Elimi sım sıkı tutmuştu aşina çarşı merkezine doğru ilerken herkesin o şaşkın bakışları üzerimizde iken; -Hayatım niye yiyecek gibi bakıyor .
-Mm... Şöyle canım , hayatında kimse olmadığını söyleyen Alper , annesinin gittiği görücülere hep yok diyen Alper bugün yanında taş gibi bir hatun ile memlekette geziyor . Sence normal değil mi ?
-Ney , Annen görücüye mi gidiyordu , ve sende yok demiyordun ? Alper seni döverim bak .
-Hatunnn ! Ben ne yapım yani , gitme desem ayrı dert git desem ayrı dert .
-Ah Alper Ah . Bu arada şu restoranın yanındaki araba sanki ışıkların da oradaydı .
-E gülüm Bahçe küçük yer . Bir an bende şüpheye kapıldım ama akıl akıldan üstündür .
-Ya ne bilim tedirgin oldum kaç yıldır böyle değilim biliyorsun .
-Biliyorum hatun kişi. Gel şu kuruyemişciden bir şeyler alalım .
Ee bakalım siz kimsiniz hele . Çalışana karışık bir şeyler hazırlamasını söyleyip ufak bir çikolata açıp yedim . Çöpü atma bahanesi ile kapıya gelince memelekette hiç görmediğim biri olduğunu anladım . Direk plakayı Dursun'a mesaj attım . Ve biraz saga sola gidip durdum Aşina parayı ödeyip çıktı ;
-Canım çikolatayı ödedin mi ?
-Lan oğlum ne çikolatası ya . Oda benden olsun ya .
-Oo Mehmet abi . Ne yapıyorsun ya ?
-Valla ne yapım gülüm . Köyden geliyorum . Sen ne yapıyorsun , gelmişin , baban görevde diyordu .
-He abi ya izin verildi . Birde hayırlı bir iş var onun hazırlıkları için geldim . Tanıştirim bu arada eşim Aşina .
-Tanıyorum gelinimizi ya . Yasine geldiğimiz vakit Abin anlattı mevzuyu . Neydi ismin ya ?
-(Aşina) Aşina abi .
-Aşina kızım Allah mutlu mesut etsin inşallah.
-Sağol abi teşekkür ederim .
-Dukkan yerinde bir ihtiyacınız filan olursa buyrun gelin .
-Eyvallah abim Allah razı olsun .
-Ben içeri geçeyim . Dikkat edin kendinize .
-Sende abi kolay gelsin . Hadi gülüm devam .
-Nereye gidiyoruz ya ?
-Önce çarşıda bir turu . Sonra bizimkiler ile buluşcaz . Sonrada süprayz.
-himmm . Bak merakım arttı iyice ama neyse karışmıycam canım .
O sıra telefona mesaj geldi araba çalıntı diye . Bir bokluk dönüyordu Aşinanın içine doğduğu gibi . Çarşıyı turladıktan sonra Nurullah mesaj attı "kanka okulların oradaki parka geçiyoruz" diye . Meydanın arka yolu üzerinden geri döndük . O sırada Dursundan da mesaj geldi "Araba kaçak , hayırdır ? " Aşina kuşkulanmada haklı idi araba bu seferde önümüzdeki PTT binasının yanından hareket etti . Aşinaya çaktırmadan hızlandım , bir bokluk dönüyordu çünkü . Parkın sokağına girdiğimiz zaman Nurullah ve Berat arabadan indiler o an aynı araba yanımızdan geçip parkın yanında durdu içinden elinde uzun namlulu beş adam indi o an dondum kaldım . Silah sesleri geliyor ama manzara gözümde aynı . Değişen hiç bir şey yoktu . Aşina'nın bağırıp dürtmesi ile kendime geldim , elindeki poşetleri ve çantasını yeri atmış çantasından çıkardığı silahla koşuyordu . Sırtımdan aşağı bir ter damla ter aktı o an kalbim yine çöküşte idi Aşinaya bir şey olacaktı sanki . Koştum . Silahımı 50 metre kaldığı zaman çıkardım . Kurşunlar ... Kurşunlar o an bana sen git der gibi bakıyordu . İlk şarjör bittiğinde hiç kimse kalmamıştı , tedbiren ceketin cebindeki yedek şarjörü taktım . Aşina yanıma gelmişti bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum sanki sağar olmuştum . Berat bağırdı "Bir araba daha geliyor! " diye yutkundum hala elimde tuttuğum şarjörü atıp direk Aşinayı çekerek siper çöp konteynerının arkasına siper aldım . Bu sefer bize yakın olan tarafta idiler . Arkasından bir siren sesi , o halimle bile attığımı vuruyordum ikisini ben üçüncü ise Aşina indirmişti . Polisler arabadan inip yanımıza koşarken Aşina silahını yere atıp ellerini kaldırdı Nurullah gile döndüğüm sıra biri yerde yatıyordu bir adım ata bildim ancak ne yapacağımı bilmiyordum nerdeyse tüm organlarım durmuş gibiydi , tek duyduğum şey nefes alıp verişim idi . Alt taraftan bir araba daha geldi . İçinden üç kişi indi Nurullah o sıra ayağa kalkıp ateş etmeye devam etti silahımı doğrultup ikisinin kafasına sıktım onlarda yere serildi , Polisin biri gelip arka diz bölümüme vurdu ama çivi gibi çakılmıştım sanki yerimden hareket edemiyordum . Aşina yanımdan Nurullah diye bağırarak koştu . Yanımda ki polis jop ile vurdu bu sefer aynı yere yere düştüm kafamı çarptım o an her şey eski yerine geldi hemen fırladım . Nurullah'ın ağzından kan fışkırıyordu gömleği çeketi yer kan revan olmuştu ;
-Lan Nuro gardaş kalk lan ! Nuro oğlum kalk lan yapma bunu bana , daha yolun başındayız yapma lan !!! O sıra memurun biri kolumdan tutup beni çekemeye çalıştı . Lan gardaşım ölüyor gardaşım ambulans çağırın lan !
-(Aşina) Alper buranın Hastanesi'nde bir şey yapamazlar Osmaniye yetişmesi lazım .
-Berat! Arabaya bindirin hadi lan hadi !
-(Komser) bir yere gitmiyorsunuz ambulans geliyor .
Ayağa kalktım gibi konserin üzerine yürüdüm.
-Ben Binbaşı Alper kağan Yıldırım , yerde yatan adam Mit müsteşar yardımcısı Mehmet Nurullah Yavuz !
-Ney?
-Al sana kimlik . Cebimdeki cüzdanı çıkarıp askeri kimliği gösterdim ağlayarak .
-Tamam komutanım gidebilirsiniz .
-Berat hayır arabayı ben sürecem .
-Tamam tamam hadi .
Arabaya binip direk bastım gaza ara sokaklardan hızlıca ana yola çıktım bir saniye bile kaybedemez idim. Kardeşim gidiyordu lan . Kaç yıldır kardeş dediğim adam ailem yerine koyduğum adam benim yüzümden gidiyordu Berat seslendi o sıra ;
-Alper bir şey diyor ... Tunga affet beni .
-Affetmem Yavuz !Yavuz affetmem oğlum dayan .
-Gücüm tükeniyor diyor .
-S..... Gücünü ha . Senin gücün tükenmez ya kalk lan gardaş . Yorma kendini bak 5 dk geçti ben Düziçinide geçtim.
Gözümden yaşlar dökülüyor , elimin içi ter , atletim ise sırıl sıklam . Her şey benim yüzümden idi . Ama her şey . Ona bir şey olursa yakardım ortalığı .
-And olsun Kabenin rabbine and olsun ki sana bir şey olursa yakarım ortalığı Yavuz'um . Dayan kardeşim araba 180 de gidiyor . Dayan ne olursun dayan .
-(Berat) Özür dilerim deme lan özür dileme lan nuro oğlum kendine gel kaybetme lan !!!
-Ben onun kaynanasını ..... Anlayacak o özrü , kardeşim kalk bak daha düğünümde oynıycaksın lan ! Hemde sen ben Berat zeybek oynayacaz .
-(Aşina) Alper lütfen yetiş lütfen . Dedi yutkunarak .
-Hastaneyi ara hazır beklesinler
Biraz daha gaza köklendim . O an artık ibreye bakmaktan vazgeçtim. Ya hepimiz ya hiç birimiz
...
Kafamı kaldırıp koridora baktım . Koridor başında ve cam kenarında ikişer asker vardı . Berat yakın olan camdan dışarı bakıyordu , Aşina ise yanıma çökmüş elimi tutuyordu . Askerlerden biri Beratın yanına gelip kulağına bir şey fısıldadı o an kafamı tekrardan gömdüm gözlerimi sım sıkı yumdum . Benim suçumdu , onları bahçeye ben çağırdım , benim yüzümden oldu . Asıl hedefleri bendim ben . Ama Nurullah a sıktılar . Tam 8 kurşun yemiş , sekiz...sekiz... Bunu yapanları bulduğum zaman sektireceğim onları and olsun ki . Bir el dokundu omzuma kafamı kaldırıp baktığımda babamı gördüm gözlerinin içi kan çanağına dönmüş babamı , bizler için ağarmış saç ve saklı gördüm , yılların verdiği ağırlık kırış olmuş yüzünü gördüm kalktım duvardan yardım alarak ve yutkunarak ;
-Canım , ciğerim , yoldaşım ... Kardeşim ölüyor baba kardeşim . Diyip sarıldım hüngür hüngür ağladım . Belkide son ağlamalarım idi benim . Annem Beratın elini tutuyor bir yandan da göz yaşını siliyordu . Göz yaşları yüzünden bulanık gören gözlerim zar zor seçti onları . Aşina ise çocuklara sarılmıştı . Ameliyathanenin o sürgülü kapısı açı verici bir sesle açıldı . Ve doktor başı eğik , ağır adımlarla gelmeye başladı.
Korktuğum şey başıma geliyordu galiba Allah'ım sen Nuroyu Vatana millete bağışla . Beni Yavuzsuz bırakma , daha önce abimi aldın imdi ise kardeşim alma Tanrım ben bu yükü kaldıramam yoksa ;
-Doktor uzatma .
-Binbaşım , Geçirdiği operasyonda hastamiz hayatini kaybetti . O an , annemin çığlık sesi , Aşinanın kolumdan kayması babamın olduğu yere çökmesi hiç biri umrumda değildi , son göz yaşlarım dökülüyordu . Söz kardeşim sana söz son göz yaşlarım bunlar .
-Vatan sağolsun Türk Devleti varolsun .
Ardından Gidip askerin telsizini alıp anons yaptım ;
-Tüm ekiplerin dikkatine ben Binbaşı Alper kağan Yıldırım , Bugün ki hain saldırıda ağır yaralanan Mit müsteşar yardımcısı Mehmet Nurullah Yavuz şehit olmuş ... Mekanı cennet olsun.
Yapamadım... konuşamadım ... Elim kolum bağlandı sanki . Merdivenlerden aşağı indim . İnerken katta bana selam duran hiç bir askerin yüzüne bakamadım . Kafamı kaldiramadım . Hastane kapısından çıkıp ejderin yanına gittim ;
-Aç kapıyı .
-Açamam komutanım kusura bakmayın .
-Asker aç dedim .
-Açamam komutanım . Bende emir kuluyum yapmayın .
-Komutan üstün kim senin ?
-Zehra astsubay .
-Cabuk bura çağır .
-Emredersiniz . (Telsiz mikrofonu düzelterek) Komutanım buraya gelebilir misiniz ?... Komutanım gelip görseniz daha iyi olur . Geliyor komutanım .
-Eyvallah kardeşim sağol .
-(Zehra Astsby) Ne oluyor cihan , beyfendi siz kimsiniz.
-Binbaşı Alper kağan Yıldırım komutanım . Dedi benle göz geldikten sonra .
-Emredin komutanım ? Hemen kendine çeki düzen vererek .
-Kapiyi açın ve içeri kimseyi almayın .
-Ama komutanım ...
-Astsubayım emirdir .
Kafası ile onayladı astsubay . Kapıyı açıp kenara çekildi .
-Ölüyorum desem kapı açılmayacak .
Diyip araca bindim . Biri kolundan diğeri ayağından yaralı iki şerefsiz karşımda duruyordu . Onlar karşımda idi ... Nurullah ise uçmada .
-Beni tanıyor musunuz ? Kafalarını eğdiler . Güzel , peki o sıktığınız adamlar kimdi ? ... Susmayın lan ! konuşun .
-Binbaşı bizler fedaiyiz . Savcının göreve Müsteşar yardımcısı olarak devam ettiğini bilmiyorduk.
-Lan şerefsiz . Madem fedaisin , beni görünce niye ateşi kesmediniz ? Olduğum yerden bir tokat çaktım .
-Oyle emredildi .
-Kim ?
-Fedaiyiz dedim binbaşı nesini anlamazsın?
-lan aq , lavuk ,i.... ......... Sizin yüzünden kim öldü farkında mısınız ?
-Ya havle lan ....... Size emiri veren kişi devlete zora sokmak için vermiştir sizler kurultaydakilerden başka kimseden emir almazsınız ... Doğru mu lan ! Diyip tekme attım bacağına .
-Dogru doğru. Allah aşkına yapma Binbaşı , ne olursun yapma .
-Siz nasıl fedaisiniz lan ? Bu kadar çabuk çözüldünüz .
-Cabuk çözülmedik binbaşı hatamızın
Farkındayız .
-S..... Senide hatanida lan . Kardeşim gitti lan kardeşim . İt herif , söyle bakalım hangi soysuz emretti .
-Hacı .
-Ney ?
-Hacı bilge mi ?
Kafasını salladı . İnanamıyorum ya bana onca iftira attı dedim kişisel rekabettir gıkım çıkmadı . Ama ama imdi ise koskoca müsteşar yardımcısının ölümüne ferman oldu. Acaba neden ? Kafamı sağa sola çevirdim job demir odun parçası var mı diye Allah'tan kafesin içinde bir adet job varmış hemen aldım ve ikisini iyice süzdüm şöyle . Ardından Allah ne verdi ise .
...
-Astsubayım eğer bu itler kan kaybından ölür ise tutanağı bana getirin ben imzaliycam yok ölmez ise zaten gerekli işlemleri yaparsınız sadece . Dedim kapıyı örterek . Cihan kardeşim job ve içeri için kusura bakma sende he olur mu ?
-Yok ya olur mu komutanım canınız sağolsun .
-Canım mı sağolsun ? Canım gitti cihanım canım . Pantolunum ceblerine baktım sigara var mı yok mu diye ama bulamadım . Tam büfe var mı yakınlar da derken ,
-(Cihan) komutanım sigara arıyor iseniz ben verebilirim . Ama tütün kullanıyorum ben .
-Ver cihanım ver . Tabakayı çıkartıp uzattı . Tütünü sarıp geri verdim teşekkür ederim de çakmağını da ver bari . Diyince eli ayağına dolandı çocuğun . Sigarayı yaktıktan sonra , Zehra bunları emniyete teslim edin ve müdüre teşekkürlerimi iletin .
-Emredersiniz .
Hastanenin yanına doğru gittim . Duvarın dibine çöktüm , ne yapabilirim ki ? Ya sultanımızın emri ise ya böylesi uygun görüldü ise . Hayır hayır hayır olmaz böyle iş . Böyle bir uygunluk yok . Yavuz'umun suçu günahı yok , ihanetide yok . Dursun'a mesaj atmalıydim hemen telefonu cebimden çıkardım ki bir ton arama ve mesaj hepsini görmezden gelip Dursun'a geldim direk 2 saat önce mesaj atmış zaten '2.5 saate oradayım kardeşim ." Hacı... Hacı... Öleceksin hemde öyle bir öleceksin ki seni kara toprak bile kabul etmiyecek , ateş bile yakmayacak , hayvanlar bile yemiycek ,denizler bile seni durmadan karaya vuracak .
-Bakın beyler bu iş çetin iş yolu taşlık kayalık engebeli . Bu yol ölümsüzlük yolu . Bu yolda ölmek var dönmek yok . Ta ki Allah rızası için Turan'ı kurana kadar .
-(Nurullah) Aynen öyle kardeşim .
-(Berat) Eğer bu yolda ölümsüz olursak diğerlerimizde ölümsüz olacaktır .
-(Nurullah)İntikam dersin yani kardeş ?
-(Berat)E yani .
-Birimizin kanını dökenin ruhunu teslim bile ettirmeyeceğiz .
-(Üçümüzde) And olsun and olsun and olsun!EĞER UĞRUNA ÖLDÜĞÜN ŞEY VATANSA ÖLÜMSÜZSÜNDÜR!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES TANRI DAĞININ ÇOCUKLARI
ActionÇıkmazlar içine yürüyen bir Özel kuvvetler timi . Onlarca olaya rağmen canından geçen bir binbaşı. Babasının intikamı peşinde koşan bir mıt amiri . Ve sınır tanımayan bir vatan davası. Müthiş sırlar ile dolu bir derin devlet . Filimleri filan unu...