3. bölüm ♡

142 71 30
                                    

O anda hemşire odaya girdi son muayeneleri yaptı ve taburcu etti ben de kalkıp toparlanmaya çalıştım telefonumu ve çantamı aldım kolumda bir morluk vardı galiba bayıldığımda olmuştu.

"Ben hazırım çıkalım mı ?"dedim taner'e tebessüm ederek

"Olur prenses" dedi taner kafasıyla onaylayarak

Hastaneden çıktık arabaya doğru ilerledik bana kapıyı açmasını bekledim bindi arabaya beni fark etmiş olacak ki kahkahalara boğuldu bende sinirli sinirli bakıyorum tabi.

"Hadi ama yapabilirsin senin de elin var denizz " dedi taner hala gülüyordu odun işte ne olucak

"Odunnn" dedim sinirli bir şekilde bağırarak arabaya binerken

"Bir tek senin icin yanarım kızım " dedi ve göz kırptı biraz utanmıştım konuyu kapatmak icin yol boyunca konuşmadım ve nihayet evlerine yetişmiştik ağzım açık kaldı resmen büyülemişti bu evin saraydan farkı yoktu havuzu bile vardı bu evin her yerini gezmek için sabırsızlanıyordum bir sesle kendimi toparladım.

"İnmeyi düşünmüyorsun galiba arabadan ?" Dedi taner omuz silkerek

" Tamam be " dedim

İndim arabadan zile bir kac kez bastı bir çalışan çıktı giyiminden belliydi tonton ve çok tatlı bir teyzeydi

"Hoş geldiniz evlâdım " dedi ve taner ile beni yanaklarımızdan öptü

"Bu okuldan arkadaşım deniz bir kaç gün misafirimizdir deniz bu da evin kraliçesi" dedi gülümseyerek

"Annesi misiniz memnun oldum" dedim

"Yok ben bu evin çalışanıyım benim de adım fatoş " dedi boyun eğerek ah salak deniz giyiminden beli ztn tekrar neden soruyorsun salak

"Olur mu öyle şey sen annesisin duymayayım birdaha " dedi taner elinden öperek bu olay hoşuma gitmişti taner aslında çok iyi biriydi bana döndü

"Aç mısın?" Dedi

"Evet hemde nasıl " dedim büyük bir iştahla yemek odasına yöneldik beyaz örtülü masa bordo nakışlar ve bordo kağıt peçeteyle süslenmişti tabaklar beyaz porselen ince altin detaylarla süslenmişti yemekte en az 10 çeşit yemek vardı azar azar sarma , mantı, çorba, köfte ,makarna vs. Oturdum masaya ama benim kafamı kurcalayan sorular vardı.

"Şey" dedim daha karar veriyodum zihnimde sorsam mı ,sormasam mı diye

"Ne? " dedi dolaptan bir kırmızı şarap çıkardı

"Yalniz mi yaşıyorsun? " dedim ve ekşi ve bol baharatlı sarmadan bir ısırık aldım ımmm

" önce bir yemeğini ye ya boğulacaksın" dedi aynen ya yemekte sorulur mu öyle soru aptal iç sesimle kavga ederken şarap üstüme döküldü mahvolmuştu üstüm yaa olamaz

" Şey özür dilerim ya " dedim mahçup bir şekilde

"Önemli değil odamdan temiz birşeyler giyine bilirsin duşta al oda üst katta ikinci oda " dedi yere dökülen şarabı temizlerken

Çıktım okadar oda vardı ki biraz zorlandım ama odayı buldum her tarafı siyahtı bir beyaz gömlek aldım duşa girdim altın döşeme her yer bisürü sabun bisürü şampuanı vardı herhangi bir şampuanla duş alıp çıktım gömleği giydim çok bol ve büyüktü elbise gibi aşağı indim taner bir yandan mısır patlatıyor bir yandan da abur cubur ve vişneli viski hazırlıyordu sesizce tezgaha oturdum tam o sırada beni gördü büyülenmişti galiba çok garip bakiyirdu yanıma yaklaştı başımdan ve omzumdan öptü

"Benim gibi kokuyorsun " dedi evt onun gibi kokuyordum mutluydum ama neden? ona karşı birşeyler mi hissediyordum? odaya geçtik

"Annen ve baban gezide felan mı?" Dedim

"Aslında çok karışık" dedi gözü dolmuştu sarıldım

"Anlat "dedim

"Ben doğduğumda biolojik ailemin durmu olmadığı için beni satmışlar fizyolojik ailem beni sahiplenmiş bana karşı çok iyilerdi taki çocukları olana kadar fizyolojik annem beni evden kovmak için elinden geleni yaptı ben de onlardan uzaklaştım 4 yıl felan bir gece telefonum çaldı açtım polisti babamı tek varlığımı kaybetmiştim o gün onunla beraber ben de ölmüştüm ve son isteği benimde mirastan pay almam bana olan son sözleri kız kardeşine iyi bak olur mu yokluğumu hissettirme ona annenin yaptıkları için özür dilerim oğlum seni seviyorum ve bir adres bırakmıştı evlenince git diye "dedi ve hıçkırıklara boğuldu üzüldüm çünkü onu ilk defa bu halde görüyordum sıkı sıkı sarıldım aynı kaderi paylaşıyorduk onu anlıyordum ben de anlatmak istedim ve başladım anlatmaya dolan gözleriyle beni dinliyordu

"Benim de babam bizi terk eti ben 6 yaşında Felan bana mektup bırakmıştı bana kırılma âşık olunca anlarsın !yazmıştı" Dedim ikimizde göz yaşlarımızı sildik biraz sakinleştik içtik gözleri çok güzeldi bakmaya doyamıyordum elini yanağıma götürdü yaklaştı nefesini hissedebiliyordum küçük bir öpücük kondurup çekildi tekrar kendine çekti beni dudağımı ısıra ısıra emdi kendimde değildim nefesim kesilene kadar öptü sonra çekildim ve düşündüm beni neden öpmesine izin verdim ki gözlerim ağırlaştı omzuna yaslanıp kendimi rüya alemine bıraktım

...

Taner 'in ağzından

Öyle masum ve güzel uyuyordu ki uyandırmaya kıyamadım yavaşça kucağıma alıp odama götürdüm hafifçe yatağa bıraktım anlından öptüm tam arkamı döndüğüm anda

"Benimle kal korkuyorum " diye mırıldanıyordu zor duydum

"Neden korkuyorsun " dedim cevap vermedi ben hep onu üzüyordum oysaki insan sevdiğini üzer mi söz verdim kendime onu bidaha üzmicektim korktuğu şey ne olursa olsun koruyacaktım yanına uyudum bana doğru çekip sarıldım sıkı sıkı kokusunu içime çekip hapsettim sigara dumanını içime çeker gibi seviyordum ama kabullenemiyordum ve gözlerimi kapatıp kendimi rüya alemine bıraktım

...

Güneş ışınlarının yüzüme vurmasıyla uyandım nee tanerin odsındaydım hemde ona sarılıyordum neyse birazcık öpüp saçlarıyla oynayayım uyanınca çığlık atarim ehehehe öptüm kokusunu içime çektim tam elimi saçına uzatım ki uyandı aaaa bagirmaya başladım ben bağırınca o da bağırmaya başladı

"Noluyor yaa ne bağırıyorsun " dedi korkmuştu

"Benim ne işim var burda " dedim sahi benim ne işim var burda 😐

yeni mi aklına geldi sürtük az önce çocuğu öpüyordun noldu dedi ic sesim kes sesini dedim kafamdaki o ic sesine

"Belki cazibeme yenilir kararın değişir benimle olursun diye " dedi kahkaha atarak
Yastığımla ona vurmaya basladim o da bana yastıkla vuramaya başladı yastık savaşı oynadık resmen yataktan yere firlatım onu ama beni tutuyordu beraber düştük üstüne düştüm resmen tam birbirimize yaklaşıyorduk ki içeri fatoş teyze girdi beni öyle görmesine utandım taner hala gülüyordu taner' in üstünde olduğuma mı kızayım onun kıyafeti üzerinde ona mıtanerin gülmesine mi bir cimcik atim inledi

"Kahvaltı hazır evlâdım "dedi fatoş teyze tebessüm ederken

"Geliyoruz sultanım "dedi ve aşağı indi taner ben de eski kıyafetlerim kurumuştu onlari giyindim utanıyordum çünkü yanlış anlaşıldım ve üstümde kiyafeti vardi neyse giyinmiştim ki kapı çaldı taner iştahla yemek yiyordu fatoş teyze de servis ediyordu

"Ben açarım fatoş teyze "diye seslendim
Kapıyı açtım kimse yoktu tam kapatıyordum kapıyı yerde bir kağıt olduğunu fark etim aldım
Deniz... diye başlıyordu

Sizce ne yazıyordu ? o kağıta kim bırakmıştır onu ? bir tahminlerde bulunun

Beğendiyseniz oylamayı  ve yorum yapmayı unutmayın

Karanlıktaki Çığlıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin