek kaşığını benimkiyle tokuşturdu. Evin ve Alper ise bize acıyarak bakıyorlardı resmen. Tabii ki de bu bakışlara aldırış etmeden makarna salatalarımızı yemeye devam ettik.

•••••••

Makarna salatalarımızı yiyip bulaşıkları da hallettikten sonra içeri geçtik. Televizyondan Netflix'e bağlanıp Uyumsuz serisinin ilk filmini açıp izlemeye başladık. Hepimiz bayılırdık bu seriye.

•••••••

"Sen Allah'ın bir lütfusun Four aşkım. Şu kaşa, göze, endama bak bee!"

Film biteli yarım saat olmuştu ama ben hâlâ Theo James'e iltifatlar yağdırıyordum. Evin'in de benden aşağı kalır yanı yoktu. Sonuçta Theo James yani, boru mu? Adam karizmanın öz evladı resmen.

"Yeter be başım şişti! Ne Theo'ymuş lan?!" Alper artık dayanamayıp isyan etmişti. Doruk da ona arka çıktı.

"Harbiden hee! Şu filmi her izlediğimizde 10 saat sizin bu hallerinizi çekmek zorunda mıyız lan biz?! Adamı yediniz bitirdiniz be yeter. Hem bizim ne eksiğimiz var şu heriften?"

Doruk abartmış mıydı sanki biraz?

"Oha oğlum lan yavaş gel. Tamam haklısın da o adamın boku bile bizden daha karizmadır yani." diyerek aklımı okumuştu resmen Alper.

"Susar mısın Alper! Gayet de giderimiz var bizim de!"

Hepimiz Doruk'a uzaylı görmüş masum köylü gibi bakıyorduk. Şok olmuştuk bu kadar yükselmesine.

"Doruk iyi misin birtanem?" dedim en sonunda endişeyle. Bu kadar kıskanması normal değildi çünkü. Tamam biz bu filmi her izlediğimizde Evin ve benim salyalarımız akıyordu ama Doruk ilk defa bu kadar tepki göstermişti. Geçen gün kafeye gittiğimizde garson ilgili davrandı diye de saçma tepkiler vermişti. Garsonun Evin'i süzdüğünü ima etmişti. O zaman ihtimal vermemiştim ama şüphelendiğim şeyin doğru olma ihtimali daha da artmıştı şu an. Sanırım Doruk Evin'den hoşlanıyordu.

•••••••

Dıdıdıdımm! Beliz, Doruk'un Evin'den hoşlandığını anladı sonundaa.

Üniversite sınavına hazırlandığım için bayadır yoktum canımlar. Şimdi de temelli gelmedim maalesef :(
Boş vakit bulmuşken bölüm yazayım dedim. Yine çok kısa bir bölüm oldu maalesef. Ama vakit buldukça yeni bölüm atmaya çalışıcam.

Sizleri çok seviyorum, umarım bölüm hoşunuza gitmiştir.♥️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 21, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SORUSU OLAN ? // Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin